



Bu hastalık yüzünden bir başka Serie A futbolcusu olan Gianluca Signorini de 2002 yılında hayatını kaybetmişti.




Robert Enke 2010 elemelerinde zorlu Rusya maçı öncesi antrenmanda elini kırmış. Bir kalecinin başına gelebilecek en talihsiz olaydır. Oliver Kahn'ın futbolu, Jens Lehmann'ın da milli takımı bırakmasının ardından kalede Löw'ün en güvendiği isim Robert Enke'ydi. 2003'te Rüştü'nün Barcelona'ya gitmesiyle o da Fenerbahçe'ye gelmişti. Ancak İstanbulspor karşısında sezonun ilk maçında yediği 3 gol ona pahalıya malolmuş sarı lacivertliler Almanla yolları hemen ayırmıştı. Hanover kalesinde 2004'ten beri başarıyla oynuyordu.
Eğer gerçekten iyiyseniz, işinizi iyi yapıyorsanız size kimse dokunamaz. Barcelona'nın taa içinden gelen Xavi de işte böyle biri. O Barcelona'nın başına hangi teknik adam gelirse gelsin 11'den kesmeyi göze alamayacağı bir oyuncu. Top ona geldiğinde forvet oyuncuları bilirki her an mükemmel bir pas alıp gol pozisyonuna girebilirler. Top ona geldiğinde defans oyuncuları bilirki ortasahada kaybedilen aptalca bir top için aniden mücadele etme zorunda kalmazlar. Xavi önündeki, arkasındaki, sağındaki, solundaki, kenardaki, tribündeki, ekranı başındaki herkese bu güveni verir. Guardiola da başarılı olma adına Xavi'ye çok ihtiyacı olduğunu biliyor. Peki bir zamanlar Johan Cruyff'un rüya takım Barcelonası'nda bu anlamda en güvendiği futbolcu kimdi? İşte halef - selef konusu...