15 Kasım 2008 Cumartesi

DÜNYA'DAKİ EN İYİ İŞ

HOOP DUR BAKALIM


Guardiola Messi'ye çok bozulmuş. Sebep şu; Arjantin futbol federasyonu ve Maradona ile Barcelona kulübü arasında bir anlaşma yapılmıştı. Buna göre İskoçya ile oynanacak özel maçın kadrosuna Messi alınmayacaktı. Ancak Messi, Kral Kupası'ndaki Benidorm maçından sonra düzenlenen basın toplantısında İskoçya'ya gidip arkadaşlarıyla beraber olmak ve maçı izlemek istediğini söylemiş. Kısacası basın mensuplarının eline harika bir malzeme vermiş. Gazeteciler de hemen Guardiola'ya yetiştirmişler; "Messi böyle böyle diyor hocam ne diyosun?" Guardiola'nın getirdiği disiplin kurallarını Aceto anlatmıştı, genç hoca sert biraz. Hemen sinirlenmiş tabii, antrenmanda yanına çağırıp "Bak evladım daha yaşın küçük, iyisin hoşsun da burda benim borum öter, bundan sonra bir karar almadan önce bana bir sor, alırım façanı aşağı, İskoçya'ya gitmek mitmek yok, unut" şeklinde fırça atmış. Messi de boyun bükmüş, kabullenmiş. Oynamıycan ne işin var İskoçyalar'da, Guardiola haklı. İşler yolunda gidiyor diye öyle hemen boşlamak, gevşemek olmaz. Aferin Guardiola yola devam, şımarmasınlar çok fazla...

14 Kasım 2008 Cuma

UKRAYNA TAKIMININ MAÇINA POLONYA'LI HAKEM


Galatasaray - M.Kharkiv maçını Polonya'lı Jacet Granat yönetecek. Ukrayna takımının maçına bir Polonya'lı hakem. Bu iki ülke Euro 2012'ye evsahipliği yapmayacak mı, birlikte çalışan iki ülke değil mi? Ne işi var birinin maçında diğerinin hakemi? Çok mu abartıyorum yoksa???

BUZ PİSTİ'NDEKİ DRAM


ADI ROBERT MULLER...

0 28 YAŞINDA BİR BUZ HOKEYİ OYUNCUSU...

0 28 YAŞINDA "ÖLÜMÜ BEKLEYEN" BİR BUZ HOKEYİ OYUNCUSU...


YILLARDIR BUZ HOKEYİ OYNAYAN VE BİRÇOK BAŞARIYA SAHİP OLAN ALMAN SPORCU'YA 2 YIL ÖNCE KANSER TEŞHİSİ KONMUŞ...MULLER'İN BEYNİNDEKİ TÜMÖR ÇOK AGRESİF VE ÇABUK BÜYÜYEN BİR TÜRDENMİŞ. MÜLLER BİR DİZİ AMELİYAT OLMUŞ VE YAKLAŞIK 3 AYLIK TEDAVİ SÜRECİNİN ARDINDAN TEKRAR KOPAMADIĞI BUZ PİSTLERİNE GERİ DÖNMÜŞ. ALMAN SPORCU RAKİBİN ATTIĞI PAKLAR'A KAPATTIĞI GİBİ KANSERE DE KAPATMIŞ KALESİNİ. BU KANSER İLLETİNİN KALESİNE GOL ATMASINA İZİN VERMEMİŞ. YENİDEN ANTRENMANLARINA VE MAÇLARINA ÇIKAN MULLER BUZ PİSTLERİNE BOMBA GİBİ DÖNMÜŞ. TAKIMIYLA ULUSAL LİGDE İKİNCİ OLMUŞ VE KANADA'DAKİ DÜNYA KUPASINDA ÜLKESİNİ TEMSİL ETME HAKKINI KAZANMIŞ.


EVLİ VE 2 ÇOCUĞU OLAN MULLER NORMAL HAYATINA TEKRAR DÖNMENİN, TUTKUSU OLDUĞU BUZ PİSTİNDE KAYMANIN MUTLULUĞUNU YENİDEN YAŞAMAYA BAŞLAMIŞKEN, KADERİN KÖTÜ CİLVESİ ONU TEKRAR YAKALAMIŞ. RUTİN BİR MUAYENE SIRASINDA TÜMÖRÜN KENDİNİ YENİLEDİĞİ VE BU KEZ DAHA AGRESİF OLDUĞU, DAHA ÇABUK BÜYÜDÜĞÜ ANLAŞILMIŞ. MULLER APAR TOPAR BIÇAK ALTINA YATMIŞ. ANCAK DOKTORLAR BU KEZ KANSERLİ HÜCRENİN TAMAMINI ALMAYI BAŞRAMAMIŞ. DOKTORLAR ONA BU KEZ KÖTÜ HABERİ VERMİŞ, MULLER'İN SADECE 7 HAFTA ÖMRÜ KALMIŞ. BUGÜNLERDE TÜMÖRÜN GERİ KALANI MULLER'İN BEYİN DAMARLARINA BASKI YAPMAYA DEVAM EDİYOR.


YANİ 50 GÜN BİLE DEĞİL! SİZİN 7 HAFTA ÖMRÜNÜZ KALSA SON GÜNLERİNİZİ NASIL GEÇİRİRDİNİZ? MUTLAKA AİLENİZLE, SEVDİKLERİNİZLE OLMAK, YAPAMADIĞINIZ ŞEYLERİ GERÇEKLEŞTİRMEK İSTERSİNİZ. PEKİ MULLER NE Mİ YAPIYOR? O HALEN ÇOK SEVDİĞİ, KOPAMADIĞI BUZ PİSTLERİNDE KAYMAYA DEVAM EDİYOR. AYNI YAŞAM SEVİNCİNİ, AİLESİNE VE SPORA OLAN BAĞLILIĞINI SÜRDÜRÜYOR. MULLER "AKLIMDA SADECE HOKEY VAR. TEK HEDEFİM LİGDE OYNAMAYA TEKRAR BAŞLAMAK. TÜM AİLEME VE ARKADAŞLARIMA BANA VERDİKLERİ DESTEKTEN ÖTÜRÜ TEŞEKKÜR EDİYORUM." DİYOR. HİÇ ŞÜPHESİZ MULLER BİR SAVAŞÇI, BUZ PİSTİNDE OLDUĞU GİBİ HAYATININ EN ZOR ANINDA MÜCADELEYİ BIRAKMAYAN BİR SPORCU. KANSERE KARŞI 1-0 ÖNDE OLAN MULLER DİLİYORUZKİ BERABERLİK ŞANSINA İZİN VERMEZ...

13 Kasım 2008 Perşembe

MARADONA'NIN İLK ANTRENMANI

REAL MADRID VAN NISTELROOY'SUZ KALDI


3 gün önce söylemiştik. ABD'ye giden ve onu 8 yıl önce ameliyat eden doktoruna gözüken Hollandalı'dan kötü haber geldi. Van Nistelrooy'un bıçak altına yatacağı ve sezonu kapattığı açıklandı. Yeni sezona ancak yetişir ama bu yaştan sonra eskisi gibi olur mu o da meçhul! 8 yıl önce yaşadığı sakatlıktan sonra bomba gibi dönmüştü sahalara ama o zaman 24 ysşındaydı.

MALZEME RORY DELAP

Stoke City'nin kendi sahasında geçtiğimiz haftalarda Arsenal'i 2-1 yenmesinin yankıları halen sürüyor. İngiliz gazeteleri o maçta attığı uzun iki taçla gollerin gelmesini sağlayan Rory Delap'i malzeme olarak kullanmaya devam ediyor. Attığı 45 metrelik taçlarla adından sıkça sözettirmeye başlayan Delap için Olimpiyatlara katılacağı ve İngiltere asıllı İrlandalı futbolcunun cirit atmada ülkesini temsil edeceğini bile iddia edenler ortaya çıkmıştı. Kısacası İngiliz basını eline bir malzeme geçirdi mi ondan haftalarca beslenmeye devam ediyor. Tıpkı Türk basınının üç büyüklerin her kötü gidişinin ardından Lucescu malzemesini kullanması gibi. Delap ile ilgili karikatürler ve photoshop'da hazırlanan resimler Guardian'ın sayfasında büyük ilgi görüyor. İşte birkaçı;







CHELSEA'NİN PENALTI KABUSU SÜRÜYOR


Real Madrid'in ardından bir başka dev daha yerel kupasına erkenden veda etti. Carling Kupası'nda çeyrek finale kalma mücadelesinde Championship takımı Burnley ile normal sürede 1-1 berabere kalan Chelsea penaltılarda rakibine 5-4 yenilerek elendi. 27. dakikada attığı golle Drogba takımını 1-0 öne geçirdi. Sakatlığı nedeniyle 6 hafta sonra ilk kez ilk 11'de sahaya çıkan ve Nisan ayından bu yana ilk golünü atan Drogba Burnley taraftarlarının olduğu tribünün önünde sevinirken kendisine atılan madeni parayı tribüne geri yolladı.



Orta parmağıyla da tepkisini göstermeye devam eden Drogba hakemden sarı kart gödü. Drogba maçtan sonra da herkesten özür dilemiş ancak polis konuyla ilgili soruşturma açılacağını söylemiş. 2002 yılında da FA CUP maçında Liverpool'lu Jamie Carragher kendisine atılan yabancı maddeyi tribüne fırlatmış ve kırmızı kart görmüştü. Federasyon'dan 3 maç ceza alan Carra'yı polis de sorgulamıştı. Chelsea kulübü dün yaşanan olayla ilgili Fildişi Sahilli futbolcuya ceza vermeden önce hakem raporunun açıklanmasını bekliyor.


Chelsea Şampiyonlar ligi finalinde de M. United'a penaltılarla mağlup olmuştu. Kabus 10 yıldır sürüyor, penaltılara giden her maçı bu sürede kaybetmişler. 4,5 yıldır evinde yenilmeyen Chelsea Scolari ile evinde kaybetmeye de başladı böylece. Geçen ay da Liverpool'a yenilmişlerdi.

12 Kasım 2008 Çarşamba

PREMIER ACADEMY LEAGUE


"Bu genç de nereden çıktı?" sorusu özellikle İngiltere Premier Lig'ini izleyenler arasında tüm dünyada sıkça sorulan sorudur. Bu soru son dönemde en çok Arsenal maçlarında soruluyor. Londra temsilcisi İngiltere Carling Kupası’nda dün Wigan'ı 19 yaş ortalaması olan bir kadroyla 3-0 yendi, bir önceki turda da yine tabiri yerindeyse çoluk çocukla Sheffield United’ı 6-0 mağlup etmişlerdi. İşte bir başka soru! Peki bu genç isimler nasıl yetişiyor, nasıl oluyor da Arsene Wenger bu oyunculara şans verme cesaretine sahip olabiliyor? Bunun cevabı İngiltere Premier Akademi Ligi'nde. 1997 yılında kurulan oluşum her geçen yıl üzerine ekleyerek gelişmeye devam ediyor.

Lig şeması şu şekilde; 18 yaş altı 40 takım 2 konferansta toplam 4 grupta 10'ar takımdan mücadele ediyor. Bu takımların kadrosunda 19 yaş altı 4 oyuncu (1'i kaleci) bulundurma hakkı da var. Takımlar kendi gruplarında birbirleriyle 2'şer kez, aynı konferanstaki diğer takımlarla da 1 kez olmak üzere toplamda 28 maç oynuyorlar. Gruplarında liderliği elde eden 4 takım play-off oynama hakkını kazanıyor. Tek maç üzerinden yarı final ve final maçlarının ardından şampiyon belli oluyor. Geçen sezon Aston Villa 18 yaş altı takımı şampiyonluğa ulaşmıştı.

Bu ligin en önemli özelliği futbolcudan çok insan yetiştirmesi. Sonunda dikiş tutturanın paralar kazandığı, tutturamayanların ise yok olup gittiği bir sistem değil. Özünde gençlerin topluma kazandırılması var. Bu ligde mücadele eden kulüpler aynı zamanda adından anlaşılacağı üzere bir akademi yani yüksekokul düzeyinde eğitim veriyor. Peki bir kulüp nasıl akademi lisansı alıyor? Başlıca kriterler şunlar;

-Akademi üyeleri sadece kendi kulübü ve okulu için futbol oynayabilir. Böylece gençlerin olması gerekenden fazla futbol oynamamaları ve başka alanlara da zaman ayırmaları garanti altına alınıyor.

-Tüm teknik direktörlerin Uefa 3. seviye ve üstü lisansa sahip olmaları gerekiyor.

-Kulüpler sağlık ve eğitim bakımından da gençlerin kendilerini geliştirmelerine yardımcı olacak her türlü yüksek kalitede olanağı sunabilmeli.

-9-12 yaş arasına haftada 3 saat, 12-16 yaş arasına haftada 5 saat, 17-18 yaşındaki gençlere de haftada 12 saat antrenman yaptırılmalı.

-Kulüpler gençlerin ve dolayısıyla oyuncuların eğitim, tıbbi, fiziksel, duygusal ve sosyal her türlü durumuyla yakından ilgilenmeli, bunu da yüksek kalitede, eğitimli personeli sayesinde yapmalıdır.

İşte devlet ve futbol federasyonu arasında sistem bu şekilde kurulmuş. Yetenekli, futbolu seven, gelecekte yıldız olmak isteyen gençler devletin sağladığı bu olanak sayesinde hem okuyor hem de futbol oynuyor yani hayata kendini her açıdan güçlü bir şekilde hazırlıyor. Aaron Ramsey'ler, Jay Simpson'lar, Micah Richards'lar, Wayne Rooney'ler, Joe Cole'lar bu şekilde vitrine çıkıyor ve dünyanın dikkatini çekerek büyük kulüplerin kadrolarında kendilerine yer buluyor. Yazının sonunda bunu ülkemizle kıyaslayıp, kendi devletimizin, kendi federasyonumuzun, kendi kulüplerimizin neden uygulayamadığı klişesiyle bağdaştırmayacağım. Hayır hayır bu gaflete düşmeyeceğim...

GENÇ ARSENAL YİNE KAZANDI


Carling Cup 4. turunda Arsenal Wigan'ı 3-0 yenerek çeyrek finale yükseldi. Arsene Wenger M.United galibiyetinin de verdiği moral ve güvenle kupada sahaya yine genç bir kadro sürdü. Wigan karşısında sahaya çıkan 11'in yaş ortalaması 19'du ve Premier Lig'de mücadele eden, sahaya da hemen hemen as kadrosuyla çıkan rakibini 3-0 gibi net bir skorla geçtiler. Gollerin ikisi halis mulis Londra'lı Jay Simpson'dan diğeri Meksika'lı Carlos Vela'dan geldi.


Arsene Wenger Jay Simpson'ı geçen sezon Milwall'a göndermiş ve 19 yaşındaki futbolcu orada bolca forma giyerek kendini geliştirme fırsatı bulmuştu. 44 maçta 8 gol atan Simpson Profesyonel Futbolcular Birliği tarafından internette taraftarlara yaptırılan oylamanın sonucunda 1. lig'de 2008 yılının futbolcusu seçildi.

REAL MADRİD'DE KRİZ


İspanya Kral Kupası'nda Real Madrid 3.lig takımı Real Union'a elendi. Son 16'ya kalma maçında Romo'nun son dakikada attığı gol Real Union'a turu getirdi. Union sahasındaki ilk maçı 3-2 kazanmıştı rövanşta böylece 4-3 mağlup oldular ve turu geçmeyi başardılar. Santiego Barnebeu'da Real Madrid doğru dürüst bir sonuç alamıyor zaten. Bu sezon Gijon maçı hariç çok rahat kazanamadıklarını görüyoruz. Atletic Bilbao'yu güç bela 3-2, Numancia'yı yine aynı şekilde rakibinin kendi kalesine attığı golle 4-3 yendiler ve Espanyol'la da 2-2 berabere kaldılar. Özellikle savunmaları bu sezon hiç olmadığı kadar kötü. 18 resmi maçta 32 gol yemişler. Kazandığı maçlarda genelde hep yediklerinden çok atmak zorunda kalarak kazanmışlar. Ne olursa olsun Santiego Barnebeu'da oynanan maçlar gerçekten nefes kesiyor. Seyir zevki, futbol keyfi bakımından harika maçlar oynanıyor. Ancak bu Real Madrid'li olmayan benim gibi bir futbolseverin düşüncesi. Yönetim bu durumdan iyice rahatsız olmaya başladı. Schuster'in suyu giderek ısınıyor; bardak yavaş yavaş taşmaya başladı. Valladolid maçı kaybedilirse Schuster'in taburesine tekme vurulur, Ocak'ta da Rijkaard takımın başına geçer.


Real Madrid taraftarları takımlarını ıslıklasa da çoğu zaman rakibin hakkını da verir. Juventus maçında Del Piero'yu oyundan çıkarken ayakta alkışlamışlardı şimdi de Real Union'lı oyuncuları alkışlarla uğurladılar. 3 sene önce de 2 harika gol atan Ronaldinho'yu alkışlamışlardı.

11 Kasım 2008 Salı

CHELSEA 500 MİLYON STERLİN'E TAŞINIYOR


Chelsea Kulübü Stamford Bridge'e yaklaşık 5 km uzaklıkta inşa edilecek Battersea Power Stadı'na taşınma konusunda finale yaklaştı. HOK Sport şirketi tarafından yönetime sunulan teklifte stadın inşaasının 500 milyon sterline malolacağı, 65.000 ile 75.000 arasında kapasiteye sahip olacağı ve çatısının açılıp kapanacağı açıklandı. Şirket yeni Wembley ve Emirates stadının inşaasını ve Stamford Bridge'in kuzey tribününü yapmıştı. Stamford Bridge'in yıkılıp yerine lüks apartmanların yapılacağı söyleniyor. Bunda da Arsenal'in uyguladığı model örnek alınıyor. Highbury'nin yerine yapılan apartmanlardaki çatı katlarının 1 milyon sterlinden satıldığı, en ucuz dairenin ise 375.000 sterlin olduğu ifade ediliyor. Mevcut dairelerin %90'ının satışının yapıldığı ve böylece Arsenal'in kasasına 100 milyon sterlinden fazla para girdiği açıklandı. Highbury'nin yerine 711 daire yapıldığı, Stamford Bridge'in alanının daha büyük olduğu ve 1000 civarında daire yapılabileceği de söyleniyor. Chelsea kulübü maliyetin neredeyse yarısını bu satışlardan finanse edebilir. Kısacası bir efsane stadın daha sonunun yaklaştığını anlıyoruz. Londra kulübü 1905 yılında Stamford Bridge'e taşınmıştı. İşte Chelsea kulübü ile arazinin sahibi Mr Gus Mears arasındaki anlaşma, bugünlerde açık arttırmaya sunuluyor.


DOĞUM GÜNÜN TEKRAR KUTLU OLSUN


"34 YILLIK TARİH, DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ALEX"


"9/11/1974 BİR ŞAMPİYON DOĞDU"


"34 YIL, FRİKİKLERDE %34, %100 JUVE"






"MUTLU YILLAR KAPTAN"


"CONEGLIAONO'DA DOĞDU, O BİZİM KAPTANIMIZ, BIANCONERO EFSANESİ, DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN DEL PIERO"

LOVE'DAN DA 4 GOL


Rusya Ligi'nde sona yaklaşıldı. Rubin Kazan'ın geçtiğimiz hafta şampiyonluğunu ilan etmesinin ardından gözler Cska Moskova ile Dinamo Moskova arasındaki ikincilik mücadelesine çevrildi. Cska dün FC Moskova deplasmanında 4-1 kazanırken gollerin 4'ü de Vagner Love'dan geldi. Barcelona'lı Eto'o ve Real Madrid'li Higuain'e Love da uydu ve takımını sırtlayan isim oldu. Adı her zaman transfer listesinde olan bir isimdir ve Rusya liginin bitmesinden sonra bu devre arasında artık büyük bir lige ve büyük bir takıma transfer olur diye düşünüyorum. Scolari "Drogba artık 31 yaşında ve sakatlığı sözkonusu" demiş ama Chelsea yönetimi devre arasına transfer yapmayacaklarını açıklamıştı. Ancak vatandaşı tam da Scolari için biçilmiş kaftan. Hızlı, top hakimiyeti yüksek ve öldürücü bir son vuruşa sahip. Fenerbahçe şu Guiza'ya 14 milyon euro verene kadar elini cebinin biraz daha derinliklerine sokup Love'u alsa daha iyi olmaz mıydı? İspanyol'u satmaya kalksa yarısını veren kulüp çıkmaz artık bana göre.

BOLİVYA'DA OLAY



Bolivya'da Cochabamba derbisinde Aurora ile Wilstermann karşı karşıya geliyor. Şampiyonluğunu geçtiğimiz hafta ilan eden Aurora 1-0 öndeyken futbolcusu Centeno yaptığı sert faul sonrası kırmızı kart görüyor ama sahayı terketmek istemiyor. Ve ardından güvenlik güçleri olaya müdahale ediyor. İşte "oha bu da mı olacaktı" dedirten olaylar...

10 Kasım 2008 Pazartesi

YORUMSUZ

BABA VE OĞUL


Anne fotoğraf çekimleriyle uğraşırken David ve Brooklyn baba-oğul olmanın tadını çıkartırken...

GERARD OLABİLİR Mİ?


Bu resimde kendini yere atan arkadaş Gerard olabilir mi? Who Are Ya tişörtleri bugünlerde çok popüler...

VAN NISTELROOY'UN OYNAYABİLME İHTİMALİ


Hollandalı futbolcu 8 sene önce sağ dizinden ciddi bir sakatlık geçirmişti. 2000 yazında 18.5 milyon sterline PSV'den Manchester United'a transfer olurken bu sakatlık büyük bir sıkıntı yaratmıştı Hollandalı'ya. M. United sağlık ekibi bu sakatlığı farketmiş ve kulüp transferi askıya almıştı. Van Nistelrooy tam olarak iyileştikten sonra (Nisan 2001) İngiliz kulübü, PSV'ye 500.000 sterlin daha fazla ödeyerek (19 milyon sterlin) onunla 5 yıllık bir sözleşme imzalamıştı. İşte o dönemdeki sakatlığın bir benzerini yaşıyor bu günlerde Van Nistelrooy. Bugün Amerika Birleşik Devletleri'ne, Colorado'ya, gideceği açıklanan Hollandalı futbolcunun 8 yıl önce kendisini tedavi eden Dr. Steadman'a gözükeceği ve muayenenin ardından ameliyat olup olmayacağına karar verileceği söyleniyor. Ameliyat olması halinde "Real Madrid Van Nistelrooy'u unutsun" derim ben. Allah'tan Higuain iyi form yakaladı dua etsinler.

MANCHESTER CITY MÜZESİ

Brezilyalı futbolcular, Robinho, Jo, Geovanni ve Elano 128 yıllık Manchester City kulübünün müzesindeki yerlerini almış. Biraz erken değil mi diye soruyorum kendi kendime. Ama ne de olsa artık Arapların kulübü di mi, herşey beklenir. 3 haftadır kaybediyorlar Premier Lig'de. Bu hafta da Tottenham'a sahalarında 2-1 mağlup oldular.



HAYAL ET


"Serbest vuruşta topun arkasına geçtiğimde yaptığım tek birşey var. Topun ağlarla buluştuğu anı hayal ediyorum"*

*Dün 35 yaşına basan Del Piero'nun bu sezon attığı 5. frikik golü sonrası bu işi nasıl yaptığını soran gazetecilere verdiği cevap

SO COOL


Karı-koca gündemin ilk sırası için yarışıyorlar. David Milan'a transferi ile burun farkıyla öne geçmişti ancak Victoria fotoğraf çekimindeki bu görüntülerle açık ara yaptı.



MUHTEŞEM BARCELONA




10 Haftada 34 gol attılar. Maç başına 3.4 gol ortalaması. 1959-60 sezonunda efsane Real Madrid kadrosunun (Di Stefano, Gento, Puskaslı kadro) başarısını tekrarladılar. Onlar da 10 haftada 34 gol atmayı başarmışlardı. Guardiola'nın oynattığı hücum futboluyla Barcelona ligde bu sezon 3. kez 6 gollü bir galibiyet aldı. Messi, Eto (13 golle krallıkta ilk sırada), Henry, Gudjohnsen, Hleb, Xavi ve İniesta. Deco ve Ronaldinho'nun en iyi sezonunu bile aramıyorlar. Öyleki 1989-90 sezonunda 107 golle rekor kıran Real Madrid (Teknik Direktör Toshack, Hugo Sanchez, Butragueno, Michel, Schuster'li kadro) bile 10 haftada 34 gol atmayı başaramamıştı. O sezon Hugo Sanchez 38 golle Pichichi olmuştu. Böyle giderse Barcelona o rekoru tarihe gömecek gibi gözüküyor.

Üstüste üç puan aldıkları son 8 haftada elde ettikleri en gollü galibiyetler:

Sporting Gijon 1 - 6 Barcelona
Barcelona 6 - 1 Atletico Madrid
Barcelona 5 - 0 Almeria
Malaga 1 - 4 Barcelona
Barcelona 6 - 0 Valladolid