12 Mart 2009 Perşembe

HAMBURG 1 - 1 GALATASARAY

Bülent Korkmaz'a tebrikler Harry Kewell'dan stoper yarattığı için hem de Türkiye'deki en iyi stoperlerden birini. Galatasaray'da herkes bu maçın yıldızı ama en fazla Kewell, en az da Lincoln. Bülent Korkmaz İstanbul'daki maçta Kewell'ı yine stoper(!) oynatır mı bilinmez ama Lincoln'un egosunu zaptetmesi pek kolay değil gibi. İnşallah barışırlar.

Martin Jol'a teşekkürler, Galatasaray'dan bu kadar korktuğu ve 10 kişi kalınmasının ardından Olic gibi bir adamı 15 dakika sonra oyuna aldığı için. Cimbom Martin'e Jol göstermek üzereydi az kalsın. İstanbul'da başarılar Galatasaray'a.

Blog'u yurtdışında olacağım için 3-4 gün güncelleyemeyebilirim. Görüşmek üzere!

MATHAYSIN KİM?

Hamburg'ta Mathaysın kimdir, tanıyan var mı? Ben savunmadaki Hollandalı Mathijsen'i Mathiysen ya da Matiysen diye biliyorum, yanlış mı biliyorum? Yoksa Mike Tyson mı oynuyor Hamburg'ta?

ARABULUCU ZIDANE

Zidane ve Ancelotti Juventus'ta 2 yıl birlikte olmuşlardı. Ancelotti 1999-2001 arası Juventus'u çalıştırırken Zidane'da Real Madrid öncesi Juve'nin yıldızıydı. Ama bu iki sezonu kupasız kapatmışlardı. 2001'de Zidane Real Madrid'e, Ancelotti de Milan'a gitti. Şimdi Florentino Perez'in Real Madrid başkanı olması durumunda Ancelotti'yi takımın başına getirmek istediği söyleniyor. Zidane'nın da bu işte bir misyonu var; Perez ile Ancelotti arasında arabuluculuk yapmak. Saha içinde O'ndan daha iyi araları bulan adam yok denecek kadar azdı, saha dışında nasıl, bekleyip göreceğiz!

MAÇIN KAZMASI JONAS

Video Libertadores Kupası'nda dün gece oynanan Boyaca Chico - Gremio maçından. Gremio'lu Jonas'a maç sonunda "Maçın Kazması" ödülünü vermişler. Dua etsinki takımı 1-0 öndeydi, yoksa son dakikalardaki bu pozisyonun acısı fena çıkardı.

SPECIAL "END"

2 gün önce girdiğimiz postta Mourinho'nun Manchester Oteli'nin barında Everton'lı Phil Neville ile olan gizli buluşmasının şifresini çözmeye çalışmış ve ihtimalleri sizlerle paylaşmıştım. ( Zafere giden yolda herşey mübah mıdır? Ya da nedir? )

Dün alınan 2-0'lık M.United yenilgisinin ardından birkaç ihtimalin direkt elendiğini söyleyebiliriz. Post'u okursanız sonundaki hikayenin gerçekleşmiş olma ihtimali üzerinde duruyorum!

GÜÇ OLDU AMA OLDU

Arsene Wenger'in çocukları çeyrek finalde. Çoluk çocukla zor da olsa eledik Roma'yı. Teşekkürler Max Tonetto. Çok zor bir ihtimal ama 2006'ın rövanşını almak istiyoruz Barcelona'dan. Biliyorum çok uçtum! 4 İngiliz yine çeyrek finalde. Barcelona - M.United finali yakışır bu sene.

Kadroya bakarsanız sadece 2 İngiliz futbolcunun olduğunu görürsünüz. Onlar da maça yedek soyunan Theo Walcott ve Kieran Gibbs. Bu da bizim en büyük yaramızdır bunu da belirtmeden geçmeyeyim.

Arsenal

* 1 Manuel Almunia
* 2 Abou Diaby
* 3 Bacary Sagna
* 5 Kolo Touré
* 8 Samir Nasri
* 10 William Gallas
* 11 Robin van Persie
* 15 Denilson
* 22 Gaël Clichy
* 26 Nicklas Bendtner
* 27 Emmanuel Eboué

Substitutes

* 21 Łukasz Fabiański
* 9 Eduardo da Silva
* 12 Carlos Vela
* 14 Theo Walcott
* 17 Alexandre Song
* 20 Johan Djourou
* 40 Kieran Gibbs

11 Mart 2009 Çarşamba

NAPOLI'DE DONADONI DÖNEMİ

Napoli iyi başladığı sezonda devamını iyi getiremedi. Sezon başında hedef Şampiyonlar Ligi ya da Uefa Kupası biletini cebe koymaktı. Ancak son 9 haftada tek bir galibiyet bile alınamayınca Edy Reja'yı kovdular. Napoli'de parayı yöneten adam film yapımcısı Aurelio De Laurentiis İtalya milli takımının eski teknik direktörü Roberto Donadoni'yi getirdi takımın başına. Donadoni'nin ilk mesajı taraftarlara olmuş; "Birkaç ay benden ve takımdan başarı beklemeyin!" Doğru sözlü olmakla, boş yere atıp tutmamakla iyi yapmış.

BÜLENT KORKMAZ ARŞİVİNDEN

Son fotoğraf O'nu anlatsa da 2. fotoğrafı gördükten sonra Bülent Korkmaz'a olan hayranlığımı bir kez daha gözden geçirmeye karar verdim :)

Mami, Yusuf ve Bülent avdaykene
Grubun adı "Bıyık kardeşliği". Cüneyt, Yusuf ve Bülent'ten oluşan grup son albümlerinin tanıtım turunda :)
Hakan Şükür'le birlikte muhtemelen Almanya seyahati sırasında bir jeans mağazasında. O dönem bol kot üstü desenli gömlek ve kazaklar çok modaydı. Saçlarda yanlar kısa, enseler uzun ve favori yok.
Askerden kaçanlara örnek olsun!

TOP TOPLAYICILAR

Futbol sahalarında top toplayan çocukların zaman zaman oyunun gidişatına, skoruna ne kadar etki ettiklerini biliyoruz, bunun en güzel örneklerinden birini geçtiğimiz günlerde İsrail'deki bir futbol maçında görmüştük. Ama tenis kortlarında top toplayanların oyuna bu kadar etki ettiklerini hiç bilmezdim, hiç görmemiştim; aslında görmüş de değilim de resimleri görünce öyle olduğunu tahmin ediyorum. Yapmayın lütfen! Tenis elit sporlardan biridir, sessizlik gerektiren, en fazla konsantrasyonu gerektiren spordur. Zavallı Federer'den bu maça odaklanmasını nasıl bekleyebilirsiniz ki? İşte Hugo Boss sponsorluğundaki top toplayıcı kızlardan bir demet sizlere;





BARCELONA'YA TEPEDEN BAKMAK


Hotel La Florida. Ernest Hemingway, James Stewart, Rock Hudson, Penelope Cruz, Antonio Banderas, Harrison Ford ve Bruce Springsteen gibi isimleri ağırlamış çok ünlü bir otel. Bu otelin birkaç gündür çok önemli başka bir konuğu var, Barcelona futbol takımı.

Bu akşamki Barcelona - Lyon maçı öncesi Guardiola takımı dün sabahtan itibaren şehre 500 metre yükseklikten bakan Tibidabo'daki Hotel La Florida'da kampa aldı. Böyle zamanlarda genellikle Barcelona takımı şehrin merkezindeki bir otelde kalmayı tercih ederdi. Guardiola futbolcularının daha kolay rahatlamaları ve maça konsantre olmaları için böyle bir karar almış. Çok da iyi bir karar vermiş, bana göre Dünya'nın en güzel 2 şehrinden biri olan nefis bir Barcelona manzarasına sahip. Bu otelde ben de kampa girsem Lyon'a karşı çok rahat 45 dakika oynarım şu anki kondisyonumla.

12 - 1

Şampiyonlar Ligi'nde yeni bi rekor. Bayern Münih Sporting Lisbon'u 5 - 0 ve 7-1'lik skorlarla geçerek eleminasyon maçlarında en farklı sonuca ulaştı. Ligdeki son Hannover maçında da 5 gol kaydetmişlerdi ve atılan son 2 maçtaki 12 golde Ribery ve Toni'nin oynamadıkları için payı olmadığını söyleyelim. Şampiyonlar Ligi'ndeki daha önceki rekor da Olimpik Lyon'a ait. 2004-2005 sezonunda Werder Bremen'i toplamda 10-2'lik skorla elemişlerdi.

FOTOĞRAF ANALİZ

Dün akşam Real Madrid'in Liverpool karşısında aldığı 4-0'lık şok yenilginin analizini maç öncesindeki fotoğraflarla yapalım. İlk maçtan sahasında Liverpool karşısında 1-0 yenik ayrılan ardından ligde Atletico Madrid karşısında 1-1 berabere kalıp rakibine sayısız pozisyon veren Real Madrid'liler ile Liverpool'luların maç öncesindeki halleri herşeyi ortaya koyuyor zaten. Liverpool'lular kendilerinden emin ve mutlu, Real Madrid'liler ise tedirgin ve mutsuz gözüküyorlar.

Benitez ve Ramos antrenmanda;

Benitez ve Ramos basın toplantısında;

Torres ve Raul antrenmanda;

Kuyt ve Robben antrenmanda;

Aurelio ve Raul basın toplantısında;

SEN ELİNDEN GELENİ YAPTIN DOSTUM

Hakan Arıkan'la benzer kaderi paylaşıyor Iker Casillas. Casillas'ın kurtardıkları da zaten Hakan Arıkan'ın yedikleriydi. Sen üzülme Casillas, elinden geleni yaptın. 4 gol yemiş olsan da takımında sahanın en iyisi sendin. Sen de olmasan dünkü Real Madrid'i İngiltere Premier Ligine koysan ilk 5'e giremez.







10 Mart 2009 Salı

ZAFERE GİDEN YOLDA HERŞEY MÜBAH MIDIR? YA DA NEDİR?

Old Trafford'ta Avrupa ve İngiltere şampiyonu Manchester United'ı nasıl yenebiliriz? Mourinho yukarıdaki buluşmada Phil Neville'e bunu sormuş olabilir mi? Portekizli, dün gece Manchester'daki bir otelde United'ın eski futbolcusu Phil Neville ile buluşmuş. Bir zamanlar M.United'ta top koşturan ve şu an Everton'ın kaptanlığını yapan Phil Neville hepimizin bildiği gibi M.United'lı Gary Neville'in de kardeşi. Mourinho Alex Ferguson'u yıkmak için her yolu deniyor olabilir. Ama Neville'de Mourinho'nun United'la ilgili bilmediği ne olabilirki? Bana bu ihtimal saçma geliyor. Ama belki de Gary Neville satıyor olabilir United'ı. Kardeşi aracılığıyla Mourinho'ya Ferguson'un bu maçtaki taktiğini yollamış olabilir. Önümüzdeki sene sağlam bir parayla Gary'nin Inter'e transfer olduğunu da görebiliriz bunun ardından.

Ya da Mourinho ile Phil arasında acaba transfer mi konuşuldu? Masadaki 3. şahıs da Phil'in menajeri mi? Bu ihtimal biraz daha yüksek gibi. Ama Inter'de özellikle savunmadaki sakatlıklar çok olsa da 32 yaşındaki Phil Neville İtalyan ekibinde oynayabilecek kalibrede mi? Hiç sanmıyorum. Belki de Neville kardeşlerle iyi bir dostluğu olan Mourinho hazır Manchester'a gelmişken Phil'i görmek istemiş olabilir.

Ya da birkaç tek atmak için gece bara inen Mourinho aynı otelde kalan Phil'e rastlar, yanlarına oturur ve karın ağrısının sebebini açıklar;

"Ya Phil sen yıllarca Manchester'da yaşadın. Buralarda var mı ceviz kırabileceğim bir yer? Hazır bizim çocukları yatırmışken biraz tadını çıkaralım Manchester gecelerinin."
"Var ağabey, burdan çıkınca sola doğru yürü, merkez kiliseden sağa dön, 500 metre yürüdükten sonra solda Jack'in yeri var. Gece yarısından sonra tadından yenmez olur. Ben arıyorum Jack'i seni arka kapıdan alır."

Bu post'un ve gecenin sonu da şu şekilde olur; Mourinho gece yarısı pardesüsünü giyer, tanınmamak için yakalarını kaldırır ve yola düşer. Jack'in yerine varınca arka kapıdan girer, içeri girdiğinde pistin ortasında dans eden kişinin oldukça tanıdık biri olduğunu görür.
Adriano'yu gören Mourinho bu duruma kızmış mıdır yoksa iki kafadar hepberaber eğlenmiş midir, bunu yarın gece oynanacak maçta göreceğiz.

ATİNA TURU AKRAPOLİS'TEN BAŞLAR

Tur için Atina'ya yolu düşenlerin ilk durağı Akrapolis olur, akşamda yorgunluğunuzu Plaka bölgesinde güzel bir restoranda balık yiyerek atarsınız. Nihat ve arkadaşları da bu gece tur arıycaklar. İlk durakları Akrapolis olmuş onların da. Dün akşam balık sefası yaptılar mı bilmiyorum ama bu akşam Panathinaikos'la 1-1'in rövanşında zorlu bir maça çıkacaklar Atina Olimpiyat Stadı'nda. 65.000 ateşli Panathinaikos taraftarının takımını desteklemesi bekleniyor. Pellegrini'nin forvet tercihini Rossi ve Llorente'den yana kullanması bekleniyor. Nihat yedek soyunur bu gece.

ÖZEL BİRİNE ÖZEL KARŞILAMA

Mourinho'ya Manchester havalimanında özel bir karşılama yapıldı. Keyfi yerinde gözüküyor Portekizli'nin. Ipod'unda U2'dan "One" çalıyormuş. Artık Old Trafford'ta tur için 1 gole ihtiyacım mı var demek istiyor yoksa yine ben "special one"ım mı, Allah bilir. Cambiasso'yu da Milano'daki son antrenmanın ardından kadro dışı bırakmış. Ferguson'un kafasını karıştırmaya çalışıyor heralde. Nasıl bir skor çıkarsa çıksın önemli değil ama Balotelli'yi o iğrenç gol sevincini yaparken görmek istemiyorum.

9 Mart 2009 Pazartesi

RONALDO'NUN GİYİM TARZI

Dar bir deri mont, bağcıkları bağlanmamış bir bot, paçaları botun içine sokulmuş dar bir kot, taşlarla kaplı bir kemer. Ellerinde ise bir hayranının verdiği çiçekler ve Manchester'daki Flannels'dan yaptığı 10.000 sterlinlik giysilerinin olduğu torbalar var. Tarzı biraz gece Mavi İstiridye'de takılacakmış düşüncesi uyandırdı bende. Geçen yıl çekilmiş alttaki fotoda biraz daha adam gibi çıkmış.

HIZLI ZAMPARA LAMPARD

Lampard 8 yıldır beraber olduğu, nişanlısı Elen Rives'ten geçtiğimiz günlerde ayrılınca İngiliz basını da peşine düşmüştü. Bu işte 1 numaralardan News Of The World'ün muhabirleri bir restoranda romantik bir akşam yemeğinde yakalamışlar Lampard'ı. Chelsea'linin yeni sevgilisi milyoner birinin 23 yaşındaki kızı Saskia Boxford. Fotoğrafa bakılırsa sohbet sırasında birbirinden ayrılmayan gözler, yumuşak temaslar var. İkili arasında büyük bir aşk sözkonusu. Lampard aşk hayatında yeni bir viraja giriyor. Doğru mu yapmış yanlış mı kararı siz verin! Benim düşüncem Lampard'ın önümüzdeki maçlarda performansının ve motivasyonunun yükseleceği yönde.

Yeni sevgilisi Saskia Boxford
Eski sevgilisi Elen Rives

VALDES NİYETİNE ALVES

Dani Alves ben bu işi Valdes'den daha iyi yaparım diyip kaleye geçmiş. Arkadaşları da başlamışlar Brezilyalı'yı doldurmaya. İyi sıçradığı kesin ama top takibi zayıf. Valdes'den biraz daha kötü yani.

KİM KIRARSA O ÖDER

İSTANBUL: BİR DENİZ MASALI

Sizlere geçtiğimiz aylarda ailemizin gururlarından biri olan Almanya'da yaşayan işadamı Bülent Uzuner'den bahsetmiştim. Futbolu çok seven, Bremen'in Weser Stadı'nda kombinesi olan ve Werder Bremen yöneticileriyle çok yakın dostlukları olan biri. Almanya'da sıfırdan zirveye tırmanan Bülent Uzuner'in hikayesini buradan okumanızı tavsiye ederim. Ben O'nu hem Almanya'daki işadamlığı hem de fiziki açıdan Sadettin Saran'a benzetirim. Ama Türkiye'nin ekonomisi ve tanıtımı için çok daha fazlasını yapacağına ve Türkiye'nin yakın zamanda O'nun adını daha fazla duyacağına eminim. Futbolun içindeki birisi olarak benim temennim Bülent ağabey'in de ilerleyen yıllarda Saran gibi futbol sektörüne el atması ama çok daha profesyonel anlamda hizmet vermesi yönünde!

Bugünlerde kültür sanat faaliyetlerine verdiği destekle gündemde. Bülent Uzuner'in girişimiyle Almanya'nın Bremen kentinde çalışmalarını sürdüren sanatçı İlker Maga'nın, 1982-2008 yılları arasında hazırladığı ''İstanbul: Bir Deniz Masalı'' adlı fotoğraf sergisi, Bremen'den sonra Aşağı Saksonya eyaletindeki Oldenburg kentinde açıldı. Ortağı olduğu bilgisayar teknolojisi alanında danışmanlık hizmeti veren Business Technology Consulting AG'nin (BTC) merkez binasında düzenlenen serginin açılışına, Oldenburg Belediye Başkanı Gerd Schwandner, Almanya Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve Türk-Alman Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey, enerji üretim şirketi EWE AG'nin Yönetim Kurulu Başkanı Werner Brinker, Werder Bremen kulübünün Başkanı Klaus Dieter Fischer ile çok sayıda seçkin davetli katıldı.