13 Haziran 2009 Cumartesi

RIJKAARD 16 YIL SONRA BİTTİ

Sabonis eksisözlüğe koyarken bu haberi "16 yıl sonra gelen zafer" demiş. Benim Sabonis'in koyduğu linkten haberdar olmamı sağlayan ise Sezer diye bir arkadaş. İkisine de teşekkürler. Sabah'ın üstün teknolojisi ve Süleyman Rodop birleşince böyle bir haber çıkmış 16 yıl önce gazetede. Zaten o zamanlar bir üstün Alman teknolojisi bir de Sabah'ın üstün teknolojisi vardı!!! Galatasaray Alp Yalman döneminde futbolcuyken getiremedi(!) ama o dönemin Asbaşkanı Adnan Polat'a teknik direktör olarak getirmek nasip oldu. Kim bilir haberde adı geçen diğer isim Matthaeus da bakarsınız takımın başına geçer gelecek yıllarda! Gelelim şu üstün teknolojiye! 16 yıl öncesine göre iyi iş. Ama elleri ve bacakları biraz daha siyah yapsalarmış tam olacakmış. Bu haliyle altı kaval üstü şeşhane! Kim acaba kafası koparılan Galatasaray'lı futbolcu? Bu formayı Kosecki'li dönemden hatırlıyorum. Ya da Koceski Osasuna'ya transfer olduktan sonraki sezon olabilir.

MEHMET TOPUZ: HIRSIN GETİRDİĞİ TRANSFER

Neler oluyor bu Türkiye'de gerçekten anlamak, olanlara bir anlam katmak çok zor. Bu yüzden de mide bulandırıcı yaşananlar. Mehmet Topuz artık Fenerbahçe'nin futbolcusu. Hayırlısı olsun. Ancak hangi Fenerbahçe'li arkadaşla konuşsam bu transferin içlerine sinmediğini, çok da mutlu olmadıklarını söylüyorlar. Haklılar da. Çok değil sadece 1 hafta önce siyah beyaz forma ile pozlar veren, tv kanallarına telefon bağlantıları yaparak Beşiktaş'ta oynamak istiyorum diyen, iki camiayı birbirine düşüren Mehmet Topuz'un geldiği şu anki nokta tam anlamıyla trajik. Soruyorum Sayın Aziz Yıldırım'a; bu Mehmet Topuz neymiş, ne büyük futbolcuymuş meğersem Aziz Başkan? Koskoca Fenerbahçe Kulübü Başkanı olarak, bu takıma Anelka'ları, Van Hooijdonk'ları, Ortega'ları ve daha birçok büyük yıldızı getiren biri olarak siz Aziz Başkan nasıl oluyor da özel uçağınıza atlayıp bir futbolcunun ayağına Kayseri'ye gidiyorsunuz ve takımınızda oynaması için ikna etmeye çalışıyorsunuz? Sonra yine özel uçağınızla taşıyarak İstanbul'a getiriyor ve çekindiğiniz için Fenerbahçe Konuk Evi'nde ağırlıyor ve bizzat yanında oturarak imza attırıyorsunuz? Sizin yerinizde olsam ben çocukluğumdan beri Beşiktaş'lıyım diyen, formasıyla pozlar veren bir futbolcuyu boşverirdim. Siz bir süre önce belki kulübüyle anlaşarak doğruyu yaptınız, kendinize göre adımlarınızı doğru attınız ama gönlü olmayan bir adama "He öyle mi, o zaman nerede oynamak istiyorsan orada oyna, sana bu kapılar bundan sonra kapalıdır" demenizi beklerdim. Ama siz büyük bir yıldız muamelesi yaptınız. Tamam iyi bir futbolcu olabilir ama Fenerbahçe'yi taşıyacak, coşturacak, hele böyle sizin tarafınızdan himaye altına alınıp, özel uçaklarla taşınacak bir oyuncu olduğuna inanmıyorum. Sayın Başkan bence siz bu transferi sadece hırsınız için yaptınız!
Gelelim Mehmet Topuz'a. İyi maçlar çıkarttın. Özellikle şutların, uzaktan attığın goller seni Mehmet Topuz yaptı. Ama bana göre büyük takımlarda oynayabilecek kapasitede bir yıldız hiç olamadın. Yerli futbolcu almak için çaba sarfeden büyük takımlar için yıllardır menajerlerin şişirdiği, yoklukta varolan bir futbolcuydun. Senden ne olursa olsun, eğer illa ki İstanbul'a gelmek istiyorsan, adımlarını doğru atmanı, dürüst olmanı, oyunu kuralına göre oynamanı beklerdim. Önce Rıdvan Dilmen'i arayıp Aziz Yıldırım'ın telefonunu istemen, ulaşamayınca bir süre sonra Beşiktaş'la bir şekilde anlaşıp siyah beyaz formayla pozlar vermen sonrasında ise sözünün arkasında duramayıp Fenerbahçe ile anlaşman, imzalarken de mutluluğunun gözlerinden okunması beni çok şaşırttı. Kimse senden Metin Oktay, Can Bartu ya da Baba Hakkı gibi olmanı beklemiyordu zaten ama yanar dönerlik de sana hiç yakışmadı doğrusu.

12 Haziran 2009 Cuma

HERKES AMERİKA'DA MI?

Del Piero NBA maçında, kankası Hidayet'le. Del Piero: Ooo mano delle porto neçine sonoo Hido...
Hido: N'aber lan Del Pi

Ronaldo Los Angeles'ta gece kulübünde, kankası(!) Paris'le. Bu arada dün yorumların birinde yazmıştım. Birileri kesin Ronaldo'nun transfer ücretiyle kaç tane araba, ev, fanila, don alınır şeklinde haber yapar diye. Başkaları da vardır yapan ama ben htspor.com'da gördüm mesela. BuradaWes Brown Las Vegas'ta casino'da, kankaları Playboy kızlarıyla.
Michael Ballack Florida sahillerinde, kankası şey pardon eşi Simone ile.


STEPHEN KING ROMANI GİBİ...

Böyle konulardan bahsetmem blogta ama yaşanan olay oldukça ilginç gerçekten. Rio'dan kalkıp Paris'e giderken Lostvari bir şekilde ortadan kaybolan, saatlerce süren aramaların ardından Atlantik Okyanusu'na düştüğü belirlenen uçaktaki 228 kişi de hayatını kaybetmişti. Buraya kadar yaşananları çoğumuz biliyoruz zaten. Bu üzücü olayın ardından hikayenin ilginçliği ise şimdi başlıyor. O gün o uçakta olması gereken 2 kişi daha vardı. Avusturya'lı Johanna Ganthaler adındaki kadın ve kocası Kurt. Brezilya'da tatil yapan çift üstüste gelen aksilikler yüzünden havalimanına geç varmışlardı ve uçak onlar gelmeden kısa bir süre önce kalkmıştı. İkisi de çok üzgündü. 1 gün daha Brezilya'da beklemek zorundaydılar. Ertesi günkü uçağa bilet alan çift bavullarını alıp tekrar kaldıkları otele geri döndüler. Pansiyonerlik yapan karı koca için kaçırılan uçak aynı zamanda ekstra masraf demekti, otel, taksi ve yeni bir uçak bileti. Otele döndükten sonra odalarına çıktılar ve uzandılar. Kurt birkaç saat sonra tv'yi açtı ve son dakika haberlerini gördü. İkisi de şok olmuştu, üzülsünler mi yoksa sevinsinler mi bilemediler. Uçaktan haber alınamıyordu ve büyük ihtimalle düşmüştü. Birbirlerine baktılar ve sarılarak şükrettiler. Bu kaderdi ve demekki kendilerine biçilen ömür henüz bitmemişti diye düşündüler. Ertesi gün tekrar uçağa bindiler, akıllarında hala dün düşen ve içinde olmaları gereken uçak vardı. Stresli yolculuğun ardından ülkelerine sağ salim döndüler. Yaşadıklarını aileleriyle, çevrelerindekilerle paylaştılar. İkili büyük bir mucize yaşamış ve hayatta kalmıştı. Kimbilir kaza yapan uçağa binmeden önce ne tür olaylar zinciri yaşamışlardı ve halkalar arka arkaya gelip onların uçağı kaçırmasını sağlamıştı! Bu mucizenin ardından hayata daha pozitif bakmaya başlamışlardı. Günler geçiyor ve bu trajik olayı akıllarından çıkarmaya çalışıyorlardı. Peki gerçekten de onlara biçilen ömür çok daha fazla mıydı? İşte olayın daha da ilginçleştiği an başlıyor. Evet o uçağı kaçırmışlar, 228 kişi hayatını kaybetmesine rağmen onlar hayatta kalmayı başarmışlardı ve yaşamlarına devam ediyorlardı. Ancak hepsi bu kadar değildi. Geçen gün yaşanan bir olay herkesi şoke etti. Çift Avusturya'da otomobilleriyle giderken bir kamyonun altında kalmıştı. Kazanın ardından Johanna Ganthaler hayatını kaybederken, Kurt ise ağır şekilde yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Kurt şu anda yoğun bakımda ve eşinin hayatını kaybettiğinden haberi yok. İşte Stephen King'in romanına konu olabilecek bir olay. Hayat böyle birşey işte! :(

PARIS HILTON & RONALDO

Bu da oldu ya daha hiçbir şey demiyorum. Cristiano, Los Angeles gecelerinde Paris Hilton'un ağına takılmış. 96 milyon euro'luk transferini kutlamak için kendisini gece kulübüne atan Ronaldo, bir anda Amerikan parti kraliçesi Paris'in kıskacına girmiş. Fotoğraflarda da görüldüğü üzere Roni çok cool bir şekilde otururken oltayı atan taraf Paris. Bu kız ahtapot gibi gerçekten, daha 24 saat önce sevgilisinden ayrılmış. Büyük ihtimalle Ronaldo'nun birkaç gündür LA'de olduğunu duymuştur ve fırsat bu fırsat sevgilisine yol gösterip Portekizli'yi saffına çekmiş. İkili gece kulübünden çıktıktan sonra Paris'in kardeşi Nicky'nin Batı Hollywood'daki evine gidip Cristiano'nun transferden gelen parayla Madrid'de açmayı düşündüğü yeni Hilton Oteli'nin sözleşmesini imzalamışlar...

11 Haziran 2009 Perşembe

RONALDO'NUN ANNESİ

Vay be teyzecim Dünya'nın en pahalı futbolcusunu doğurmuşsun da farkında değilmişsin! Oğlunun Real Madrid'de oynamasını istediğini her fırsatta dile getiren Dolores Aveiro'nun en büyük hayali de gerçekleşmiş olacak.

DAUM'UN BİLİNMEYEN ÖZELLİĞİ

İşte Daum'la ilgili değişik haber yapmak, röportaj yaparken ilginç bir soru sormak isteyen Fenerbahçe muhabirlerine tadından yenmez bir konu. Christoph Daum'un takıntılı bir adam olduğunu bilmeyen yoktur. Bizim Fener'li Varol, Alman'ın ne kadar para delisi biri olduğundan, hatta gözünün kaldığı Van Hooijdonk'un villasına bile taşındığından bahsetti. İşte Daum'un bir bilinmeyen özelliği daha. Dün blogta Köln kulübündeki ofisinin boşalttırıldığından bahsetmiştim. Daum, Mallorca'dan eşyalarını taşıması için Almanya'ya gönderdiği eşi Angelica'ya "Ne yap ne et, botlarımı almadan gelme" demiş. İşte Daum'un botları yukarıda gördüğünüz gibi ofisten itinalı bir şekilde taşınıyor. Ağabeyin de "Bulduk bulduk botları ohh tamam" der gibi bir hali var. Yaw neymiş bu botun bu kadar önemi? Koskoca Daum, Fenerbahçe ile 3.5 milyon euro'ya anlaşan Daum, kışın giyecek başka bot bulamıyor mu? Bulur tabii neden bulmasın?! Eşi Angelica veriyor yanıtı. Bay Daum tam 15 yıldır her kış bu botları giyiyormuş. Uzun ve soğuk geçen kış günlerinde vazgeçemediği botlar aynı zamanda Daum'a ne kadar zorlu yollardan geçtiğini hatırlatıyormuş. "İstanbul kışın soğuk olacak" diyor Angelica, "İstanbul'da kış sert geçer. Ocak ayında özellikle hava çok soğur. -10 dereceye kadar düştüğü olur. Bu botlara ihtiyacı olacak." Bakar mısınız ama planlamaya, pes diyorum hem Angelica'ya hem de Herr Daum'a! Ayrıca botların markasını da merak etmeden duramıyorum...

KAKA ÇOCUKKEN KİLYOS'A GİTMİŞ

Kilyos: İstanbul'un Karadeniz sahilinde dalgalı denizi ve zaman zaman denizdeki kumun çekilmesiyle ölümlerin de yaşandığı sahil kasabası.

Varol Döken'im, kesin görmüşüzdür sahilde karpuz keserken, değil mi? :)

MANCHESTER UNITED AÇIKLADI

Saat 11:30 itibariyle M.United'ın resmi sayfasından duyuruluyor haber. İngilizler, Real Madrid'in teklifini kabul etti. Pennearabiata okurları saat 07:27 itibariyle bu haberi zaten öğrenmişti; tıpkı Kaka transferinde olduğu gibi. İki transferin de detayları aşağıdaki linklerde. Ronaldo'nun yıllık ne kadar alacağını ilk siz öğrenin...

CRISTIANO RONALDO REAL MADRID'DE

KAKA REAL MADRID'DE

FIGO NOU CAMP'TA

Hayır hayır Nou Camp'ta dediysek aklınıza Barcelona ile ilgili birşey gelmesin. Figo'nun Barcelona'ya falan döndüğü yok. Peki Portekiz'li Real Madrid'e transfer olduktan sonra eski takımına karşı ilk maçında kendisine domuz kafasının atıldığı Nou Camp'ta ne arıyordu? Anlaşmalı olduğu Nike firmasının 2010 Dünya Kupası'ndan önce piyasaya süreceği futbol ekipmanlarıyla ilgili bir katalog çekimine katılmış. Barcelona medyasından gizli bir şekilde şehre getirilip Nou Camp'a sokulan Figo soyunma odasında yapılan çekimlerde bir bayan mankenle birlikte poz vermiş hepsi bu!

CRISTIANO RONALDO REAL MADRID'DE

İspanya'nın hatta bana göre Avrupa'nın 1 numaralı spor gazetesi olan Marca bugünkü sayısında Ronaldo'nun artık bir Real Madrid futbolcusu olduğunu kapaktan veriyor. Florentino Perez, M.United'ın yönetim kurulu başkanı David Gill ile 96 milyon euro'luk bonservis konusunda anlaşmaya vardı. Bu durumda Portekiz'li, Zidane'nın rekorunu da elinden alıyor. Real Madrid 2001'de Fransız için Juventus'a 72 milyon euro ödemişti.
La Razon gazetesi ise transferi Marca'dan bir adım öteye taşıyor ve iddialı bir şekilde Ronaldo'nun kontratının detaylarını anlatıyor. Gazeteye göre, Ronaldo yıllık 9.5 milyon euro'dan 6 yıllık sözleşme imzalayacak. İmaj haklarının %40'ı Real Madrid'de olacak. Ronaldo'nun menajeri de bonservisin %10'unu yani 9.6 milyon euro'yu cebe indirecek. Piyasada Ahtapot lakabıyla tanınan Jorge Mendes, Ronaldo'yu geçen sene Calderon'a verememişti ama Perez'e satmayı başardı. Mendes de böylece menajerler arasındaki rekoru eline geçirmiş olacak. Ancak Mendes'in 2 yıldır Ronaldo'yu bırakmak istemeyen Ferguson gibi bir adamla uğraştığını, karşısında M.United ve Real Madrid gibi kulüplerin olduğunu, profesyonelce çalıştığını ve işini usulüne uygun yaptığını söylemeden geçmeyelim. Doğru zamanı bekledi, oyuncusunu iyi yönlendirdi ve yönetti. Sen git tatilini yap, dünyayı gez, rahat ol, herşeyi bana bırak dedi. Ronaldo da Aceto'nun belirttiği gibi, Mehmet Topuz misali Titanic Otel'de kalıp, muhabirin etrafında dört dönüp daha hiçbir şey belli olmadan formalarla poz vermedi.
İngiltere'de gömlek değiştirir gibi kız değiştiren, hızlı özel yaşamıyla bilinen Ronaldo için şimdi yeni bir sayfa açılıyor. Jorge Valdano İspanyol devlet televizyonu TVE'de yaptığı açıklamada Ronaldo'yu bir postakartına benzetmiş ve O'nu nasıl taşıyacağımızı iyi biliyoruz demişti. Portekizli'nin özel yaşamı Madrid'lileri kuşkusuz düşündürtüyordur, Valdano da buna gönderme yapıyor. Ada'da, kazanılan maçlardan sonra olduğu gibi kaybedilen maçlardan sonra da futbolcuların gece kulübüne gidip eğlenmeleri normal karşılanır, tabloid basına WAG'ları ile sarhoş görüntüleri yansır ve hayatlarına aynı şekilde devam ederler. Ama İspanya'da özellikle taraftar bu anlamda daha duygusal. Ronaldo'nun İngiltere'de basına yansıyan fotoğraflarının İspanya'da pek hoş karşılanacağını düşünmüyorum. Fiziği, giyimi, konuşması ve hareketleriyle sosyal bir model olan Ronaldo bazı alışkanlıklarını değiştirmek zorunda. Sosyolog arkadaşlar var(!) bu blogu okuyan, onlar daha doğru yaklaşımlar getirir diye düşünüyorum...

10 Haziran 2009 Çarşamba

TEKNİK DİREKTÖR SAVAŞLARI

Öncelikle Trabzonspor yönetimi görüşmedik dese de Toppmoller ile görüştüklerini adım gibi eminim. Yönetime yakın kaynağım çok net bir şekilde söylemişti ve kendisine inanıyorum. Ama bu konuda e-maille bana ulaşanlara da dediğim gibi Trabzonspor kulübü Alman hocayı garanti görerek elde tutmayı ve teknik direktör arayışlarına devam etmeyi tercih etti. Ya olmazsanın çaresiydi Toppmoller. Gelinen son noktada Sven Goran Eriksson ve Tugay Kerimoğlu'nun adı geçiyor. İsveçli'nin de Süper lige gelmesi bu yıl futbolculardan çok teknik direktörlerin birer yıldız olarak ön plana çıkacağı anlamına geliyor. Daha önce hiçbir sezon ligimizde bu kadar popüler ve tecrübeli teknik adam görev yapmamıştı. Galatasaray Rijkaard'la, Fenerbahçe Daum'la, Beşiktaş Denizli'yle çalışacak ve bunlara Eriksson'la, Gençlerbirliği'nin büyük ölçüde anlaştığı Thomas Doll'u de eklersek güzel bir rekabetin bizleri beklediğini söyleyebiliriz. En azından İtalya liginden daha güzel geçer heralde. Ancak kontenjanlar dolarken üzüldüğüm, endişelendiğim bir konu da ortaya çıktı; Yılmaz Vural bu sezon ne yapacak?!

DAUM'UN OFİSİ BOŞALTTIRILDI

Christoph Daum'un İstanbul'a yolculuğu devam ediyor. Ya da istenmeyen adam olduğu Köln'den ayrılış süreci devam ediyor desek daha doğru galiba. Güzel bir süreç değil kuşkusuz bu. Fenerbahçe'ye transferini tamamiyle paraya bağlayan Köln taraftarları günlerce yorumlarında Daum'dan artık nefret ettiklerini söylemişlerdi. Sonuçta Daum, Köln ile sözleşme imzalarken hukuki bir sonuç doğurmaksızın kulüpten ayrılabilme maddesi koydurtmuştu ve bunu kullanmayı tercih etti. Böyle bir maddenin Fenerbahçe ile olan yeni sözleşmesinde olmadığını belirtelim. Aziz Yıldırım faktörü tabii ki! Fotoğraflara gelecek olursak Daum'un Köln Kulübü'ndeki ofisinden eşyalarının taşınması görülüyor. Ofisi boşalt emri de Köln Başkanı'ndan geldi. Herhangi olumsuz bir durumla karşılaşmama adına eşyalarını taşımaya Christoph Daum gitmezken, eşi ve ufak kızı görevlilere yardım ediyor. Daum ailesi şimdi Mallorca'daki evlerinde. Mümkün olduğunca Köln taraftarlarından ve basınından uzak kalıp, kendilerini toparlamaya çalışıyorlar. Bana öyle geliyor ki Daum'u emeklilik döneminde Alanya taraflarında sade bir hayat bekliyor.

İTALYA LİGİ NEREYE GİDİYOR?

Maldini, Figo, Nedved bıraktı.
Del Piero bırakmaya yaklaşıyor.
Ancelotti ve Kaka gitti.
İbrahimoviç, Pato, Pirlo, Maicon, Lavezzi ve birkaç isim daha gidecek deniliyor.
Adriano Brezilya'ya kaçtı.
4 yıldır Inter şampiyon oluyor.
Juventus şike skandalıyla küme düşürüldükten sonra toparlamaya çalışıyor.
Avrupa'da son yıllarda sadece Milan'la kazanılan Şampiyonlar ligi şampiyonluğu var.
Totti iyice gölgede kaldı.
Mourinho ile Victoria Beckham İtalyan futbolundaki en popüler ögeler olarak kaldı gibi.
İtalya ligi kan kaybediyor. Birkaç isim dışında İtalyan futbolu genç yetenek yetiştiremiyor. Tribünler derbilerde bile zor doluyor. Stat içinde ve dışında ölümle sonuçlanan olaylar yaşanıyor. Peki Serie A nereye gidiyor? Yakında pennearabiata'da...

9 Haziran 2009 Salı

MICHAEL FINK RESMEN BEŞİKTAŞ'TA

Eintracht Frankfurt'tan Michael Fink ile 3 yıllık sözleşme imzaladı siyah beyazlılar. Skibbe gitti Frankfurt'a, Fink geldi Beşiktaş'a. Cisse'nin yerine geliyor Fink. Ortayı Almanladı böylece Beşiktaş. Siyah beyazlılarda Mustafa Denizli yönetiminde bir Alman devrimi başladığının göstergesidir bu. Borges yazmıştı geçenlerde. O'nun üzerine birşeyler yazmanın anlamı yok.

DAVID VILLA DA REAL MADRİD'DE

Los Galacticos her geçen hafta yeniden kuruluyor. Florentino Perez halkaları birleştiriyor, zincirin tamamlanmasına az kaldı. Yeni halka David Villa. Marca'nın haberindeki şu ayrıntı ilginç; "Real Madrid, Valencia'ya 37 ya da 38 milyon euro ödeyecek" diyorlar. Adamlar o kadar doğrucu ki tam olarak bilmedikleri, çelişkide kaldıkları için ve tam rakamı söylemek istedikleri için 37 ya da 38 diyorlar, oysaki yaklaşık 38 de diyip yuvarlayabilirlerdi ama bilgiyi mümkün olduğunca doğru vermek istiyorlar. Ayrıca gelecekte David Villa sayesinde kazanılacak başarılar karşılığında Real Madrid'in bazı bonuslar da vereceği söyleniyor Valencia'ya.

Geriye Ribery, Cristiano Ronaldo ve savunmaya yapacakları transfer kalıyor. Bu isimler geldikten sonra Real'e, eminim Ribery ve Ronaldo da gelmek için daha fazla can atıyordur. Ronaldo zaten istiyor Real'e gelmeyi, Bayern'i de Ribery için Sneijder ve Van der Vaart'la kandırmaya çalışıyorlardı ancak Almanlar Van der Vaart'ın yerine Robben'i istiyorlardı en son.

KAKA'NIN REAL MADRİD'E TRANSFERİ

1 hafta önce, 2 Haziran 2oo9'da Blog'da Kaka'nın Real Madrid'e transfer olacağının duyurulması;

KAKA REAL MADRİD'DE

Ertesi gün Kaka ile Adriano Galliani'nin, tarafların anlaşmasının ardından yaptığı telefon görüşmesinin detayları ve Kaka'yı ikna çabaları post'u;

KAKA İLE GALLIANI TELEFONDA KONUŞUR

Ve Kaka'nın Brezilya'da Real Madrid doktoru tarafından sağlık kontrolünden geçirilme fotoğraflarının dün blogta yayınlanması;

KAKA'NIN SAĞLIK KONTROLÜ

Takipteyiz...

8 Haziran 2009 Pazartesi

İLK BİLEN SİZ OLUN; TRABZONSPOR'UN YENİ HOCASI TOPPMOLLER

Trabzonspor kulübü de son günlerde Galatasaray gibi çalışıyor. Souness ismi falan atıldı bugün ortaya ve anlaşma sağlanamadığı duyuruldu. Halbuki bordo mavililer hocasını bulmuş bile, daha önceki yıllarda da ismi telaffuz edilen Klaus Toppmoller. Tarafların anlaştığını duydum. Haftasonunda Formula 1'i izlemek için İstanbul'a gelen Alman teknik adamın Sadri Şener'in ofisine gittiğini, yapılan görüşmelerin ardından anlaşmaya varıldığını ve gelecek sezon Trabzonspor'u çalıştıracağını öğrendim. 2001-2002 sezonunda Bayer Leverkusen'e tarihinin en başarılı dönemlerinden birini yaşattı ancak 3 kulvarda da kupayı kaçırdı. Şampiyonlar liginde ve Almanya Kupası'nda finalde kaybetti, Bundesliga'yı 2. bitirdi. 58 yaşındaki Toppmoller en son Gürcistan milli takımını çalıştırmış ve 1 Nisan itibariyle de görevinden ayrılmıştı. "Hop hop Moller, Toppmoller" tezahüratı bekliyorum Trabzon'lulardan...

KAKA'NIN SAĞLIK KONTROLÜ

Kaka'nın Brezilya'da Real Madrid'in sağlık ekibi başkanı Juan Carlos Hernandez tarafından sağlık kontrolünden geçirildiği söyleniyordu. Görmeden inanmam diyordum. İspanyol basını yayınladı fotoğrafları. İnandım. Taş gibiymiş. Real Madrid 30 Haziran'da camiaya ve taraftarlarına Kaka'yı sunmaya hazırlanıyor. Fotoğraf gözümün önünde canlandı, Kaka, Di Stefano, Perez ve Zidane aynı karede. Sanırım Zidane'ın 5 numaralı forması da Kaka'nın elinde olur.

Bu arada Mehmet Topuz son aldığım duyuma göre aslen Real Madrid'liymiş.

7 Haziran 2009 Pazar

JORDI CRUYFF

Cruyff'ların sönük olanı. Babasının sayesinde Barcelona B takımında yetişti ve 2 sezon A takımında forma giydi ama O'nun kadar yetenekli değildi. Zaten babası bırakınca Barcelona'yı, kulüp de buna kapıyı gösterdi. Baba Cruyff da sanırsam, Alex Ferguson'a "Al bunu adam et" diyerek rica etti, M.United da 3 kuruş paraya aldı. İngiltere'de biraz kıpırdanır gibi olsa da Dünya futbolunun yeni Cruyff'u olamadı. Sakatlıklar da kariyerine büyük sekte vurdu. En başarılı dönemini ise 2000-2003 arası Alaves'le geçirdi, 2001'de Uefa Kupası finali oynayan takımının lider isimlerinden biriydi ancak dramatik finalde Liverpool'a yenildiler. Bir türlü dikiş tutturamayan Jordi öyle böyle yolun yarısını etti, 35 yaşına geldi. Son 2 sezondur Ukrayna takımı Metalurh Donetsk forması giydikten sonra şimdi Malta yolunu tuttu. Geçtiğimiz hafta ülkenin en başarılı takımlarından Valetta'da futbolcu ve yardımcı antrenör olarak görev yapmaya başladı.

GÜNÜN FOTOĞRAFI


Arjantin 5 yaş altı futbol takımı...