24 Nisan 2010 Cumartesi

İKİ ARIZA ZARAGOZALI

Real Zaragoza İspanya'daki en arızalı taraftar gruplarından birine sahip. Nerde ne yapacakları hiç belli olmaz. Bundan 4 sene önce Eto'o'yu ırkçı tezahüratlarla küstürdüklerini, sahayı terketmek isteyen Kamerunlu'yu hakem ve Rijkaard'ın zor ikna ettiğini hatırlarsınız. Dün gece de Real Madridli futbolculara çektirmişler. 03:30 dolaylarında Real Madrid'in kaldığı otelin önüne gelen 2 Zaragozalı yarım saat boyunca küfür edip şarkılar söylemiş. 2 sarhoşu fazla önemsememek lazım ama hedef aldıkları isimler ve gecenin bir vakti yaptıkları tezahüratlar ilginç. Kaka'ya "Tanrı yok", Sergio Ramos'a "Sen bir Real Betis taraftarısın", Gonzalo Higuain'e de "Arjantin'de değil git Fransa milli takımında oyna" diye bağırmışlar. Kaka'nın koyu bir dindar olduğunu, Sergio Ramos'un Real Betis'in ezeli rakibi Sevilla'nın altyapısından yetişip A takımında oynadıktan sonra Real Madrid'e transfer olduğunu ve Higuain'in de Fransa doğumlu olduğunu hatırlatalım.

23 Nisan 2010 Cuma

FUTBOL AŞKTIR, TUTKUDUR

22 Nisan 2010 Perşembe

TRABZONSPOR SU

2 ay sonra "Trabzonspor Su" pet şişe ve damacana olarak piyasalardaki yerini alacak. Trabzonspor taraftarları susuzluklarını giderirken kulüplerine de kazandıracaklarmış, resmi sitedeki ifade bu. Peki ya başarıya, şampiyonluğa susamışlık ne olacak? Bunu nasıl ve ne zaman giderecekler?

PELE İLE MARADONA NASIL BULUŞTU?

Statların kapısına yanaşan otobüslerden futbolcular eşofmanlarıyla inerken en dikkat çekici şey ellerinde taşıdıkları ya da omuzlarına astıkları Louis Vuitton marka çantalarıdır. Avrupa'da da bu çantaları kullanan çok sayıda futbolcu var. Eşofmanlı bir adama bu birkaç bin euroluk sosyete çantalarını yakıştıramadığım gibi bir de en alakasız yerde en alakasız adamda bile modaya olan bu düşkünlüğü görünce iyice dumura uğrardım. -Kimse yanlış anlamasın, kimseyi küçümsediğim falan yok ama bana biraz görgüsüzlük gibi gelir.- Anlayacağınız marka, futbol camiası içinde bir hayli popüler. Ve şimdi futbol camiasını(!) daha da avucunun içine almak için yeni bir reklam kampanyası başlatıyorlar. Reklamlarda oynattıkları 3 eski futbol yıldızı da yukarıda. Madrid'de bir barda yapılmış çekimler. Langırt maçını Pele ile Zidane yaparken Maradona kenardan izlemekle yetinmiş ve Zidane her gol attığında "Langııırttt köy sandığına" diye bağırmış. Birbirlerine sallayan Maradona ile Pele'nin bir araya gelmesi de markanın gücü sayesinde. Paranın mı deseydim acaba?

21 Nisan 2010 Çarşamba

ÖYLE BİR YAZI İŞTE!

Öncelikle Beşiktaş özelinden çıkarak tüm kulüpleri kapsayan genel bir yazı olduğunu belirteyim. Kızım sana söylüyorum gelinim sen duy yazısıdır bir anlamda. Beşiktaş yönetiminin Fenerbahçe derbisinde hükmen galip ilan edilmeleri için talepte bulunmalarını kimi çevreler gibi eleştirmiyor hatta onlara gülmüyorum. Federasyonun sezon başından beri verdiği basiretsiz kararların ardından "biz de bir deneyelim, bakarsınız kabul ettirebiliriz" diye düşünmüş olabilirler. Haklıdırlar da. Hukuki hakları da vardır ayrıca. İsteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü değil midir hem? Cem Yılmaz'ın şu asker gazinosu hikayesi var ya; en önde televizyon izleyen eski dönem askerlerden biri arkasına döner ve "sessiz olun lan" diye bağırır, sonra arkasındaki her asker de en arkaya kadar aynı senkronda uyarıda bulunur ya! Ben bu talebin çıkış noktasını da buna benzetiyorum. Yönetim kurulu toplantısında yöneticilerden biri atlayıp böyle bir fikir atmış ortaya, şöyle yapalım demiş, ardından hepsi yanındakine dönüp aynı senkronla "harika olur, evet olur, valla güzel olur" deyip onaylamışlar belli ki!

Gelinen noktada payı olsa da federasyona da kızamıyorum aslında bir yerde, onlarınki de yapılacak iş değil gerçekten. Sen kendince(!) en adilane kararları vermeye çalışsan da bizim futbolumuz da kaossuz, tartışmasız bir hafta geçmez. Böyle bir yapısı yok bizim oluşumumuzun. Bu yüzden benim de federasyona bir teklifim var. UEFA ile anlaşıp 1 sezon maç oynatmasınlar. Desinler ki UEFA'ya "biz gelecek sezon Avrupa'ya takım göndermek için kendi aramızda bir sıralama belirleyeceğiz ama bunu sahada alınan sonuçlarla yapmayacağız." Sonra alsınlar tüm başkanları her haftasonu büyük bir masanın etrafına. Sırayla başlayın konuşmaya desinler, "en saçma sapan lafları kim ederse, en uçuk isteklerde kim bulunursa, en yaratıcı komplo teorilerini kim uydurursa, en çok kim gazını dışarı bırakırsa 3 puanı onlara vereceğiz." Sonra basın mensupları da odanın kapısında beklesin, toplantı sonrası başkanlar da uzatılan mikrofonlara, "x başkan valla çok çirkefti, ben böyle birşey görmedim, bizim ligden düşürülmemizi istediler bunu da öyle iddialı bir şekilde anlatıp federasyonu inandırdılar ki 3 puanı onlar aldı. Olsun biz de iyi mücadele ettik, elimizden gelen gürültüyü yaptık ama olmadı, bundan sonraki toplantılara daha iyi hazırlanacağız. Elimizden geleni yapacağız, taraftarımızın şüphesi olmasın" şeklinde açıklamalar yapsınlar. Çok saçmaladım değil mi evet saçmaladım. Zaten saçmalamak için yazdım...

WE LOVE THIS GAME

LUCA TONI'NİN KURBANI

Laziolu Stendardo "Toni'yi affetmeyeceğim" diyor.

MOURINHO ABARTIRSA

Dün Barcelona'yı tokatlayan Mourinho gözünü tekrar lige çevirdi. Roma ile verdikleri şampiyonluk mücadelesi sırasında hem kartlarını doğru oynamaya çalışıyor hem de birileri bunu yapması için zaten eline koz veriyor. Roma derbisi sonrası taraftarlarına "Lazio kümeye" şeklinde el haraketleri yapan Roma kaptanı Totti'ye sadece 20.000 euro para cezası veren federasyon var gündeminde. Biraz abartarak yükleniyor Portekizli. Yaptığı kelepçe işaretinden dolayı kendisine 3 ay ceza verdiklerini (3 maç almıştı), Totti'yi ise 5.000 euro ile cezalandırdıklarını söyleyip "bu ligde inanılmaz şeyler olmaya başladı" diyor.

BİR BAKIŞIN YETER MOURINHO
JOSE'NİN HİKAYESİNDEN UFAK BİR KESİT

20 Nisan 2010 Salı

ESKİ GALATASARAYLI GAINES'DEN NAKAVT


Çin basketbol liginde oynanan maçın son anlarında ribaunt mücadelesi sonrasında eski Galatasaraylı Charles Gaines, kendisine kafa atma girişiminde bulunan rakibini tek yumrukla yere seriyor. Sanırım Çinli arkadaş Gaines'in biraz sabıkalı olduğunu unutmuş.

LYON DA YOLLARDA

Tıpkı Barcelona gibi kendilerini otobana bırakan bir başka takım da Olimpik Lyon. Tüm takım 10 tane mini-van ile yola koyuldu dün öğle saatlerinde. Sanırım daha konforlu bir yolculuk için otobüsü tercih etmemişler. Cannes'da mola veren Barcelona gibi onlar da dün geceyi Stuttgart'ta konaklayarak geçirdiler. Bugün tekrar yola koyulup toplamda yaklaşık 860 km'yi geride bırakarak Münih'e varacaklar. Tüm takımın yolculuğun büyük bir kısmını nasıl geçirdikleri ile ilgili ipucu aşağıdaki fotoğrafta...

ROMALI BALTAZARLAR

Eskişehirspor-Ankaragücü maçı sonrasında ele geçirilenler,

Roma-Lazio derbisi sonrasında ele geçirilenler.

19 Nisan 2010 Pazartesi

BARÇA'YA ŞİMDİ DE INVICTUS MOTİVASYONU

Maçlara giderken otobüste takıma Cold Play dinleten, geçen sezon Roma'daki şampiyonlar ligi finali öncesinde soyunma odasında Gladyatör filminin görüntüleriyle hazırlanmış kliple takımını gaza getiren Guardiola yaklaşık 1000 km'lik Barcelona-Milano yolculuğu sırasında da Invictus'u izletmiş. Nelson Mandela'nın halkına seslendiği gibi herhalde Guardiola da futbolcularına Milano'ya vardıktan sonra "Buralara çok kolay gelmedik. Yolumuz çok uzun ve zorluydu. Ama biz yenilmezuk. Bunun da sonu zafer olmalı!" mı diyor acaba?

Yok yok öyle demiyor. "14 saatlik bir otobüs yolculuğunu şampiyonlar ligi yarı finallerini evimden izlemeye tercih ederim." diyip ekliyor; "Allah'tan Inter, Cska Moskova'yı elemiş aksi halde bu şartlarda Moskova'ya gittiğimizi düşünsenize!"

Bu arada Barcelona'yı Giuseppe Meazza'da desteklemek isteyen 350 taraftara da 8 otobüs tahsis edildi. Bu akşam yola çıkan taraftarların yerel saatle 10:00 civarında Milano'da olmaları bekleniyor. Bunun bir de dönüşü var. Olsun, güzeldir ya otobüs seyahatleri, hele ki bir amaç uğruna birlikte olduğunuz insanlarla seyahat etmek daha güzeldir.

RIBERY SUÇLU MU?

Futbol dünyasında bahis, seks vs. derken skandallar bitmek bilmiyor. Bu kez gündemdeki isim Franck Ribery. Skandalın merkezinde Paris’te, Champs-Elysee’de bulunan “Zaman Cafe” adlı mekan var. Mekanın özelliği “helal bir yer(!)” olarak ün salmış olması. Ancak Paris Savcılığı geçtiğimiz hafta düzenlediği baskın sırasında mekanda bazı hayat kadınlarının bulunduğunu ve bazılarının 18 yaşının altında olduklarını tespit etti. Ribery'nin konuyla ne alakası var peki? L'Equipe, Ribery’nin savcılıktaki sorgusu sırasında Fas kökenli bir hayat kadınıyla ilişkiye girdiğini, fakat ilişki sırasında söz konusu hayat kadınının 18 yaşından küçük olduğunu bilmediğini söylediğini yazıyor. Fransız yasaları 18 yaşından küçüklerle fuhuş kapsamında cinsel ilişkiye 3 ay hapis ile 45 bin Euro’ya varan ceza öngörüyor. Ve France Football da manşetten soruyor; "Ribery suçlu mu?" Herkesi bekliyoruz zaten Ribery'i de bekleyip görelim!

ÇAYLAR ŞİRKETTEN

"Barcelona'dan kalkıp Cannes duraklamalı Milano'ya gitmekte olan Barça otobüsümüz Marsilya tesislerimizde yaklaşık 30 dakika ihtiyaç molası verecektir. Çayların şirketimizden olduğunu belirtir, tuvaletlerin benzin istasyonunun hemen sağında, mescidin de arka tarafta olduğunu hatırlatırız."

Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan elenmemizin ardından Okay Karacan ile birlikte Basel'den Paris'e doğru yola çıkmıştık. Paris yakınlarında yukarıdakine benzer bir dinlenme tesisinde mola vermiştik. Yiyecek birşeyler almak için markete girdiğimizde Türkçe konuştuğumuzu duyan bir adam yanımıza yanaşıp "ben de Türk'üm" demişti. Bursa'dan Marsilya'ya meyve taşıyan bir tır şoförüydü. Günlerdir yoldaydı. Aynı dili konuştuğu birilerini yakalayınca da bizi biraz esir alma durumu olmuştu. Muhabbetin arasına hemen birkaç yol hikayesi sıkıştırmış, biz de adamın anlattıklarını şaşkınlıkla dinlemiştik. Tırının evi gibi olduğunu, yemek yapabildiğini, televizyon izleyebildiğini, hatta çift kişilik yatağı olduğunu da anlatmıştı. Baktık ki ilerleyen anlarda sohbet geyikten çıkıp tır muhabbetine doğru gidiyor bir fırsatını bulurak olay yerinden kaçmış ve hemen yola koyulmuştuk. Bunu niye anlattım? İşte Fransa'da bir tesiste kiminin karşısına Barcelona takımı çıkıyor, kiminin karşısına da bizimki gibi tırcı vatandaşımız! Yolu her zaman açık olsun!

18 Nisan 2010 Pazar

90 DAKİKA MI?

Rıdvan Dilmen ile ilgili iddiaları dün sayfalarına taşıyan Vatan gazetesinin bugünkü internet sitesinde Rıdvan Dilmen'in dün %100 Futbol'da bu iddialara verdiği yanıtla ilgili haber. Kafalar iyice karışmış anlaşılan...