27 Ağustos 2010 Cuma
26 Ağustos 2010 Perşembe
DIEGO TRANSFERİ TAŞLARI OYNATIR
Diego tekrar döndü Bundesliga'ya. Daha doğrusu ait olduğu yere. Brezilyalı 15 milyon euro bonservis bedeli ile Wolfsburg'a katılacak. Almanya onun futbolunu daha verimli bir şekilde gösterebileceği ülkedir. Bu gelişme tüm taşların yerli yerine oturmasını sağlayacak özellikte. Yani, Schalke ve Galatasaray için Misimovic'i transfer etme adına işler biraz daha kolaylaşacak demek. Diego'nun transferiyle Misimovic'in 10 numarasının el değiştireceği kesin. Ancak bugünkü Alman gazetelerinin haberleri Schalke'nin Misimovic'ten elini eteğine çektiğine işsaret ediyor. İddialar Schalke'nin rotayı Van der Vaart'a çevirdiği yönünde. Real Madrid'e 10 milyon euro'luk bir teklif sundukları dedikoduları dönüyor. Öte yandan İtalyan basını da Ibrahimovic'in olası bir Milan transferi öncesi Schalke'nin, İtalyan ekibinden Huntelaar'ı da kadrosuna katabileceğini belirtiyor. Bu 2 transfer gerçekleşirse Raul ve Metzelder'i de sayarsak Schalke denizinde ufak bir Real Madrid takım adaları yaratılmış olacak. Bu, Magath'ın sistemi için de son derece önemli bir gelişme. Galatasaray açısından değerlendirirsek de Van der Vaart'ın transferi gerçekleşirse Misimovic için Schalke defteri tamamen kapanır ve Galatasaray kapısı açılır. Eğer böyle olursa transferin gerçekleşmesi için bazı taşların yer değiştirmesi gerektiği anlaşılır ki bu da Adnan Sezgin'in dolayısıyla Galatasaray'ın elinin transfer masasında geçmişe oranla güçlü olmadığını iyice ortaya çıkarmış olur.
23 Ağustos 2010 Pazartesi
DURACELLLER VE SANYOLAR
Mesela iki pille çalışan aletleriniz vardır, radyo, uzaktan kumanda ya da el feneri gibi. Radyoyu örnek alalım. Yeni aldığınız radyo yanında mutlaka pillerini de beraberinde getirir. Pilleri takar ve güzel güzel yeni radyonuzun keyfini çıkarırsınız. Ancak bir süre sonra doğal olarak piller bitmeye başlar ve yenileriyle değiştirmeniz gerekir. Durumunuz iyiyse ya da eliniz açıksa piyasadaki en iyi pillerden 2 adet Duracell’e 6 lira öder ve en uzun süreli verimlerden birini alırsınız. Ama imkanınız yoksa tercihinizi sağdan soldan duyduklarınız doğrultusunda mümkün olduğunca fazla verim alabileceğiniz daha ucuz pillerden yana kullanırsınız ve mesela gider 4 liraya 2 adet Varta alırsınız. Aslında bu durumda ne yaparsanız yapın bir kere baştan Duracell’in performansını yakalayamayacağınızı kabul etmişsinizdir. Üstüne üstlük uzun vadede baktığınızda da ufak bir hesapla ömür-para orantısı bakımından daha zararlı çıktığınızı da farkedersiniz. 6 liralık 2 adet Duracell’in sağladığı verimi almak için 4 adet Varta'ya 8 lira ödemek zorunda kalmışsınızdır. Neticede o an içinde bulunduğunuz koşullara göre iki tercih de kabul edilebilirdir.
Ancak bir de uyanık olduğunu düşünenler vardır. En zararlı çıkanlar da bence bunlardır. Bunlar 2 pilin yerine sadece 1 pili değiştirir ve Duracell'in yanına mesela 1 liralık Sanyo takarlar. Böylece diğerlerine oranla hem ceplerinden daha az para çıkar hem de radyolarını kullanmaya devam etmiş olurlar. Ancak çok kısa bir süre sonra bakarlar ki radyo yine çalışmamaya başlar. Çünkü Sanyo'nun ne tükenme noktasına gelen Duracell'e ne de radyoya bir faydası olmuştur. Olan şey, ikisinin de daha çabuk bir şekilde tükenmeye başlamasıdır sadece. Böyle olunca kullanılan radyo da bir yandan eskimeye devam etmektedir.
Biraz karışık oldu belki ama bugünkü Galatasaray'da da durum böyledir bana göre. Duracelller'in (Arda, Baros, Kewell, Elano ve Neill vs.) yanına ya çekmecede sakladıkları ya da bakkaldan yeni aldıkları Sanyolar'ı(mevcut yönetimsel zihniyet ve Barış, Sarp, Ali Turan, Serdar Özkan ve Pino gibi isimler) taktılar. Sonunda Sanyo hem radyoyu yordu hem de Duracell'i tamamen tüketti. Aslında suç, ne Sanyo'da ne de Duracell'de. Onlar potansiyelleri ölçüsünde ellerinden geleni yapıyorlar. Suçlu bulmak gerekiyor mu emin değilim ama arıyorsak listenin en üst sırasına bu ikisinden aynı anda verim almaya çalışanları koymalıyız. Suç, Duracell'i de geçtim artık Varta bile "aldıramayıp" Sanyo ile "idare etmeye" çalışanlarda! Ve artık işin kötü tarafı radyo da(Rijkaard) eskidi, geçen sene arada bir sesi güzel çıkıyordu ama şimdi iyice cızırdamaya başladı. Tamir edilme imkanı var mı bilmiyorum ama yoksa eğer artık onu da değiştirmenin vakti geldi de geçiyor bile...
Ancak bir de uyanık olduğunu düşünenler vardır. En zararlı çıkanlar da bence bunlardır. Bunlar 2 pilin yerine sadece 1 pili değiştirir ve Duracell'in yanına mesela 1 liralık Sanyo takarlar. Böylece diğerlerine oranla hem ceplerinden daha az para çıkar hem de radyolarını kullanmaya devam etmiş olurlar. Ancak çok kısa bir süre sonra bakarlar ki radyo yine çalışmamaya başlar. Çünkü Sanyo'nun ne tükenme noktasına gelen Duracell'e ne de radyoya bir faydası olmuştur. Olan şey, ikisinin de daha çabuk bir şekilde tükenmeye başlamasıdır sadece. Böyle olunca kullanılan radyo da bir yandan eskimeye devam etmektedir.
Biraz karışık oldu belki ama bugünkü Galatasaray'da da durum böyledir bana göre. Duracelller'in (Arda, Baros, Kewell, Elano ve Neill vs.) yanına ya çekmecede sakladıkları ya da bakkaldan yeni aldıkları Sanyolar'ı(mevcut yönetimsel zihniyet ve Barış, Sarp, Ali Turan, Serdar Özkan ve Pino gibi isimler) taktılar. Sonunda Sanyo hem radyoyu yordu hem de Duracell'i tamamen tüketti. Aslında suç, ne Sanyo'da ne de Duracell'de. Onlar potansiyelleri ölçüsünde ellerinden geleni yapıyorlar. Suçlu bulmak gerekiyor mu emin değilim ama arıyorsak listenin en üst sırasına bu ikisinden aynı anda verim almaya çalışanları koymalıyız. Suç, Duracell'i de geçtim artık Varta bile "aldıramayıp" Sanyo ile "idare etmeye" çalışanlarda! Ve artık işin kötü tarafı radyo da(Rijkaard) eskidi, geçen sene arada bir sesi güzel çıkıyordu ama şimdi iyice cızırdamaya başladı. Tamir edilme imkanı var mı bilmiyorum ama yoksa eğer artık onu da değiştirmenin vakti geldi de geçiyor bile...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)