24 Ekim 2008 Cuma

HİNT GELİNİ VICTORIA


"Kendimi bir Hint prensesi gibi hissediyorum" demiş Victoria bacımız.

23 Ekim 2008 Perşembe

EDUARDO DÖNÜYOR


Futbol sahalarında gördüğüm en dramatik anlardan biriydi. Gözümü kapattığım bakmamak için kendimi sıktığım bir andı. Şubat ayında Birmingham City'li afedersiniz hayvan Taylor, Eduardo'nun neredeyse futbol hayatını bitiriyordu. Genç futbolcu Hırvatistan formasını giyecekti Euro 2008'de. Belki de milli takımımıza karşı oynayacak bizim yarı finale yükselmemizi de engelleyecekti hani!


Neyseki Arsene Wenger gibi bir hocaya ve Arsenal'inki gibi bir sağlık kuruluna sahip bir takımın kadrosundaydı. Ameliyat, rehabilitasyon dönemi, egzersizler, antrenmanlar, ilaçlar derken Eduardo 3 hafta sonra sahalara dönecekmiş. İlk ağızdan geldi açıklama, Arsene Wenger'den. Bir diğer yıldız Rosicky'nin durumu daha olumsuzmuş. O da Ocak'tan beri yok sahalarda. Ve yılbaşından önce de dönemeyeceği söyleniyor. Bu arada tabiki Çek'lerde Rosicky de oynayamamıştı bize karşı Euro 2008'de. Yine bir "belki" olacak ama çeyrek finale bile çıkamayabilirdik o olsa belki :)) Premier Lig'in kasapları bize çalışmış da farkında değilmişiz!

PALMEIRAS 0 - 1 ARGENTINOS JUNIORS



Güney Amerika Kupası çeyrek final ilk maçı. Kolombiyalı hakem Brezilya ekibi Palmeiras'ın ilk yarıda çizgiyi geçen topunda golü vermiyor. Ardından ikinci yarıda Palmeiras penaltı kazanıyor. Hakem Souza'nın ağlara gönderdiği ilk penaltı vuruşunu topa koşarken durduğu için geçerli saymıyor. İkinci vuruşu bu kez kaleci kurtarıyor. Sonra bir de Arjantin ekibi Argentinos Juniors'un golü ve Escudero'nun gol sevinci buna ekleniyor. Veeee Porto Alegre'de ortalık karışıyor...

MALDİNİ YAKALANDI


Bu adama heralde aşık olmayan kadın sayısı çok azdır. 40 yaşındaki Paolo Maldini kendiyle aynı yaşta olan model Adriana Fossa ile evli. Sanırım son günlerde evliliğinden sıkılmış olsa gerek. Hayatına yeni bir tat mı katmak istiyor bilinmez. 40 yaş sendromu diye bişey var mıdır onu da bilmiyorum. Bir bar çıkışı Michelle Huzniker adındaki mankenle çekilmiş çok samimi görüntüleri geçtiğimiz günlerde İtalyan medyasında çıktı. Karısı bu fotoğrafa nasıl tepki gösterdi kimbilir? Beraber olduğu hatunun resmidir alttaki...

+2 HAKEMLER



19 yaş altı Avrupa şampiyonası elemelerinde İskoçya ile San Marino arasındaki maçta +2 hakem uygulaması test edildi. Ayrıntıları Aceto ile FutbolBlog'da konuşacağız.

22 Ekim 2008 Çarşamba

2. EN ÇABUK HAT-TRİCK


Villarreal - Aalborg'u 6-3 mağlup ederken Joseba Llorente 17 dakika içinde hat-trick yaptı. Şampiyonlar ligi tarihinin en hızlı 2. hat-trick'i. Birincisi Blackburn Rovers'lı Mike Newell'a ait. 1995 yılında 9 dakikada attığı 3 golle Blackburn'ün Rosenborg'u 4-1 devirmesini sağlamıştı.

20 TAKIM, 5 BİLET


2010 Dünya Kupası Afrika elemelerinde bugün öğleden sonra kuralar çekildi. 20 takım 4'erli 5 grupta mücadele edecek. Gruplarını lider tamamlayan takımlar Güney Afrika'ya gidecek. İllaki ölüm grubu hangisi diye arayacaksak ben A grubu derim.

Group A
Togo
Cameroon
Morocco
Gabon

Group B
Mozambique
Nigeria
Kenya
Tunisia

Group C
Rwanda
Algeria
Egypt
Zambia

Group D
Ghana
Benin
Sudan
Mali

Group E
Côte d'Ivoire
Malawi
Burkina Faso
Guinea

HADİ HAYIRLISI


Gelsin Milano moda haftaları! Bu iş daha çok Victoria'ya yarar diyorum ben.

THOMAS SORENSEN

Özellikle bu yaz Galatasaray'ın B planı'ydı. İsaksson olmazsa GS yönetimi rotayı hemen ona çevirecekti. İsaksson olmadı; o da lige yeni çıkan Stoke City'i tercih etti. Pazar günkü maçta başına gelenler az rastlanır cinsten. Neredeyse kör oluyordu.


Tottenham'lı Alan Hutton resmen Danimarkalı'nın yüzünü biçmiş. Kramponu biraz daha yukarı kaysaymış, Sorensen'in gözünü çıkaracakmış. Ateş püskürüyor Sorensen: "Kasti olarak yaptı. İstese bana vurmayabilirdi. Topa dokunma şansı yoktu ama o göz göre göre ayağını soktu ve neredeyse beni kör ediyordu." Ucuz kurtulmuş Sorensen, geçmiş olsun diyelim...

MILAN BAROS'UN SEVGİLİSİ


2004 Miss Czech Republic 2.'si Edita Hortova

TECRÜBE: 2 - GENÇLER: 5

Bu maçla ilgili söylenecek çok fazla birşey yokki! En kıssadan hisse Fenerbahçe geçen yılki Fenerbahçe değil; bunu 5 yaşındaki yeğenime de sorsanız size söyler. Bunda Zico-Aragones farkının olduğu gibi, giden oyuncuların yerine daha iyilerinin gelmemesi ve mevcut futbolcuların performanslarındaki düşüşün de payı var. Maç öncesi rakip kontratak oynayacak deyip bunun önlemini almazsan, bile bile takımını buna uygun taktikle sahaya sürmezsen artık senin için yapılabilecek birşey yok dedeciğim. Dünkü maç 5 - 10 skoruyla da bitebilirdi. Fenerbahçe yakaladıklarını atsa Arsenal de kendini zorlamak isteseydi eğer. Kısacası yenilgi kaçınılmazdı.



Arsene Wenger 2006'da şampiyonlar liginde Barcelona ile final oynayan takımı baştan aşağı değiştirdi. Henry, Campbell, Lehmann, Ljunberg, Hleb, Gilberto Silva, Pires vs. 2.5 yıl önceki o maçın ilk 11'inden sadece Fabregas ve Eboue (Toure'yi de sakat olduğu için saymıyorum) vardı sahada. Yani bir tarafta mevcut kadrosuyla Arsenal'den daha tecrübeli bir Fenerbahçe, diğer tarafta ise Arsene Wenger ve scout ekibinin sistemli çalışması sonrası kurulan yaş ortalaması 22 olan bir takım. Adebayor, Fabregas biraz da Nasri. Bu üçü de çoluk çocuk ama takımın diğerleri tam çoluk çocuk. Şampiyonlar liginde tecrübe çok önemli diyenler bunu bir kez daha düşünsün. Evet tecrübe önemli ama herşeyden önce elindeki malzemeyi nasıl kullanacağını bilen bir teknik adama ve onun verdiği taktiğe harfiyen uyan bir oyuncu kadrosuna ihtiyacınız var. şuna inanıyorumki dünkü iki takım 100 kez karşılaşsa 95'ini Arsenal alır.
Son söz: Fenerbahçe takımı taraftarının gözünde çok büyük bir krediye sahipmiş ben maçın ardından bunu anladım. Bu skor 3-4 yıl önce alınmış olsaydı Kadıköy civarlarında bizi çok daha farklı görüntüler bekleyebilirdi diye düşünüyorum.

21 Ekim 2008 Salı

FORMULA 1 ANKET

FUTBOL'U BIRAK FORMULA'YA BAK


Eğer gerçek bir sporseverseniz 2 Kasım pazar akşamı saat 20.00 dolaylarında futbolu ya da başka ilgilendiğiniz ne varsa bırakıp gözünüzü Formula 1'e çevirin derim. Sezonun son yarışında Brezilya'da şampiyon belli olacak. Mclaren'den Lewis Hamilton mı, Ferrari'den Felipe Massa mı? İki markanın pilotları böyle bir mücadeleye Schumacher-Hakkinen'den bu yana sanırım girmemişti. Hamilton Massa'nın 7 puan önünde. İlk 5'e girmesi durumunda Massa'nın aldığı sonuca bakmaksızın şampiyonluğunu ilan edecek. Hamilton'un yapması gereken mümkün olduğunca az hata yapmak. Massa ise kendi evinde taraftarlarından alacağı gazla bir adım öne çıkar gibime geliyor. Agresif olmak zorunda. Takım arkadaşı Kimi Raikonen'e de çok iş düşecek. İyi bir takım çalışmasına ve taktiğe ihtiyaçları olacak. Mclaren 1999'dan bu yana ilk şampiyonunu çıkarabilecek mi merakla bekliyorum. Interlagos'ta nefesler tutulacak, motorlar çalışacak, kırmızı ışıklar sönecek ve heyecan başlayacak. Ahh bir de Okay Karacan anlatsaydı tadına daha da doyum olmazdı.

RICO PAŞA DA KATAR'DA



Ricardinho da 32 yaşında Katar'ın yolunu tutanlardan. Al Rayyan takımında attığı penaltı golü sonrası Arapları nasıl da mutlu ediyor!!!

HAKAN YAKIN'IN GOLÜ



Bu sezon başında Katar ligi takımlarından Al-Gharafa Sports'a transfer oldu. Yıllık 2.5 milyon euro alacakmış. 31 yaşında yavaş yavaş kariyerinin sonuna yaklaşan bir futbolcudan akıllıca bir adım başka ne denebilirki?

20 Ekim 2008 Pazartesi

SKIBBE'NİN ONURU???


Günlerdir yazacağım bir türlü fırsat olmadı. Galatasaray Kulübü Başkanı ve yöneticileri ne düşünüyor, ne yapmak istiyor, ne uyguluyor? Skibbe'den memnun olunmadığı apaçık ortada. Ama yönetim bir şekilde Alman teknik adamı kovmak istemiyor bana göre. Onun istifa etmesini istiyorlar. Bu anlamda en bitirici hamleyi yardımcılarının görevine son vererek yaptılar. Davala ve Boekamp Florya'dan kovuldu. Bir teknik adamın yardımcılarını yönetim nasıl kovabilir? Şöyleki; teknik direktör çıkar derki "ben yardımcılarımdan memnun değilim, bana ve takıma hiçbir faydaları yok. Onların yerine başkaları ile çalışmak istiyorum." Bunun üzerine yönetim de icabına bakar ve yardımcıların işine son verir. Davala ve Boekamp'ın görevine son verilmesi mantıklı olarak ancak bu şekilde kabul edilebilir. Bir de şöyle bir ihtimal var. Yönetim antrenmanları takip ediyordur, bakarlar gerçekten bu iki adamın Skibbe'ye faydası yok, kendilerince ya da teknik direktöre de kabul ettirerek karar alır ve yardımcıları kovar. Şu anki durum ençok buna benziyor. Ama bu yaşananların ardından halen Skibbe'nin çıkıp "Davala ve Boekamp'tan memnundum ikisi de işlerini iyi yapıyorlardı" demesi bu noktada soru işaretlerini arttırıyor. Çünkü bu göz göre göre yönetimin Skibbe'nin düşüncelerine önem vermediği, onu fazla takmadığı anlamına gelir. O halde adama sormazlar mı? Skibbe senin hiç onurun yok mu? Futbolcular senin kariyerine ağır basıyor, yönetim de seni takmıyor, sen hala niye o koltuktasın?

LYON'DA MUTSUZ BİR BREZİLYALI



Fred son yıllardaki en beğendiğim golcülerden biridir. Sade futbolu, golü koklayan karakteri ve bitirici vuruşları Brezilyalıyı milli takıma kadar taşımıştı. O.Lyon'da 3 sezondur şampiyonluk yaşıyor ama artık ayrılmak istiyor. Nedeni ise bu sezon birçok maçta Lyon taraftarı tarafından yuhalanması ve ıslıklanması. Lille maçında yaşananlar da bardağı taşıran son damla oldu. Aslında Fred geçen sezonun devre arasında Les Gones'ten ayrılmayı kafasına koymuştu. 2005 yılından beri Lyon'da forma giyiyor. Geride kalan 3 sezonda zaman zaman yaşadığı sakatlıklar dışında takımına önemli faydaları olmuştu. Ama heralde son dönemde ağzını her açtığında takımdan ayrılmak istediğini söyleyen Fred'in artık bu takımda işinin olmadığını düşünüyor Lyon taraftarları. Fred son yaşananlardan sonra "Ocak'ta değil ama Haziran'da ayrılmayı düşünüyorum. Pes etmeyeceğim, takımım ve teknik ekip için çok çalışmaya devam edeceğim" demiş. Başkan Jean-Michel Aulas da halen Fred ile sözleşme uzatmaktan bahsediyor. Taraftar istemiyor, başkan kalsın diyor. Fred daha 25 yaşında ve en çok istediği ligde İngiltere'de oynamak için can atıyor. Ada'da onu almak isteyecek birçok da kulüp var...