
24 Nisan 2010 Cumartesi
İKİ ARIZA ZARAGOZALI

23 Nisan 2010 Cuma
22 Nisan 2010 Perşembe
TRABZONSPOR SU
PELE İLE MARADONA NASIL BULUŞTU?

21 Nisan 2010 Çarşamba
ÖYLE BİR YAZI İŞTE!
Öncelikle Beşiktaş özelinden çıkarak tüm kulüpleri kapsayan genel bir yazı olduğunu belirteyim. Kızım sana söylüyorum gelinim sen duy yazısıdır bir anlamda. Beşiktaş yönetiminin Fenerbahçe derbisinde hükmen galip ilan edilmeleri için talepte bulunmalarını kimi çevreler gibi eleştirmiyor hatta onlara gülmüyorum. Federasyonun sezon başından beri verdiği basiretsiz kararların ardından "biz de bir deneyelim, bakarsınız kabul ettirebiliriz" diye düşünmüş olabilirler. Haklıdırlar da. Hukuki hakları da vardır ayrıca. İsteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü değil midir hem? Cem Yılmaz'ın şu asker gazinosu hikayesi var ya; en önde televizyon izleyen eski dönem askerlerden biri arkasına döner ve "sessiz olun lan" diye bağırır, sonra arkasındaki her asker de en arkaya kadar aynı senkronda uyarıda bulunur ya! Ben bu talebin çıkış noktasını da buna benzetiyorum. Yönetim kurulu toplantısında yöneticilerden biri atlayıp böyle bir fikir atmış ortaya, şöyle yapalım demiş, ardından hepsi yanındakine dönüp aynı senkronla "harika olur, evet olur, valla güzel olur" deyip onaylamışlar belli ki!
Gelinen noktada payı olsa da federasyona da kızamıyorum aslında bir yerde, onlarınki de yapılacak iş değil gerçekten. Sen kendince(!) en adilane kararları vermeye çalışsan da bizim futbolumuz da kaossuz, tartışmasız bir hafta geçmez. Böyle bir yapısı yok bizim oluşumumuzun. Bu yüzden benim de federasyona bir teklifim var. UEFA ile anlaşıp 1 sezon maç oynatmasınlar. Desinler ki UEFA'ya "biz gelecek sezon Avrupa'ya takım göndermek için kendi aramızda bir sıralama belirleyeceğiz ama bunu sahada alınan sonuçlarla yapmayacağız." Sonra alsınlar tüm başkanları her haftasonu büyük bir masanın etrafına. Sırayla başlayın konuşmaya desinler, "en saçma sapan lafları kim ederse, en uçuk isteklerde kim bulunursa, en yaratıcı komplo teorilerini kim uydurursa, en çok kim gazını dışarı bırakırsa 3 puanı onlara vereceğiz." Sonra basın mensupları da odanın kapısında beklesin, toplantı sonrası başkanlar da uzatılan mikrofonlara, "x başkan valla çok çirkefti, ben böyle birşey görmedim, bizim ligden düşürülmemizi istediler bunu da öyle iddialı bir şekilde anlatıp federasyonu inandırdılar ki 3 puanı onlar aldı. Olsun biz de iyi mücadele ettik, elimizden gelen gürültüyü yaptık ama olmadı, bundan sonraki toplantılara daha iyi hazırlanacağız. Elimizden geleni yapacağız, taraftarımızın şüphesi olmasın" şeklinde açıklamalar yapsınlar. Çok saçmaladım değil mi evet saçmaladım. Zaten saçmalamak için yazdım...
Gelinen noktada payı olsa da federasyona da kızamıyorum aslında bir yerde, onlarınki de yapılacak iş değil gerçekten. Sen kendince(!) en adilane kararları vermeye çalışsan da bizim futbolumuz da kaossuz, tartışmasız bir hafta geçmez. Böyle bir yapısı yok bizim oluşumumuzun. Bu yüzden benim de federasyona bir teklifim var. UEFA ile anlaşıp 1 sezon maç oynatmasınlar. Desinler ki UEFA'ya "biz gelecek sezon Avrupa'ya takım göndermek için kendi aramızda bir sıralama belirleyeceğiz ama bunu sahada alınan sonuçlarla yapmayacağız." Sonra alsınlar tüm başkanları her haftasonu büyük bir masanın etrafına. Sırayla başlayın konuşmaya desinler, "en saçma sapan lafları kim ederse, en uçuk isteklerde kim bulunursa, en yaratıcı komplo teorilerini kim uydurursa, en çok kim gazını dışarı bırakırsa 3 puanı onlara vereceğiz." Sonra basın mensupları da odanın kapısında beklesin, toplantı sonrası başkanlar da uzatılan mikrofonlara, "x başkan valla çok çirkefti, ben böyle birşey görmedim, bizim ligden düşürülmemizi istediler bunu da öyle iddialı bir şekilde anlatıp federasyonu inandırdılar ki 3 puanı onlar aldı. Olsun biz de iyi mücadele ettik, elimizden gelen gürültüyü yaptık ama olmadı, bundan sonraki toplantılara daha iyi hazırlanacağız. Elimizden geleni yapacağız, taraftarımızın şüphesi olmasın" şeklinde açıklamalar yapsınlar. Çok saçmaladım değil mi evet saçmaladım. Zaten saçmalamak için yazdım...
MOURINHO ABARTIRSA

BİR BAKIŞIN YETER MOURINHO
JOSE'NİN HİKAYESİNDEN UFAK BİR KESİT
20 Nisan 2010 Salı
ESKİ GALATASARAYLI GAINES'DEN NAKAVT
Çin basketbol liginde oynanan maçın son anlarında ribaunt mücadelesi sonrasında eski Galatasaraylı Charles Gaines, kendisine kafa atma girişiminde bulunan rakibini tek yumrukla yere seriyor. Sanırım Çinli arkadaş Gaines'in biraz sabıkalı olduğunu unutmuş.
LYON DA YOLLARDA


ROMALI BALTAZARLAR
19 Nisan 2010 Pazartesi
BARÇA'YA ŞİMDİ DE INVICTUS MOTİVASYONU

Yok yok öyle demiyor. "14 saatlik bir otobüs yolculuğunu şampiyonlar ligi yarı finallerini evimden izlemeye tercih ederim." diyip ekliyor; "Allah'tan Inter, Cska Moskova'yı elemiş aksi halde bu şartlarda Moskova'ya gittiğimizi düşünsenize!"
Bu arada Barcelona'yı Giuseppe Meazza'da desteklemek isteyen 350 taraftara da 8 otobüs tahsis edildi. Bu akşam yola çıkan taraftarların yerel saatle 10:00 civarında Milano'da olmaları bekleniyor. Bunun bir de dönüşü var. Olsun, güzeldir ya otobüs seyahatleri, hele ki bir amaç uğruna birlikte olduğunuz insanlarla seyahat etmek daha güzeldir.
RIBERY SUÇLU MU?

ÇAYLAR ŞİRKETTEN



Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan elenmemizin ardından Okay Karacan ile birlikte Basel'den Paris'e doğru yola çıkmıştık. Paris yakınlarında yukarıdakine benzer bir dinlenme tesisinde mola vermiştik. Yiyecek birşeyler almak için markete girdiğimizde Türkçe konuştuğumuzu duyan bir adam yanımıza yanaşıp "ben de Türk'üm" demişti. Bursa'dan Marsilya'ya meyve taşıyan bir tır şoförüydü. Günlerdir yoldaydı. Aynı dili konuştuğu birilerini yakalayınca da bizi biraz esir alma durumu olmuştu. Muhabbetin arasına hemen birkaç yol hikayesi sıkıştırmış, biz de adamın anlattıklarını şaşkınlıkla dinlemiştik. Tırının evi gibi olduğunu, yemek yapabildiğini, televizyon izleyebildiğini, hatta çift kişilik yatağı olduğunu da anlatmıştı. Baktık ki ilerleyen anlarda sohbet geyikten çıkıp tır muhabbetine doğru gidiyor bir fırsatını bulurak olay yerinden kaçmış ve hemen yola koyulmuştuk. Bunu niye anlattım? İşte Fransa'da bir tesiste kiminin karşısına Barcelona takımı çıkıyor, kiminin karşısına da bizimki gibi tırcı vatandaşımız! Yolu her zaman açık olsun!
18 Nisan 2010 Pazar
90 DAKİKA MI?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)