Aklımda kalanlar;1- Ertem Şener'e üzüldüm. Sen 115 dakika maçı anlat, golden 5 saniye önce Türkiye ile ses bağlantın kopsun. Bir an Uğur Önver'in Toulouse-Trabzonspor maçında Trabzon'un golünü kimin attığını anlayamadığı gibi, Şener'in de Barcelona'nın golünü kimin attığını çözemediğini, o yüzden sustuğunu zannettim. Ama spiker tanrısının müdahalesiymiş meğersem, yerine devreye giren arkadaş 5 dakikada futboldan en az(!) Ertem Şener kadar anladığını gösterdi.
2- Pedro Rodriguez denen arkadaşın da Messi'den aşağı kalır tarafı yok. Guardiola biz futbolseverlere yeni bir ofansif ortasaha yeteneği daha sundu.
3- Messi'nin ikinci yarıda ceza sahasında Srna'ya çektiği ayar da görülmeye değerdi. Kafa bile atmaya kalktı, hadi atmadı da ittirdi diyelim. Her geçen gün Maradona'ya daha fazla benziyor.
4- Ibrahimoviç Eto'yu aratır mı? En azından Messi ve Henry'nin oyununu tamamlama açısından. Benim bu konuda şüphelerim var, lig bir başlasın da doğru teşhisi koyalım.
5- Shakhtar'ın daha fazla yapabileceği bir şey yoktu. Kapandılar yarı sahalarında mecburen, kapanmasalar zaten 90 dakikada iş bitebilir hatta farklı da bitebilirdi. Lucescu Galatasaray'ın başında yaptığını Shakhtar'ın başında yapamadı. Bir Fatih Akyel'i, bir Jardel'i yoktu.
6- Platini ve Prens Albert, dünkü şampiyonlar ligi kura çekiminin ardından verilen "After Party" olayını fazla abartmış olacaklar ki uzatmalarda uyukluyorladı.
7- Guardiola, Şampiyonlar ligi şampiyonluğu, La Liga şampiyonluğu, İspanya kupası, İspanya süper kupası derken Uefa süper kupasını da kazanarak 38 yaşında tabiri caizse ortalığın anasını ağlattı. Tebrikler Barcelona, tebrikler Guardiola...


















Gazetelere, gazeteciliğe, spor haberciliğine saygı duyuyorum. Mesela Milliyet bize yıllarca gazeteyi en arka sayfasından açtırma geleneğini başlatmıştı. Spor basını yıllar yılı gelişti, bir noktaya getirildi. Birçok spor gazetesi çıktı, birçok gazete de spor sayfalarına daha geniş yer vermeye başladı. Bu spor sayfalarında da her zaman en çok ilgiyi gören muhabirlerin "özel" haberleri, fotomuhabirlerinin eşsiz kareleri, yazarların güzel kalemleri oldu. Bazen de istihbarata dayanan ama altında imza olmayan haberler çıktı sayfalarda. Okuyucuların bazıları bunlara inandı, bazılarıysa hiç ciddiye bile almadı. İşte bu haberlerden biri yukarıda. Ve altında bu kez imza var, İlhan Söyler'in imzası. Elano, Kayserispor'a attığı harika golün ardından Brezilya teknik direktörü Dunga ile bir telefon konuşması yapmış ve kendisiyle gurur duyması gerektiğini söylemiş. Şimdi bu habere inanmaya çalışıyorum, kendimi zorluyorum ama başarılı olamıyorum. Hele ki şu "kaseti bulup göndereceğim" muhabbeti beni benden aldı diyebilirim. Kaseti yollamana ne gerek var kardeşim, Dunga girsin internetten izlesin, hangi devirde yaşıyoruz ama di mi? Yok ben yine de saygısızlık yapmak istemiyorum bu habere ama şunu sormaktan da alamıyorum kendimi; acaba Elano telefonda Dunga'ya bunları söylemiş olabilir mi, yoksa İlhan ağabey durumu biraz(!) abartmış mı?



