6 Şubat 2010 Cumartesi

EURO 2012 TORBALAR VE 2008'DEN BİR HATIRA


Euro 2012'ye gider miyiz, gidersek bu heyecanı yaşar mıyız? Videonun içeriği: Nihat'ın Çek Cumhuriyeti'ne attığı 3.gol,, benim sanırım abarttığım bir gol sevinci,, 1. dakika 13.saniyedeki bizi maç boyunca sinir eden Çek arkadaşın son durumu...


Pot 1: Spain, Germany, Netherlands, Italy, England, Croatia, Portugal, France, Russia

Pot 2: Greece, Czech Republic, Sweden, Switzerland, Serbia, Turkey, Denmark, Slovakia, Romania

Pot 3: Israel, Bulgaria, Finland, Norway, Republic of Ireland, Scotland, Northern Ireland, Austria, Bosnia-Herzegovina

Pot 4: Slovenia, Latvia, Hungary, Lithuania, Belarus, Belgium, Wales, Macedonia, Cyprus

Pot 5: Montenegro, Albania, Estonia, Georgia, Moldova, Iceland, Armenia, Kazakhstan, Liechtenstein

Pot 6:
Azerbaijan, Luxembourg, Malta, Faroe Islands, Andorra, San Marino

5 Şubat 2010 Cuma

DÜNYA KUPASI'NIN AVRUPALI HAKEMLERİ

Bartolo F.Benquerenca (Portekiz),
Massimo Busacca (İsviçre),
Frank De Bleeckere (Belçika),
Martin Hansson (İsveç),
Viktor Kassai (Macaristan),
Stephane Lannoy (Fransa),
Roberto Rosetti (İtalya),
Wolfgang Stark (Almanya),
Undiano Mallenco (İspanya),
Howard Webb (İngiltere)

Fransa'yı bir anlamda Dünya Kupası'na taşıyan Martin Hansson da Güney Afrika'da düdük çalacak. Yine Young Boys ile Baden arasındaki İsviçre Kupası maçında tribünlere orta parmağını gösterip 3 hafta maç yönetmeme cezası alan Busacca da Dünya Kupası'na gidiyor. Geçen sezon şampiyonlar liginde Chelsealileri çıldırtan Norveçli Ovrebo ise listede yok. İspanya'dan Mejuto Gonzalez en favori hakemlerimin başında gelir ama FIFA doğal olarak bu sezonki Barcelona-Real Madrid maçını da yöneten Mallenco'yu uygun görmüş. Hadi bir geyik de yapayım, ne zaman bu listede bir Türk hakem göreceğiz?!

TERRY'NİN KAPTANLIĞI ALINDI

Capello ile yaptığı toplantının ardından Terry Wembley Stadı'ndan ayrılırken görülüyor. Yaklaşık 12 dakika süren görüşmenin ardından Capello medya tarafından üzerine çok gidilen ve yıpratılan Terry'den İngiltere milli takım kaptanlığını aldı. Terry bir hayli üzgün gözüküyor. Steven Gerrard, Frank Lampard ya da Rio Ferdinand'dan birinin kaptanlığa getirilmesi bekleniyor. Gerrard da mahkemelik olmuştu geçen sene adam dövdüğü gerekçesiyle, onu da yapmazlar. Lampard-Ferdinand ikilisinden Lampard'ı şanslı görüyorum.

İYİ Kİ VARSIN GOOGLE EARTH!

Bugün size google earth'ün ne kadar mükemmel bir program olduğundan bahsedeceğim. Birçoğunuz belki biliyorsunuzdur ama ben daha yeni keşfettim. Ufukta bir Madrid yolculuğu gözüküyor bana. Kısmetse 15'inde ilk kez İspanya topraklarına ayak basacağım. Kalacağım otel Madrid'in merkezinde İspanya'nın Broodway'i olarak kabul edilen Gran Via caddesi üzerinde. Dedim ya ilk kez gidiyorum Madrid'e. Bu yüzden dün gece google earth'ü bilgisayarıma kurdum. Son sürümü, Avrupa ve Amerika kıtasının büyük bölümünü sokak sokak gezmenizi sağlıyor. Dünya'nın diğer bölgelerinde var mı bakamadım ama Türkiye'de bu imkan henüz yok. Neyse efendim bu mükemmel program sayesinde kalacağım oteli buldum, gerçek görüntüsünde kapısına kadar indim. Google'dan aldığım yukarıdaki fotoğrafta otelimin olduğu sokağı görüyorsunuz. Dikkat ederseniz sokağın ortasında bir fotoğraf makinesi simgesi gözüküyor. İşte google'ın son harikası bu. Beni benden alan uygulama. Ona çift tıkladığınızda o noktadan 360 derece etrafınıza bakabiliyorsunuz. Ve bunlardan tüm caddelerde, sokaklarda belli aralıklarla mevcut. Dün gece 2 saat boyunca başından kalkamadım ve adım adım Madrid caddelerini dolaştım. Havalimanından bineceğim metrodan otele en yakın hangi durakta ineceğimi, hangi yolu kullanarak otele ulaşacağımı, otelden çıkınca yemek için nereye gidebileceğimi bu uygulama sayesinde şimdiden ayrıntılı bir şekilde öğrendim. Mesela aşağıdaki fotoğrafta otelden çıkıp cadddeye yöneldiğimde yolun karşı tarafında Starbucks ile gözgöze geleceğimi görebilirsiniz. Bu program sayesinde seyahat notlarımı çıkarıp çok fazla vakit kaybetmeden ihtiyaçlarımı gidererek görmek istediğim yerleri gezebileceğim. Bu da benim orada bulunacağım sürede kısıtlı zamanımı daha verimli kullanmamı sağlayacak. Bu akşamki planım da en yakın arkadaşlarımdan birinin geçen gün çalışmak için gittiği California'nın Palm Springs şehrini dolaşmak. Gi(de)tmediğiniz ya da gideceğiniz yerleri keşfetme adına size de şiddetle tavsiye ediyorum.

4 Şubat 2010 Perşembe

CAPELLO LONDRA'DA

İngiltere Futbol Federasyonu Terry'nin milli takımdaki durumu ile ilgili olarak topu Capello'ya atmıştı. Beklenen adam da geçirdiği diz ameliyatının ardından bugün İsviçre'den Londra'ya döndü. Geliş saatinin istihbaratını alan birkaç basın mensubu da İtalyan hocayı havalimanında karşılayıp Terry ile ilgili sorularla sıkıştırdı. Capello nuh demiş peygamber dememiş. Terry ile yüzyüze görüşmeden açıklama yapmayacak. Terry'nin gözünün içine bakacak ve kendisine tüm hikayeyi anlatmasını isteyecek. Bu teknik direktörlük de zor iş be kardeşim! Adamların futboluyla mı ilgileneceksin yoksa seks skandalıyla mı?!

RONALDINHO

İtalyan basını bugünlerde Ronaldinho'ya yükleniyor. Milan iyi giderken derbide küt diye Inter duvarına çarpmıştı. Teknik direktör Leonardo'nun en güvendiği isim Ronaldinho da kendisinden beklenen performansı gösterememişti. Derbiye kadar iyi oynayan Milan'ı taşıyan isimdi Ronaldinho. İyi bir hava yakalamıştı. Eski Ronaldinho tekrar geri geldi deniyordu. İtalyan basını şimdi Barcelona'daki günlerine dönüş sinyali veren(!) Ronaldinho'nun maçtan 1-2 gece önce Milano'daki lüks bir otelde büyük bir parti düzenlediğini iddia ediyor. Bu parti için 75.000 euro harcamış. Ronaldinho da bu iddiaları blogundan yalanladı. Brezilyalı "Evet doğrudur maçtan önce Milano'da otelde kaldım. Ama parti organize ettiğim tamamiyle yalan." diyerek kendini savundu. Yarınki La Gazzetta'nın manşeti "Bırak bu ayakları Ronaldinho, kelepçe var mıydı sen onu söyle?!"

GALATASARAY SANTRAFORSUZ KALDI

Galatasaray'da bir sürpriz olmazsa gelecek 1 aylık dönemde santrafor olmayacak. Sanırım Adnan Polat ve ekibinin en korktuğu şeylerden biri başlarına geldi. Zaten 2 maçtır kötü oynayan Galatasaray'da Jo'nun sakatlanmasıyla da herşey bir anda tersine döndü. Transfer bombalarının bir bir patlamasının ardından yaratılan suni sevinç ortamı kendini yavaş yavaş tedirginliğe bırakmaya başladı. Frank Rijkaard her ne kadar lig şampiyonluğu dese de ben Galatasaray taraftarlarının Atletico Madrid'i elemenin ve Avrupa Ligi'nde daha üst turlara yükselmenin daha heyecan ve mutluluk verici olduğunu düşündüklerine inanıyorum. Ama Nonda'nın gönderilip, oynayamayacak olan Jo'nun alınmış olması Galatasaray yönetiminin de Rijkaard gibi düşündüğünü ortaya koyuyor. Şimdi Jo da kritik bir süreçte yok. Tabii eğer Avrupa'da oynayabilecek olup sakatlanmış olsaydı bu durum belki şimdi daha da üzüntü verici olurdu benim gibi Türk kulüpleri için Avrupa'da başarıyı her zaman ligin üstünde tutanlar için. Ligde şampiyonluk da bir sonraki yılın Avrupa mücadelesi açısından son derece önemli tabii bunu da inkar etmiyorum.

Galatasaray yönetimi geçen yıldan da ders almamış anlaşılan. Avrupa'da ilerlerken, ağızlarında devamlı Kadıköy'de oynanacak Uefa Finali'nde mücadele etmek varken, ara transfer döneminde Meira'yı satmadılar mı? Sonra ne oldu? Bugünküne benzer bir şey "maç içinde yaşanıp" Galatasaray'ı zor durumda bıraktı. Hamburg deplasmanında Emre Aşık'ın kırmızı kart görmesiyle Kewell savunmada oynamak zorunda kaldı. Meira'yı aramamış mıydı sarı kırmızılılar öyle bir dönemde?

Şimdi Rijkaard, Denizlispor maçının son 20 dakikasında Keitasız denediği Atletico Madrid maçının mecburi forvet dizilişini Kayserispor maçında artık çok daha güzel bir şekilde deneyebilir. Ama Giovani Dos Santos'un en ileri uçta hiçbir varlık gösteremeyeceğinin ipuçlarını -daha takıma çok yeni katılmış olsa da- görme fırsatı bulduk. Meksikalı da bir kere o bölgede tek başına oynayabilecek ne fizik var ne de golcü yetisi. Mecburen Keita'yı oynatması en akıllıca olanı eldeki malzemeler ışığında. Ya da Servet'in daha gençken santrafor oynamışlığı var mıdır acaba? Yoo durun bakayım Cem Sultan var bu takımda, -ciddiyim- ligde o da oynayabilir.

3 Şubat 2010 Çarşamba

FERGUSON KUAFÖR KIZLARLA

M.United'ın 68 yaşındaki İskoç teknik adamı basın mensuplarına ne güzel malzeme vermiş. Adam için hırçın derler, sert mizaçlı derler. Kızları görünce yelkenleri hemen suya indirmiş.

LOST

-Spoiler içermez.

Günler, haftalar, aylar geçti ve nihayet son sezon başladı. Büyük tutkunlarından Okay Karacan'ın sanki yapımcısı benmişim gibi durmadan "Oğlum ne zaman başlıyor, hadi ama artık" gibi soruları da artık sona eriyor. Gerçi bundan böyle de "Kardeş cd'ye yaz da getir şu bölümleri" demeye başlayacak. Bu akşam eve gidip yapacağım ilk iş oynayan 2 bölümü de indirip izlemek olacak. Tabii cd'ye yazıp Okay ağabeye de getirmek lazım. İzlemeyenler 0. bölüm ve 1-2. bölüm buralardan indirebilir. Altyazısı için de www.turkcealtyazi.org'a girebilirsiniz. Bu arada facebook'ta 3 yıl önce kurduğum grubun üye sayısı 26 bini geçmiş ve Türkiye'nin en kalabalık LOST grubu olmuş. Oradan da son gelişmeleri takip edebilirsiniz.

2 Şubat 2010 Salı

KEWELL 1 AY SONRA SAHADA

Haber Sydney Morning Herald'dan. Menajerinin Kewell'ın sakatlanmasıyla ilgili olarak Liverpool kulübünü ve İngiliz doktorları suçlaması haberde ön plana çıkarılmış. Ancak Galatasaraylı taraftarları daha çok ilgilendiren haber 3. paragrafta. Nisan ayından önce sahalara dönmesinin imkansız olduğu söylenen Kewell'ın dünkü kontrollerinin ardından 2 hafta sonra antrenmanlara başlayabileceği yaklaşık 1 ay sonra da tekrar forma giyebileceği belirtiliyor.

JOHN TERRY'NİN İKİZİ(!)

Peter Parker, Örümcek Adam'dır. Bruce Wayne ise Batman. Clark Kent'in de Superman olduğunu hepimiz biliriz. Peki John Terry de Lucy Smith olabilir mi? Kendisi ve ailesi o kadar skandala karıştı ki bu da doğru çıkarsa ya da Lucy Smith'in gerçekte Terry'nin ikiz kardeşi olduğu ortaya çıkarsa asla şaşırmayacağım.

OLAN STEPHEN IRELAND'A OLDU

Bence geleceği görüyorlar. Kesin John Terry'nin Stephen Ireland'ın teyzesinin kızıyla da bir ilişkisi ortaya çıkabilir önümüzdeki günlerde.

1 Şubat 2010 Pazartesi

OHA ROBERTO CARLOS!

Roberto Carlos dün gece oynanan maçta Corinthians'ı Palmeiras karşısında 9. dakikada 1 kişi eksik bıraktı. Kendini yeniden ispatlama ihtiyacı hissediyor sanırım. Geçen hafta da rakibine taç çizgisi üzerinde çifte dalmış ancak ıskalayarak saha kenarında ısınan takım arkadaşını yere indirmişti. Roberto Carlos'un kırmızı kart görmesinden 2 dakika öncesinde golü bulan Corinthians, maçın büyük bölümünü 10 kişi oynamasına rağmen 1-0 kazanmayı başardı.

31 Ocak 2010 Pazar

3D HAZIR

Emirates'te 3D kameralar, publarda gözlüklüler hazır. Ya böyle maç izlenir mi? Muhahahaa! En öndekinin tepkisi Rooney tam yakın çekimde tükürürken...

Tabii bu işin de karizmatik olanı çıkacak.