4 Haziran 2010 Cuma
3 Haziran 2010 Perşembe
2 Haziran 2010 Çarşamba
CANNAVARO AL AHLY'DE
"Birleşik Arap Emirlikleri futbolunu zaten uzun zamandır takip ediyordum. Ben de elimden gelen katkıyı yapmak istiyorum. Al Ahly yönetiminin ve taraftarlarının beklentilerini boşa çıkarmayacağım. Arap arkadaşlarımla birlikte B.A.E. futbolunu özlenen noktaya taşıyacağız inşaaallllaahhh!"
Al Ahly takımına palmiyelerde 1 villa ve 5 arap atı karşılığında transfer olan Al Cannavaro'nun kariyerindeki yeni dönemle ilgili ilk demecinden. :)
Al Ahly takımına palmiyelerde 1 villa ve 5 arap atı karşılığında transfer olan Al Cannavaro'nun kariyerindeki yeni dönemle ilgili ilk demecinden. :)
GERRARD SICAK SICAK
Florentino Perez'in 2. Galacticos döneminin 2. yılındaki ilk bomba adayı Steven Gerrard. Yeni çekilecek filmin Steven Spielberg'i Jose Mourinho iyi bir aktör arıyor diyorlar. Filmin adı da belli, "Gerrard sıcak sıcak". Önlerindeki tek engel İspanyol sinemasının usta yönetmenlerinden Rafael Benitez'in elindeki en kaliteli İngiliz aktörlerden birini bırakmak istememesi. Ama kuşkusuz İspanyol sineması İngilizlere oranla daha ileride. Gerrard da bu filmde oynamak isteyecektir.
ETO'O YAĞ SÜRDÜ
Bir milli takımın en büyük yıldızlarından biri hem de o takımın kaptanı önemli bir turnuva öncesi oynanan bir hazırlık maçında kırmızı kart görüp atılır mı? 2-3 gün önce Roger Milla'nın açıklamalarına tepki göstererek dünya kupasına katılmayabilirim diyen Samuel Eto'o atılır. Portekiz maçının 34. dakikasında Duda'ya yaptığı sert faulün ardından oyun dışında kaldı Eto'o. Ne oldu? Milla'nın ekmeğine biraz daha yağ sürdü işte. "Barcelona ve Inter'de sergilediği performansı milli takımında ortaya koymuyor, hiçbir şey katmıyor" diye eleştiren Milla için "Bakın gördünüz mü, haklı değil miyim?" dedirtecek bir durum ortaya çıktı. Yapma gözüm Eto'o böyle, sinir yapma, sen de bul kendine yeni bir gol sevinci, yık Milla'nın efsanesini!
Etiketler:
dünya kupası
1 Haziran 2010 Salı
BANU YELKOVAN İLE KUPA AFRİKA 5. BÖLÜM
Geçtiğimiz perşembe günü yine Olimpiyat Stadı zeminindeki yerimizi aldık. Bu kez bize eşlik eden Banu Yelkovan idi. Kendisini ben de birçoğunuz gibi yazılarından ve televizyon programlarından takip ediyordum ama hiç tanışma fırsatı bulamamıştık. Yaklaşık 2 saat süren çekimlerin ardından kendisini tanıdığıma o kadar mutlu oldum ki anlatamam! Kamera arkasında da kamera önünde nasılsa aynen öyle! Tatlı dilli, doğal, zarif ve kaliteli. Herşeyden önce de bir tarz sahibi olduğu her halinden belli. Banu ile geçmiş dünya kupalarından konuştuk, Güney Afrika'dan bahsettik. Kendisine dünya kupasıyla ilgili 20 şey söyledim, o da bana kendinde çağrıştırdıklarını, aklına ilk gelenleri anlattı. Çok keyif aldık ikimiz de bayağı bir güldük. Önemli olan da bu, işinizi yaparken bir yandan zevk alabilmek, biz bunu eğlenerek bir adım daha öteye taşımayı başardık.
Banu çekimler sırasında o üzerine konuşmayı iyi becerdiği güzel oyunun olmazsa olmazı meşin yuvarlağa da ne kadar hakim olabildiğini gösterdi. İki ayağını da çok iyi kullanıyor. Verdiği falsolar teknik becerisinin üst seviyede olduğunu gösteriyor. Topu ayağına aldığında Barcelona ekolünün izlerini görebiliyorsunuz. Zaman zaman ayağa pas yaparken zaman zaman da sizi hücuma kaldırmak için topu koşu yolunuza yuvarlamayı tercih ediyor. Biraz top sektirme konusunda sıkıntısı var, onu da ilerleyen zamanlarda aşacağını söylüyor. Amaaan Banu boşver o kadar kusur kadı kızında da olur diyelim ve kendisine bir kez daha teşekkür edelim.
Kupa Afrika'da bu hafta Garrincha köşemiz ve dünya kupalarının yaramaz çocuklarıyla ilgili hazırladığımız dosyamız da yer alacak. Ayrıca ödüllü sorumuz da yine var. Aral'ın katkılarıyla PS3 için 2010 FIFA Dünya Kupası oyunu hediye ediyoruz. Programı izlemeniz ve sorumuza doğru cevabı vermeniz gerekiyor. Bunun için de hızlı olmalısınız. Çünkü bu kez doğru cevabı veren ilk kişi ödülü götürecek. Kupa Afrika bu akşam saat 22:15'te.
*1982 dünya kupasında Macaristan'dan 10 gol yiyen El Salvador kalecisi Luis Guevara Mora, ilk doğru cevabı veren Metin Aksoy'a oyunu kazandırdı. Kendisini tebrik ediyorum. Önceki kazananların da eline oyunları ulaştı, iyi günlerde oynamalarını diliyorum.
Banu çekimler sırasında o üzerine konuşmayı iyi becerdiği güzel oyunun olmazsa olmazı meşin yuvarlağa da ne kadar hakim olabildiğini gösterdi. İki ayağını da çok iyi kullanıyor. Verdiği falsolar teknik becerisinin üst seviyede olduğunu gösteriyor. Topu ayağına aldığında Barcelona ekolünün izlerini görebiliyorsunuz. Zaman zaman ayağa pas yaparken zaman zaman da sizi hücuma kaldırmak için topu koşu yolunuza yuvarlamayı tercih ediyor. Biraz top sektirme konusunda sıkıntısı var, onu da ilerleyen zamanlarda aşacağını söylüyor. Amaaan Banu boşver o kadar kusur kadı kızında da olur diyelim ve kendisine bir kez daha teşekkür edelim.
Kupa Afrika'da bu hafta Garrincha köşemiz ve dünya kupalarının yaramaz çocuklarıyla ilgili hazırladığımız dosyamız da yer alacak. Ayrıca ödüllü sorumuz da yine var. Aral'ın katkılarıyla PS3 için 2010 FIFA Dünya Kupası oyunu hediye ediyoruz. Programı izlemeniz ve sorumuza doğru cevabı vermeniz gerekiyor. Bunun için de hızlı olmalısınız. Çünkü bu kez doğru cevabı veren ilk kişi ödülü götürecek. Kupa Afrika bu akşam saat 22:15'te.
*1982 dünya kupasında Macaristan'dan 10 gol yiyen El Salvador kalecisi Luis Guevara Mora, ilk doğru cevabı veren Metin Aksoy'a oyunu kazandırdı. Kendisini tebrik ediyorum. Önceki kazananların da eline oyunları ulaştı, iyi günlerde oynamalarını diliyorum.
Etiketler:
dünya kupası,
futbol,
medya
31 Mayıs 2010 Pazartesi
MOURINHO SANTIAGO BERNABEU'DA
Mourinho: İspanyolcam çok iyi değil. İtalyanca konuşmaktan İspanyolcam daha da zayıfladı. Ama 1 ay içinde çok akıcı bir şekilde konuşabileceğime inanıyorum. Real Madrid'i çalıştırmak için doğmadım ama teknik direktör olmak için doğduğumu düşünüyorum. Real Madrid'in beni çeken tarafı kuşkusuz sahip olduğu tarihi. Eşsiz bir kulüp. İyi bir teknik direktör için Real Madrid'i çalıştırmamak kariyerinde büyük bir boşluk demektir. Şanslıyım ki özel bir kariyere sahibim ve Real Madrid'i çalıştırma imkanına sahip oldum. Ancak Real Madrid'i çalıştırmaktan öte Real Madrid ile kazanmak önemli. 4 yıllık sözleşmem kazanmak ve karaktere sahip bir takım yaratmak için fazlasıyla yeterli. Pellegrini'nin ayrılmasından mutlu olduğumu söyleyemem ancak bu futbol. Ben şimdiye hazırlanırken aynı zamanda geleceği de yaratacağım ve bu 4 yıl içinde görevimden alınacağımı zannetmiyorum. Kendime ve yeni futbolcularımın hepsine çok güveniyorum. Tüm kalitesi ve hatalarıyla ben Jose Mourinho'yum!
Yine kendine has açıklamalarını yapan Mourinho basın toplantısından önce Real Madrid ile ilgili çalışmalarına başlamıştı bile. Sabah kahvaltısında Raul ile tesislerde biraraya gelmiş. Raul'un takımda devam edip etmeyeceği ile ilgili konuşmuşlar. Bir anlamda Raul'a olan saygısını da göstermiş bana göre. Ayrıca Real Madrid'in iç yapısıyla ilgili sağlıklı bilgiler de almıştır. Bu konuda Raul'dan daha uygun biri düşünülemezdi zaten.
Yine kendine has açıklamalarını yapan Mourinho basın toplantısından önce Real Madrid ile ilgili çalışmalarına başlamıştı bile. Sabah kahvaltısında Raul ile tesislerde biraraya gelmiş. Raul'un takımda devam edip etmeyeceği ile ilgili konuşmuşlar. Bir anlamda Raul'a olan saygısını da göstermiş bana göre. Ayrıca Real Madrid'in iç yapısıyla ilgili sağlıklı bilgiler de almıştır. Bu konuda Raul'dan daha uygun biri düşünülemezdi zaten.
30 Mayıs 2010 Pazar
YENİ REAL MADRID FORMASI
QUARESMA'YI ÇİZDİRMEK
Beşiktaş'ın Quaresma için kulübü Inter ile anlaşma sağladığı belirtiliyor ve ekleniyor, "Ancak Quaresma Türkiye'ye gelmeye sıcak bakmıyor." Menajeri Jorge Mendez ile görüşen yönetici Serdar Adalı'nın aldığı cevap bu. Peki ne yapıyor Beşiktaşlı yöneticiler -uzun uğraşlar sonucunda- "Türkiye'ye gitmem" diyen Portekizli'den yeni bir randevu almayı başarıyorlar. Salı günü bu kez Quaresma'nın da hazır bulunacağı toplantıda son bir defa dil dökerek(!) Portekizli futbolcuyu ikna etmeye çalışacaklar. Evet, Quaresma Türkiye'ye gelmeye sıcak bakmıyor olabilir. Bu en doğal hakkıdır. Onu Porto'dan Inter'e getiren, şimdi de Real Madrid'in başına geçmeye hazırlanan hocası Mourinho'dan bir beklentisi de var. Üstüne üstlük daha önünde uzun da bir transfer dönemi söz konusu.
Bu gelişmelerin gerçekten böyle olmadığını düşünmek isterdim. Çünkü haberin detaylarının ardından Beşiktaş'ın bu transferden sağlayacağı yarar açısından mücadeleye 1-0 yenik başlıyor. İki kupayla kapatılan sezonun ardından hayal kırıklığı yaratan Beşiktaş'ta yönetimin bu ısrarının sebebi de anlaşılabiliyor aslında. Yıldırım Demirören başkanlığında transferde yaptıkları yanlışlıklara, ödedikleri uçuk rakamlara bir yenisini daha da ekleme çabasındalar. Maksat da kayıp sezon üzerine taraftarın gözünü boyamak. Evet bu yönetimlerin başvurdukları bir yöntemdir. Ancak bu çalışmaları sessizce yürütüp, bomba olduğunu düşündükleri transferi birden ortaya çıkarsalar daha da çarpıcı olur, maksatlarına daha etkili bir şekilde ulaşırlar. Beşiktaş yönetimi ise Milano'dan gelen haberler doğrultusunda bu transferi eline yüzüne bulaştırdı.
Bu gelişmelerden sonra transferin bir şekilde gerçekleştiğini, Quaresma'nın ikna edildiğini düşünelim. Beşiktaş'a yarar sağlar mı? Evet verim alabilirler, Portekizli'nin yetenekleri tartışılmaz. Ancak alamama ihtimalleri daha da yüksek. Bunu da Portekiz sınırları dışındaki geçmişine bakarak tahmin ediyorum. Öncelikle Quaresma saha içinde topla artistik hareketler yapmayı seven, tribünleri oynamayı tercih eden bir futbolcu. Saha dışındaki performansı da içindekinin bir yansıması aslında. Alemi seven, kolay şımarabilen, geldiğinde Lamborghini'sini ikinci gün Nevzat Demir tesislerinin değil, Sortie'nin kapısına çekebilecek bir karaktere sahip. Yani özellikle geride bıraktığımız sezonda kulüplerin dillerini yakan, sahada bekleneni sergileyemeyip saha dışında basına bolca malzeme verebilecek tipte biri. Bu yüzden Beşiktaş yönetimi transfer yapmak için önünde bir ton vakit varken, bu tek taraflı sevdadan vazgeçmeli. Quaresma'yı da daha fazla çizdirmemeli!
Bu gelişmelerin gerçekten böyle olmadığını düşünmek isterdim. Çünkü haberin detaylarının ardından Beşiktaş'ın bu transferden sağlayacağı yarar açısından mücadeleye 1-0 yenik başlıyor. İki kupayla kapatılan sezonun ardından hayal kırıklığı yaratan Beşiktaş'ta yönetimin bu ısrarının sebebi de anlaşılabiliyor aslında. Yıldırım Demirören başkanlığında transferde yaptıkları yanlışlıklara, ödedikleri uçuk rakamlara bir yenisini daha da ekleme çabasındalar. Maksat da kayıp sezon üzerine taraftarın gözünü boyamak. Evet bu yönetimlerin başvurdukları bir yöntemdir. Ancak bu çalışmaları sessizce yürütüp, bomba olduğunu düşündükleri transferi birden ortaya çıkarsalar daha da çarpıcı olur, maksatlarına daha etkili bir şekilde ulaşırlar. Beşiktaş yönetimi ise Milano'dan gelen haberler doğrultusunda bu transferi eline yüzüne bulaştırdı.
Bu gelişmelerden sonra transferin bir şekilde gerçekleştiğini, Quaresma'nın ikna edildiğini düşünelim. Beşiktaş'a yarar sağlar mı? Evet verim alabilirler, Portekizli'nin yetenekleri tartışılmaz. Ancak alamama ihtimalleri daha da yüksek. Bunu da Portekiz sınırları dışındaki geçmişine bakarak tahmin ediyorum. Öncelikle Quaresma saha içinde topla artistik hareketler yapmayı seven, tribünleri oynamayı tercih eden bir futbolcu. Saha dışındaki performansı da içindekinin bir yansıması aslında. Alemi seven, kolay şımarabilen, geldiğinde Lamborghini'sini ikinci gün Nevzat Demir tesislerinin değil, Sortie'nin kapısına çekebilecek bir karaktere sahip. Yani özellikle geride bıraktığımız sezonda kulüplerin dillerini yakan, sahada bekleneni sergileyemeyip saha dışında basına bolca malzeme verebilecek tipte biri. Bu yüzden Beşiktaş yönetimi transfer yapmak için önünde bir ton vakit varken, bu tek taraflı sevdadan vazgeçmeli. Quaresma'yı da daha fazla çizdirmemeli!
MEKSİKA PARTİSİ
Meksikalı futbolcuların Almanya kampı sırasında otel odasında yaptıkları parti konuşuluyor ülkede. Pencerenin önünde içki ve sigara içerken görüntülenen golcü Cuauhtémoc Blanco ve defans oyuncusu Juarez. Odada başkaları da olduğu belli. Ya takım arkadaşları ya da başka birileri(!). Gece 01:30'da başlayan parti yüksek sesle çalan müziğin eşliğinde 04:00'e kadar sürmüş. Meksika basını sabah 10:00'da antrenmanları olmasına rağmen milli takımlarını temsil edecek olan futbolcuların bu şekilde disiplinsizce davranmalarına büyük tepki gösteriyor. Bu videoyu izleyince aklıma 2006 Dünya Kupası'nda Portekiz ile oynanacak yarı final maçı öncesi odasının balkonunda derin derin tüttüren Zidane geldi.
Etiketler:
dünya kupası,
futbol,
video
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)