Beşiktaş bu sezon Türk futbol tarihinin en özel ve de önemli sınavlarından birini veriyor...
Hem yönetimin hem de Bernd Schuster'in işi gerçekten zor.
Gittiği her takıma zirve yaptıran Mircea Lucescu, 3 büyüklerde şampiyonluk yaşamış, son olarak yarım sezonda 2 kupa kazandırsa da büyük eleştiriler alan Mustafa Denizli ve daha niceleri....
Savunmaya önem veren farklı futbol anlayışındaki sağlamcı teknik adamlar çok eleştiri topladı bu ülkede.
Ve artık Schuster var... Adam açıkça meydan okuyor, sistemimden vazgeçmem , hücum oynayacağız diyor.
Ligin ikinci yarısı için alınan isimlerin tartışılacak yönü yok, ancak sadece hücumsal anlayışın sonu nereye gider bunu da tartışan yok.
Dediğim gibi Türk futbolu için tam bir sınav dönemi.Gönüllü kobay oldu çılgın Schuster ve yönetimi...
Başarırlarsa , 3 büyükler için transferin adı, tanımı, futbola bakış açısı her şey değişecek .
Vites yükselecek...
Kanatlarda Simao-Quaresma, santrfor Bobo ya da Almeida, arkalarında Guti-Fernandez-Ernst.
Futbolumuzda uzun zamandır kulağımıza bu kadar hoş bir melodi gelmemişti.
Ama biraz daha arkasına bakarsak eğer, bakarsanız ? Ne gördüğümüz ya da görebileceğimiz konusunda ciddi soru işaretleri var kafamda...
Merak ettiğim tek şey :Schuster vazgeçmeyeceği sisteminde rütuşa gidecek mi ?
Yoksa ilk yarıdaki kadroyla beceremediğini sadece daha kaliteli transferlerle mi halletmeye çalışacak?
Eğer ilk ihtimal üzerinde durursa, yani kaleci ile stoper, stoper ile ön libero, ön libero ile orta saha arasında derin boşluklar vermezse....
Açık çek güzelliğinde bir ortam doğar. Yani yolun nereye kadar gideceğini boş bırakıyorum rakamı siz yazın :)
Peki ya ikinci yarıda da ilk yarıda olduğu gibi savunma yok sayılırsa ?
O zaman peşinen söylüyorum kapıda nöbette, facia...
İverson'lı Beşiktaş'ın da Quaresma-Guti'li Beşiktaşın da tek ortak özelliği vardı sezonun ilk yarısında:
Hocaları ya savunma yaptırmayı bilmiyor ya da savunma yaptırmıyor...
Oysa ki sadece dünya futbolu değil, dünya sporu savunmasız olmuyor...
Gözler hep golü atacaklar ya da attıracaklar da , görsel şovda...
Tamam bu da lazım ama her şey dozunda...
Unutmamak lazım bugüne kadar yaşananları :
Fatih Terim'in maç içinde bile "bloklar arasında boşluk bırakmayın" uyarıları...
Mircea Lucescu'nun azad ettiği Amaral'ı nam-ı diğer müslüm babayı ve yerine Giunti'yi getirip bölgeyi sağlama alışını...
Messi'nin milli takımda arayıpta bulamadığı ancak Barcelona'daki muhteşem performansının kaynağı
Xavi ve İniesta'nın varlığını...
Dediğim gibi tarihi bir sınavdır Schuster'inki.....
Beşiktaş neredeyse son 30 yıldır hep savunmayı iyi becerdiği için bir yerlere geldi....
Metin -Ali-Feyyaz attı, ama Zeki -Rıza -Şenol bastı, Kadir -Ulvi-Gökhan-Recep rakip forvetleri de, topu da bırakmadı...
Böyle geldi o efsane başarılar, hala tebessüm ve özlemle hatırlanan o yıllar.....
Ve şimdi bambaşka bir takım olacak :Belki de sahaya tarihinin en güçlü hücum hattıyla çıkacak
Beşiktaş.....
Tabii sakatlıklar tekrarlanmazsa...Birilerinin dediği gibi , takım, atletizmciler gibi çalıştırılmıyorsa...
GÜNEY MERGEN
11 Ocak 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Abi simdi oldu iste, onceki yazindan sonra bizim hislerimizin icine mantik katip dogrulari gostermissin.
Biz bu heyecani yasamayali cok olmadi mi ? Yetmedi mi artik?
Hayalini bile sevmedik mi biz bu gittigimiz yolun ?
O yuzden degil midir puan farkini unutup oynadigimiz toptan zevk almamiz?
Biz Kartal'iz. Ya en yuksekten ucalim, yada cakilalim. Ortasi yok bu isin.
Yorum Gönder