18 Ekim 2009 Pazar

ÜNSAL OSKAY: GÜLE GÜLE DOPDOLU İNSAN

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde 1996 yılında okumaya başladığımda tanışmıştım onunla. Nişantaşı'ndaki binada 401 no'lu salonda olurdu onun dersleri. Çünkü en büyük salon orasıydı. Çünkü onun derslerinde salon her zaman tıklım tıklım olurdu. Geç kaldığınızda oturacak yer bulamaz, 2 saat boyunca ayakta dikilmek zorunda kalırdınız. Çünkü bizi çoğu zaman o sıkıcı gelen derslerden uzaklaştırır, hayatını, anılarını anlatırdı. Amerika'daki öğrencilik yıllarını mesela. Çoğu zaman güldürürdü bizi. Hayatıyla ders konularını birleştirirdi siz farketmeden. Onu anlamak zordu gerçi, çok derin konuşurdu. Ama anladığınız zaman da onun derinliklerine iner, salondan çıktığınızda üniversite yıllarında edinebileceğiniz en büyük, en yararlı tecrübelerden birini edinir, bir sonraki dersi sabırsızlıkla beklerdiniz. Güle güle dopdolu insan, güle güle...

Hiç yorum yok: