26 Ekim 2010 Salı

DEVRİM DEĞİL DEĞİŞİM

Birileri Türk futbolunda devrim mi dedi? Evet birşeyler olduğu açık ama bunun adı devrim falan değil; zira devrimler hızlı olur, köklü ve temelli değiştirir. Bu sadece bir değişim çünkü bu günleri yaşamak için çok uzun yıllar bekledik. Trabzonspor'un ardına bir Anadolu kulübünü daha yıllarca eklemeyi başaramayan Türk futbolu son birkaç yıldır önce Sivasspor ile başlayan sonrasında Bursaspor ile amacına ulaşan bir değişimin en etkili günlerini yaşamaya devam ediyor. 9 hafta sonunda Bursaspor'u lider, Trabzonspor'u ikinci, Kayserispor'u üçüncü sırada görmek, bunun da bu şekilde devam edeceğini hissedebilmek güzel -en azından kendi adıma-. Öyle bir durum değil bu hayır hayır! "İyi başladılar ama gerisini getiremezler, performansları düşer" diyebileceğimiz bir sezon değil bu. Eğer saha dışı etkenler(?) ağırlıklarını hissettirmeye başlamazsa bu üç takım şampiyonluğun en güçlü adayları. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş birkaç maç dışında artık ellerini kollarını sallayarak kazanamıyor. Mücadele etmek, güçlerini sonuna kadar harcamak zorundalar. Herşeyden önce takım olabilmeyi başarabilmeliler. Bakınız, biri teknik direktör değiştirdi, birinin değiştirme ihtimali yüksek, birinin de ne olacağı belli olmaz. Ama zirvedeki üçlünün öyle mi? Bursaspor sapaSağlam duruyor, Trabzonspor'da Güneş ışıl ışıl parıldıyor. Kayserispor'da Güneş gibi doğan Arveladze ise Sağlam bir şekilde koltuğunda oturuyor. Gelin biz buna şimdilik sadece bir değişim diyelim; güzel bir değişim, 3 büyükleri kendilerini değiştirmeye zorlayacak bir değişim. Eğer onlar da değiştirmezse kendini, gelecek sezon Anadolu kulüplerini yine üst basamaklarda görmeye devam ederiz.