Son dönemde kendini en çok geliştiren hakemlerin başında gelen ve dün yönettiği Rubin Kazan - Barcelona maçında zaman zaman Xavi ya da Iniesta'dan çok kendisini takip etmemizi sağlayan Cüneyt Çakır'ı bir kez daha tebrik ediyorum. Dün doğru kararlarla örülü, çok az eleştiriye maruz bırakacak tarzda bir maç yönetti. Verdiği iki penaltıda da ağır gösterimlerde (ağır çekim kullanılır bazen ama bu yanlıştır, görüntü ağır çekilmez, çekilen şey normal hızdadır, sadece ağır gösterilir ya da yavaşlatılmış gösterim de doğrudur) izlendiğinde doğru karar verdiğini düşünüyorum.
Tabii ki Türk hakemlerinin Avrupa arenasında görev alması sevindirici, gurur verici. Her 10 yılda bir nadiren önemli maçlarda görev verilen hakem çıkardığımız düşünülürse Cüneyt Çakır'ın yeni bir milad olması ve yeni isimlerin hemen ardından gelmesi beklentilerimizin en büyüklerinden. Ama en nihayetinde Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek var mı? Cüneyt Çakır'ın bugün havalimanında kameralarla karşılandığını, kendisine mikrofonlar uzatıldığını gördüğümde ne oluyoruz dedim. Uzaya Türk astronot gönderdik de Amerikalı ve Rus meslektaşlarıyla uzun süre çalışıp, yeni keşifler mi yapmıştı? Kendisinden gezegenlerin, yıldızların arasında geçirdiği günlerde neler yaşadıklarını, o boşlukta bulunmanın nasıl bir duygu olduğunu mu öğrenmeye çalışıyorduk? -Gerçi Messiler, Xaviler yerdeki yıldızlar olduğu için onların aleyhine ya da lehine düdük çalmanın nasıl olduğu merak edilebilirdi belki de ama bu da olmadı, sorulmadı.- O halde manşet hazır: İlk Türk Astronot Cüneyt Çakır önce Atlanta'ya ardından da yurda döndü.
Sonra kendime geldim ve bu kez gözlerim kameraların arasında taraftar topluluğu aradı. Acaba Merkez Hakem Kurulu yetkilileri ya da çalışanları üzerlerine hakem formaları giyip alkışlarla kendisini karşılamaya gelmiş miydi? Ağızlarında düdük, ellerinde yardımcı hakem bayrakları ve "Büyük hakem hoşgeldin" pankartları taşıyorlar mıydı acaba? Hayır bunlar olmamıştı. Ama medyanın ilgi odağı olan Cüneyt Çakır için bunlar da pek tabii ki yapılabilirdi. Bu ülkeye çapsız ne futbolcular, amaçları ceplerini doldurup gitmek olan ne adamlar geldi de omuzlara alınmıştı, halis mulis bir Türk hakemi başarılı bir şekilde yurda döndüğünde sevgi çiçekleriyle karşılanmayacak mıydı yani? Hayır! Geleneklerimize uygun olarak medya üzerine düşeni yapmıştı ama taraftarlar havalimanında ne yazık ki eksik kalmıştı! Neyse sen böyle devam et, onu da bir dahaki maça yaparız Cüneyt hocam!
30 Eylül 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder