29 Kasım 2008 Cumartesi

SCIENTOLOGY TARiKATI CIKISI

XAVI 2014'E KADAR BARCELONA'DA


Kulüpleriyle özdeşleşmiş futbolcular vardır. Ve onlar hem kariyerleri hem de taraftarları için asla başka takıma gitmemelidir. Liverpool'lu Gerard, Real Madrid'li Raul, Chelsea'li Lampard ve Barcelona'lı Xavi bunların başında gelir. Bu sezon sonunda Barcelona ile sözleşmesi sona erecek olan Xavi'nin yetiştiği kulüpte kalıp kalmayacağı merak konusuydu. Ve SPORT'un özel haberine göre Barcelona Başkanı Laporta ile Xavi dün gece biraraya gelmiş ve ikili 2014'e kadar anlaşma sağlamış. Bu gelişmeye çok sevindiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.

BUNDESLIGA TV HAKLARI


Bundesliga yayın hakları 4 yıl daha Premiere'de olacak. Önümüzdeki sezondan itibaren 1. ve 2.lig'deki 36 takımın kasasına daha fazla para girecek. Bu anlaşma sayesinde kulüplere yılda toplam 412 milyon euro dağıtılacak. Bu da yıllık 7 milyon euro'luk bir artış demek. Premier tüm maçları farklı kanallardan yayınlıyor, ayrıca bir de konferans kanalı var. Oradan gol oldukça maçlara bağlanılıyor ve böylece tüm maçları tek bir kanaldan da takip edebiliyorsunuz. Ayrıca pazar akşamları şifresiz olarak tüm maçların özetlerini izleme imkanı sunuluyor. Geçtiğimiz hafta Futbol Blog'da Mehmet Demirkol'un yazısından hareketle İstanbul'da üç büyüklerin gündüz maçı oynaması üzerine sohbet etmiştik. Bundesliga'da yerel saatle 15:00'da başlayan cumartesi maçlarından örnekler vermiştik. Yeni tv anlaşmasıyla birlikte önümüzdeki sezondan itibaren cumartesileri 5 maç oynanacağı ve bir maçın daha geç saatte başlayacağı açıklandı. Ancak bu maçın prime-time'da olmayacağını yani yine sosyal olma anlamında hem futbolcuya hem de taraftara imkan sağlayacağını söyleyelim. Yine Cuma akşamları 1 maç, Pazarları da Cumartesi'den azalan karşılaşmanın eklenmesiyle 3 maç oynanacağını belirtelim.

3-0'DAN 4-3


3 Mayıs 1989 Galatasaray 3 - 4 Fenerbahçe

21 Nisan 2001 Fenerbahçe 4 - 3 Gaziantepspor

26 Mart 2008 Avusturya 3 - 4 Hollanda

29 Kasım 2008 Eskişehirspor 4 - 3 Denizlispor

Var mı aklınıza başka gelen?

FUTBOLDA SONUÇ VE GOL, EKONOMİK KRİZ VE SEYİRCİ


Futbolda sonuç önemli midir, değil midir? Tabiki önemlidir ancak daha çok yönetimler için. Bu işe milyonları yatıran kulüp yönetimlerinin önem verdiği tek şey galibiyet ve kupadır. Taraftar ise sonucun yanında takımının sahaya iyi bir futbol koymasını görmek ister. İngiltere ligi bu anlamda taraftar ve kulüp yönetimlerini tatmin eden yegane ligdir. Futbolseverler için herzaman mükemmel statlar, kalabalık tribünler ve etkileyici futboluyla ilk sırada gelir. Spor yayınlarına önem veren tv töneticileri için de en önemli malzemedir. Ancak son dönemde İngiliz kulüpleri özellikle Avrupa sahnesinde güzel futboldan çok sonuç odaklı bir anlayışla oynuyor. İngiltere'nin 4 büyük kulübü olarak adlandırılan takımlar geçtiğimiz hafta yerel liglerinde oynadığı maçları gol atamadan tamamladı. Ardından şampiyonlar liginde çıktıkları maçlarda da bu 4 takım sadece 3 gol atabildi. Sahasında oynayan 2 takım 1-0'lık sonuçla kazanırken, deplasmanda oynayanlar ise sahadan beraberlikle ayrıldı. Maçları bir satranç mücadelesini andırması bakımından Liverpool'un sonuç odaklı takımlar arasında ilk sıraya yerleştiriyorum. Rafael Benitez'in verdiği taktikler özlenen, sevilen, beğenilen Liverpool'un futbol kalbimizdeki yerine yaklaşmasına engel oluyor. Hele Liverpool sahasında 1-0 öne geçtiyse artık o maçtan seyir zevki adına hiçbir şey beklemeyin.


Sonuç odaklı takımlar herşeyden önce gol yememeyi düşünen bir anlaşıyla oynayınca gol ortalamasında da kaçınılmaz bir düşüş oluyor. Bu sezon gol ortalamaları Premier Lig'de 2.64, La Liga'da ise 2.81. İngiltere'de gol ortalaması düştüğü gibi (Chelsea'yi bu noktada ayrı tutuyorum), statların doluluk oranı da düşüyor. Premier Lig'de statlara gelen seyirci sayısında bir düşüş olduğu ortada. Avrupa'da stadına en çok taraftar çeken takımların başında gelen Manchester United bu sezon kapasitesi olan 76,180 rakamına hiç ulaşamamış. Bunda ekonomik krizin ana sebep olduğu ve futbolseverleri vurduğu bir gerçek. 90 dakikalık bir şovu izlemek için masraf yapmak, taraftarlar için artık yavaş yavaş lüks olmaya başladı. Krizin İngiliz seyircileri etkilemesi bunun da takımların performansına yansıması arasında bir bağlantı kurmak yanlış olabilir. Çünkü İtalya ve İspanya'da da seyirci ortalamaları her geçen gün düşüyor. Bir futbolsever olarak günü tv başında geçirmek istiyorsanız, "görsellik" bakımından bu sezon tercihinizi İngiltere'den çok İspanya'dan yana kullandığınızı düşünüyorum. Barcelona'nın bol gollü galibiyetleri, Real Madrid'in evinde kazanırken bile büyük sıkıntılar yaşadığı, Villarreal'in ilk yenilgisini daha geçen hafta aldığı, Valencia, Sevilla ve Atletico Madrid'in şampiyonluk yarışında olduğu bir lig bana bu sezon daha cazip geliyor.

Not: Ekonomik kriz sizi de etkiliyorsa (ki hepimizi etkiliyor) çikolata yemeyi tercih edin. Para ile çikolata beynin aynı bölgelerini canlandırıyormuş.

28 Kasım 2008 Cuma

KEDİ UZANAMADIĞI CİĞERE MUNDAR DERMİŞ

Ballon D'or'un sahibinin açıklanmasına az bir süre kaldı. Haftalardır yok Ronaldo'nun "birinci, ikinci, üçüncü benim", yok Henry "bu ödülü Messi haketti" yok efendim Benitez'in "Torres bu ödülü almalı" açıklamalarından artık gına gelmişti. Bugünde Milan'lı ve İnter'li 2 futbolcudan birbirine benzer açıklamalar geldi.


Ronaldinho "benim için Milan ilk, Ballon D'or ikinci sırada" demiş. "Benim için en önemli şey Milan ile şampiyonluğu kazanmak. Ödülü bana verirlerse de mutlu olurum." İstemem yan cebime koy edebiyatı olmuş.


Ibrahimoviç ise son yıllarda şampiyonluğa doymuş olacakki hedef olarak şampiyonlar ligini koymuş. "Bana Ballon D'or ile Şampiyonlar ligi arasında bir tercih yapmam söylense hiç düşünmeden şampiyonluğu tercih ederim." Magazin kokan laflar bunlar!

SYLVIE VAN DER VAART KIRMIZI HALI'DA

VER BAKİM Bİ DUDAK

KAYSERİ ATATÜRK STADI

Gurur duymamak mümkün değil, gerçekten harika oluyor. Emeği geçen herkesin ellerine, gönüllerine, keselerine sağlık! Burada maç izlemek için sabırsızlanıyorum!







Kaynak: www.wowturkey.com

CALAMITY JAMES


Zaman zaman çok bomba goller yer zaman zaman da dünyaları kurtarır. İyi midir kötü müdür hiçbir zaman karar veremediğim oyuncuların başında gelir.

FENERBAHÇE - BEŞİKTAŞ DERBİSİ

Derbiye sayılı saatler kala taraftar grupları birbirlerine web sitelerinin açılış sayfaları aracılığıyla gönderme yapmaya başladı.


Beşiktaş'tan Çarşı'nın web sitesi Müzeyyen Senar'dan "Kanaryam" ile açılıyor.
www.forzabesiktas.com



Fenerbaçe'den Antu'nun web sitesi kimin söylediğini bilmiyorum ama anonim diyelim; "İnleyen nağmeler" ile açılıyor.
www.antu.com

118 118

GALLAS'IN YAYGARASI


William Gallas'ın geçtiğimiz günlerde kopardığı yaygaranın sebebi oldu. Geçen hafta otobiyografisi "La parole est à la défense" piyasaya çıkmış. Chelsea'deki son zamanlarıyla ilgili kitaptan bir alıntı: "Peter Kenyon benim taleplerimi karşılamayı reddediyordu. Hayatımızı cehenneme çevirmişti. Mayıs 2006'da basın toplantısında Milan'ın benimle ilgilendiğini ve yaptığı iyi teklif karşısında Chelsea'den ayrılmayı düşündüğümü açıkladım. Bu prestijli kulüp bana Chelsea'den istediğimden çok daha iyi bir ücret teklif etmişti. Tam anlamıyla baştan çıkarılmıştım, sadece Euro'larla değil aynı zamanda takımın bana verdiği güvenle. Chelsea ise beni bırakmak istemedi ve onların teklifleri de halen açıktı. Onların gülünç teklifini ve benim ne hakettiğimi hiç kimse bilmiyor."

DOĞRU TAKTİĞİ SEÇMEK


Galatasaray öyle bir takımki, hiç ummadığınız maçları kazanır hiç ummadığınız maçları kaybeder. Sarı kırmızılılar beraberliğe oynamayı ne yazıkki bilmeyen bir takım. Metalist maçına bakalım. Sen ilk 2 maçından 6 puanla ayrılmışsın şu maçta alacağın 1 puanla gruptan çıkmayı garantileyeceksin ama şuursuzca rakibin üzerine gidiyorsun. Ve bunu yaparken de ne hücumda etkili olabiliyorsun ne de savunmada standart doğruları yakalayabiliyorsun. İşte teknik direktörün taktiksel zekası, maça kafa olarak hazırlanması ve takımı hazırlaması da bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor. İşini iyi bilen bir teknik adam Metalist karşısında savunmayı sağlam tutan herşeyden önce gol yememeyi düşünen, kontraataklarla tehlike yaratmayı planlayan bir taktikle oynardı. Evet Ali Sami Yen'de oynuyorsunuz, sahanızdasınız ama günümüz futbolunda "evinde oynayan takım savunmaya ağırlık veren bir taktikle oynamamalı, rakibin üzerine gitmeli" şeklinde bir anlayış kabul edilemez. Herşeyden önce Metalist'in senden daha çok puana ihtiyacı var. Saldırması gereken, gol bulması gereken onlar. Oyunu kendi alanında kabul etsene, yarı sahanı kalabalık tutsana, alanları daraltsana, adamları böylece boğsana. Olmuyor olmuyor gerçekten Skibbe ile bu iş gitmeyecek. Kalli'nin danışmanlığında hiç gitmeyecek. Galatasaray'ın Benfica deplasmanında aldığı galibiyetin çok bir anlam ifade etmediğini Olimpiyakos'un Fransız ekibine 5 gol atmasının ardından görmüş olduk. Galatasaray'ın gruptan çıkamama gibi bir ihtimali dün alınan yenilginin ardından belirmiş oldu. Hertha Berlin son haftalarda çok formda, içerde dışarda kazanıyorlar. 3 Aralık'ta Berlin'de bu sezonki en zor maçı bekliyor Galatasaray'ı ve Skibbe'yi...

27 Kasım 2008 Perşembe

MASSA FİNİŞE DOĞRU GİDERKEN


Artık gelenek oldu nerede bir hayır işi var orada bir sporcu. Casillas ile Nadal'ın yapacağı maçlardan bahsetmiştik. Bir hayır maçı da Brezilya'dan. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen "Pilotlar Maçı" bu sene Morumbi Stadı'nda oynandı. Ferrari ile Dünya Şampiyonluğu'nu son yarışta hatta son turda kaybeden Felipe Massa da top koşturanlardan biriydi. Organizasyon "kimsesiz çocuklar ve kansere karşı mücadele" için. Ama gelin görünki gündüz oynanan bu maça Brezilyalılar hiç ilgi göstermemiş. Zamanlama yanlış olmuş galiba! Anlaşılan pilotların kendilerini eğlendirmesinden başka bir işe yaramamış.

İŞ BAŞA DÜŞMÜŞ

USTA HAYAT SENİN HAYATIN BE!




Zizou ve eşi eski Fransız dansçılardan Véronique Fernandez, Mauritius sahillerinde...

CASILLAS & NADAL


2 İspanyol, 2 Real Madrid'li, biri yeşil zeminin diğeri toprak kortların ustası. Bu ikili Sıtma hastalığı ile mücadele için bir dizi yardım maçı yapacak. Tenis, futbol ve go cart'tan oluşan bir seride birbirleriyle mücadele edecekler. Bunlardan ilki de 16 Aralık'ta oynanacak tenis maçı olacakmış. Yani Nou Camp'taki Barcelona-Real Madrid maçından 3 gün sonra. İkili oldukça iddialı, Barcelona'yı 1-0 yeneceğiz diyorlarmış. Ben de zor biraz diyorum...

EKONOMİK KRİZ VE TIGER WOODS


Geçtiğimiz salı akşamı Habertürk'te yayınlanan Türkiye'nin Nabzı'nda Erdoğan ağabey ve konukları ekonomik krizden ve firmaların bu krizi kullanarak işçi çıkarmalarından bahsettiler. Söz General Motors'a da gelmiş ve bu dev şirketin adam çıkartmasından sözedilmişti. General Motors da krizi yoğun yaşayan şirketlerden biri.

Ve Tiger Woods, dünyanın en çok kazanan sporcusu. Ünlü golfçü kazandığı turnuvalardan çok yaptığı sponsorluk anlaşmalarından malı götürmüştür. En büyük anlaşmalarından biri de General Motors'laydı. Woods 10 yıllık anlaşma karşılığı yıllık 7 milyon dolar alıyordu. Bunun karşılığında ne mi yapıyordu? Sadece Buick'in logosunu çantasında taşıyordu. Ve General Motors geçtiğimiz günlerde bu anlaşmayı sona ermesine 1 yıl kala feshetti. Çünkü Woods sakatlığı dolayısıyla sahalardan uzak ve General Motors sponsorluk için sadece 1 kişiye verdiği 7 milyon doları kurtarmayı kâr saydığı için.

KUŞLAR


Bu kare Alfred Hitchkok'un filminden değil. Brezilya ekibi Santos'un oyuncusu Robson'a antrenman sırasında kuş saldırmış. Rivayete göre martıya benzeyen bu arkadaş son lig maçında oynadığı kötü futbolun hıncını almak istemiş. Çok kötü bir espriydi kabul ediyorum. İdare edin!

AĞLATMAYIN ÇOCUĞU


73. dakikada Xavi ile Gudjohnsen son haftaların mazlum çocuğu Bojan'a bırakmışlar penaltı vuruşunu. Guardiola'nın gelmesiyle bu sezon çok fazla oynama şansı bulamayan Bojan son Getafe maçında yerini Henry'ye bırakırken gözyaşlarına hakim olamamıştı. S.Lisbon'a attığı gol sonrası biraz olsun rahatlamıştır. Böyle bir kadroda kendine yer bulması tabiki çok zor. Daha çok genç, onu başka bir takıma kiralama en doğru tercih olur; en azından Henry ayrılana kadar.

26 Kasım 2008 Çarşamba

YAŞLILAR YURDU LİGİ


Feldkamp 74 yaşında, Galatasaray'ın teknik danışmanı. Bir anlamda Skibbe'nin Rudi Völler'i, yani onu yönlendirecek kişi. Geçen sezon takımı bitiren, tüketen adam.


Aragones 70 yaşında, Fenerbahçe'nin teknik direktörü. Kaçan pozisyon sonrasında tüm yedek kulübesi "ahhh" çekerken uzağı göremediğinden tepkisiz kalan kişi. Bu ikili Türkiye'nin en büyük kulüplerinden ikisinin başında. Türk futbolu büyüsün derken bunu kastetmemiştik! Artık ligin bir ayağı gerçekten çukurdadır!

GERÇEKTEN ANELKA MI ACABA?

TARAFTAR

Bana "Alman taraftarı nasıl olur, tarif eder misiniz" diye sorsanız, size bu resmi gösteririm!


Kendisi aynı zamanda Bastian Schweinsteiger tarafından yengemiz olur.

PRISON BREAK SEASON 4 EPISODE 12


Uyarı: Biraz Spoiler içerir!

Bu yukarıda gördüğünüz Agent Self şerefsizin önde gidenidir. Satılıktır, dönektir. Ayrıca bu dizinin senaristlerine de "yeter artık" tır.

PEMBE KAISER


Franz Beckenbauer Ribery'nin pembe Nike'larıyla dalga geçiyormuş. Ama kendisinin 70'lerde giydiği bu Cemil İpekçi kreasyonunu unutuyor galiba!

WHO ATE ALL THE PIES?

ARSHAVIN BALONU


Dün akşam Zenit tam bir Hollanda tarzıyla oynadı Juventus karşısında. Teknik direktör Dick Advocaat'ın Zenit'i ayağa oynayan, çok pas yapan, çizgiye inen, sahanın her yerini kullanan, bol pozisyon üreten ama son vuruşlarda başarısız bir takım gibiydi. Juventus'u özellikle ilk yarı sahalarına hapsettiler, nefes aldırmadılar. Danny ve Pogrebnyak ile buldukları pozisyonları beceriksizce harcadılar. Savunmanın solunda oynayan Çek futbolcu Sirl ve sağında oynayan Anyukov ileri geri dinamo gibi çalıştı. İkisine da bayıldım. Savunma dörtlüsünün önünde oynayan Tymoshchuk ise bu takımın en iyisi. Adam hem savunmaya hem de hücuma çok iyi destek veriyor, kollarını dirseğine kadar sıvıyarak zaten işini iyi yapmak için hazır olduğunu belli ediyor. Tam bir beyin, oyunu toparlayan adam. Arkadaşlarına ve Advocaat'a inanılmaz bir güven veriyor. Bu takımda Euro 2008'de birkaç gol attı diye Arshavin'den başkasının ismi geçmiyor transfer piyasasında. Halbuki Arshavin iddia ediyorum bu takımın en kötüsü. Faydası yok değil ama zararı daha çok bence. Zaten oyundan alınan ilk futbolcu da o oldu. Advocaat'ın en büyük hatası (popülizm yapmıyorum) Fatih Tekke'yi 2. yarı oyuna almamasıydı. Hem havadan hem yerden birçoğundan çok daha becerikli bana göre. 0-0 Juventus'un alabileceği en iyi sonuç oldu. Bu arada maçın 80 ile 85. dakikaları arası yanlış duymadıysam Zenith tribünlerinde Çarşı'nın "Kartal gol gol gol, Kartal gol gol gol" tezahüratı yapıldı. Zenith gol gol gol, Zenith gol gol gol...

25 Kasım 2008 Salı

SOFRANIN KRALI

FERGUSON'UN EN BÜYÜK HATASI


Bunu nasıl yaptığına hala inanamıyorum. 1989 yılında Frank Sinatra ile bir akşam yemeğinde biraraya geleceklermiş. Ancak o gün M.United Charlton Athletic ile oynuyormuş. Maçı sürpriz bir şekilde Charlton kazanınca Ferguson'un morali altüst olmuş ve efsane şarkıcı ile olan yemeğe katılmamış. Sinatra'yı nasıl ektiğini anlayabilmiş değilim. Moralin ne kadar bozuk olursa olsun Sinatra'nın ağzından bir bukle "my way"i dinleme imkanın varken bu fırsatı nasıl tepersin. Obsesif bir durum sözkonusu galiba!

24 Kasım 2008 Pazartesi

SPOR'U SEVİYORUM


Spor'u seviyorum
Galibiyeti mağlubiyeti beraberliği seviyorum,
Hırsı azmi çabayı seviyorum,
Yaşattığı üzüntüyü sevinci seviyorum,
Kavgasını gürültüsünü seviyorum,
Kıskançlığı çekememezliği kini nefreti seviyorum,
Golü basketi sayıyı finiş çizgisini ilk geçmeyi seviyorum,
Farklı yenilmeyi farklı kazanmayı seviyorum,
Islıklamayı küfür etmeyi küfür yemeyi de seviyorum,
Spor'un yaşattığı her duyguyu seviyorum,
Ben Spor'un her türlüsünü seviyorum...

FUTBOL AVRUPA


Futbol Avrupa her zamanki saatinde yani 19:45'te değil bugün. Saat 21:00'de yayına girecek. İspanya, Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda ve İskoçya liglerinde yaklaşık 40 dakikada hızlı bir tur atacağız. Bekleriz efendim!..

LEONA LEWIS


Sevdiğim birkaç İngiliz'den biri. Sesi harika!

SAKATLIK RAPORU


Madrid kökenli AS'tan sakatlık raporu geldi. Real Madrid'in bu sezon İspanya'da sakatlıkla en çok başı dertte olan takım olduğunu söylüyorlar. Van Nistelrooy ve Cannavaro'ya son olarak Higuain de eklendi. Bu sezon sakatlanan futbolcu sayısı 20'ye çıkmış. Bu sayı Sevilla'da 17, Barcelona'da 13, Athletic Bilbao'da 12, Valencia'da 10 ve Villarreal'de 6. Real Madrid cephesi bir şekilde sahalarında aldıkları zar zor galibiyetlere ve Kral Kupası'ndan elenmelerine mazaret bulmaya çalışıyor gibi. Bu 20 sakatlığın %90'ı maç içinde olmuş ve Santiego Barnebeu'nun zemininin bunda başrolü oynadığını düşünüyorlar. Zemin düzeltme çalışmaları da hemen başlamış Barnebeu'da. Bu arada diğer liglerde ise Chelsea 26 sakatlıkla başı çekiyormuş. Manchester United'ta 17, Juventus'ta 15, Bayern Münih'te 13, Liverpool'da 12 ve Inter'de 11 futbolcu sakatlanmış. Galatasaray'da da bu sayı 20'ye yakındır heralde. Ekim başında Bellinzona maçı sonrası bu rakam 13-14'lerde geziyordu.

23 Kasım 2008 Pazar

İŞTE FUTBOL AHLAKI BU


Hamburg - Werder Bremen maçının 70. dakikasında çok keyif veren bir an yaşandı. Hırvat Olic ile Sırp Tosic arasındaki mücadelede dışarı çıkan top sonrası yardımcı hakem Werder Bremen lehine taç atışı verdi. Hamburg'lu Olic "top Tosic'ten çıktı" diyerek itiraz etti, hakem dinlemeyince akabinde Tosic'e döndü ve "söylesene senden çıktığını, saklama" der gibi hareketler yaptı. Tosic de topu Olic'e verdi ve "evet taç sizin" dedi. Tosic'i kutluyor, ikilinin hakemi terse düşürdükleri anın keyfini yaşıyorum.