7 Kasım 2008 Cuma

YİNE AYNI SENARYO




Ne kadar da rahattı Galatasaray. Ayrı bir motivasyonla oynadılar. Güzel bir stadyum, dolu ve renkli tribünler, kendileri destekleyen 200 kadar Türk ve Avrupa Arenasında ne olursa olsun Benfica gibi bir rakip. Maç öncesi akıllarda Fenerbahçe maçının olacağı klişesi hakimdi. Belki bir yerlerde evet ama çok derinlerde bir yerlerde. Hatta Skibbe'nin aklında hiç yok gibiydi Bosphorus Derbisi. Galatasaray 2-0 yapmış, Benfica'nın guardı zaten 1-0 olunca düşmüş, rakip 3 oyuncuyu 65'te değiştirmiş bile ama dakika 75 olmuş Skibbe halen oyuncu değiştirmemiş. Maçı izlerken fanatik Galatasaraylı arkadaşım tv başında bağırıyor Skibbe'ye "hadi be adam çıkar artık şu Arda'yı, Ümit Karan'ı, tamam bitti bu iş, Fenerbahçe maçı var daha fazla yorma." Dedim ya Skibbe'nin aklında Fenerbahçe maçı hiç yok. Teknik adamın kafasında olmayınca da öğrencilerini daha iyi konsantre edebiliyor. Futbolcu kenardaki hocayı rahat görüyor, tedirginlik hissetmiyor.

Hepsi harikaydı ama Arda'ya bir parantez açalım. Arda artık benim Avrupa'm geldi diye bağırıyor. Ümit Karan'a attırdığı gol onun ne kadar kaliteli olduğunu ortaya bir kez daha koydu. Topu tutmaya kalksa standardı yapmış olacaktı ama işte yetenek ve zeka böyle zamanlarda ortaya çıkıyor. Haftaiçinde oynanan Avrupa maçlarında iki futbolcu rakip takım taraftarları tarafından alkışlandı. Bunlardan biri "İspanya kralı" Del Piero'ydu, Real Madrid taraftarları oyundan çıkarken İtalyan'ı uzun süre alkışladı. İkinci futbolcu ise Arda'ydı. Kendi oyuncularını zaman zaman ıslıklayan Benfica'lılar özellikle ikinci yarıdaki Arda'ya mest oldular ve akışlarla hakkını verdiler.

Ve şimdi gözler artık derbiye çevrildi. Yine aynı maç öncesi senaryosu. Galatasaray süper oynayarak aldığı bir Avrupa galibiyetinin ardından Kadıköy'e gidiyor. Fenerbahçe ise istikrarsız sonuçların, iyi olmayan futbolunun ardından evinde Galatasaray'ı konuk ediyor. Favori yine Galatasaray, maç sonucu üç bilinmeyenli bir denklem...

Hiç yorum yok: