Bir takım sezon açarken ya da herhangi bir stat açılışında bizde Başbakan ya da Meclis Başkanı yapar genelde başlama vuruşlarını. İspanyollarsa bugünlerde dünyanın en popüler sporcusu olan Bolt'a yaptırmışlar sezonun ilk vuruşunu. Genelleme yapmak istemiyorum ama bu durum herşeyi ortaya koyuyor. İspanya ile Türkiye arasındaki futbola ve spora olan bakış açısı için güzel bir örnek. Bizde futbol üzerindeki devlet gölgesi zaman zaman kendisini hissettirir, ondan nemalanmaya çalışırken adamlar karnaval havasında eğleniyor. En nihayetinde Real Madrid'in evinde ilk dokunuşu Kral'a da yaptırabilirlerdi. Bu arada herşeyi geçtim de Adidas'ın evinde Puma'nın attığı bu gol nedir yahu!
Bu arada Pellegrini'yi maç sırasında saha kenarına gelip oyuncularına talimat verirken kaç kez gördük? 90 dakika boyunca birkaç kez sanırım. Hayır zaten talimat verecek bir duruma da yok gibi. Sahada bir servet(yaklaşık 350 milyon euro) top peşinde koştururken kalkıp ne söyleyebilirsiniz ki?! Hani öyle bir durum var ki, Pellegrini ile araları bozuk olsa "Otur len oturduğun yere, maçını izle işte, bu kadar yıldızı en güzel yerden sen izliyorsun, kıymetini bil" diyebilecek güce sahipler. Zor Pellegrini'nin işi gerçekten zor...
30 Ağustos 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Aradım bulamadım bunun alasını Adidas yapmıştı 98 Dünya Kupası finalini Adidaslı Fransa Nike giyen Brezilya'yı 3-0 yenerek kazanmıştı.
Bilboard üzerinde Fransa isminin karşısına Adidas'ın 3 çizgisi ve Brezilya'nın karşısına 0 yazılmıştı.
France: /// - Brasil: 0
İkisinin de canı cehenneme o ayrı.
Eski dosttan düşman olmaz derler ikisi de aynı babanın çocuğuydu bir zamanlar
Adolf Dassler : Adidas
Rudolph Dassler : Puma
o kadro bende olsa bende şampiyon yapardım der kimi teknikdirektörler ama 3 milyon maaşla 350 milyona laf anlatmak zor iş
Yorum Gönder