6 Mart 2009 Cuma

GALATASARAY 2 - 1 BURSASPOR

Ben bu kadar tatsız tuzsuz bir maç izlemedim son yıllarda. Galatasaray bu yıl Turkcell Süper Lig'in değil Uefa Kupası'nın takımı olduğunu gösteriyor. Çünkü Lincoln başta olmak üzere birkaç futbolcunun kafası Avrupa maçlarında. Belki de doğru olan budur çünkü Kadıköy'deki finale çıkmayı herşeyden çok istiyorlar. Bursaspor karşısında da özellikle hücum hattındaki futbolcular bu yüzden formsuz gözüktü. Galatasaray'ın hücum etmeden kazandığı ender maçlardan biri olarak kayıtlara geçti. Bülent Korkmaz'dan kaynaklanıyor olabilir sarı kırmızılılar daha çok savunmayı iyi oynadı bugün. Ivankov'un ki penaltı atan, toplara iyi vuran bir kaleci yaptığı hatayla Galatasaray'a puanı hediye etti. Aydın'a çarpan topun o açıdan ağlara gitmesi Galatasaray'ın şans hanesine yazılan bir andı. Golü yaptığı presle getirse de Aydın ne toplu oyunda var ne de topsuz, yetersiz kaldı. Maçın son anlarında oyuna giren Volkan da her geçen gün .öt göbek büyütüyor. Oynadığı son 10 dakikada sadece kendi moral motivasyonunu kaybettiği toplarla daha fazla bozmakla yetindi.

Bursaspor'da sol açık oynayan Volkan Şen'i çok beğendim. Top ayağına yakışıyor. Serkan Kurtuluş'un üzerinden bilhassa ilk yarıda zaman zaman etkili oldu. Atom Karınca gibi pır pır gidiyor, direkt kaleyi düşünüyor. Ertuğrul Sağlam da zamanında iyi değişiklikler yaptı. Maçın sonlarında oyuna giren Shin son dakikalarda girdiği pozisyonu gol yapsa, Ali Sami Yen tribünlerinde Kayserispor maçında olduğu gibi büyük bir şok yaratacaktı.

Bu akşam temposu düşük maçın temposu yüksek iki şeyi vardı. Galatasaray ve Bursaspor taraftarı. 90 dakika boyunca takımlarını çok iyi desteklediler. 12 Mart'taki Hamburg maçına moralli gidiyor sarı kırmızılılar. Nordbank Arena'da Türkiye ile Avrupa'da sezon başından beri farklı performanslar sergileyen Galatasaray'dan yine benzer bir futbol göreceğiz diye düşünüyorum.

FENERBAHÇE ZEMİNİ BEĞENMEMİŞ

Fenerbahçe İdari Menajeri Volkan Ballı bugün Kayseri Kadir Has Stadı'nın zemininde incelemeler yapmış. Bunun neticesinde zeminin tam oturmadığı ve sporcu sağlığı açısından bazı tehditler içerdiği ve sakatlanmalara yol açabileceği kanısına varmış. Sarı lacivertliler kaygılarını gerekli kurumlara iletmiş. Federasyon bu konuyla ilgili kararı verecek. Resimlerde zemin gerçekten kötü gözüküyor. Boşluklar çok fazla. En azından burkulmalara bile yol açabilir gibi duruyor. Ama bundan daha kötü zeminlerde futbol oynandığını da biliyoruz. Sivas 4 Eylül Stadı özellikle Galatasaray maçlarında bundan daha iyi değildi. Ne karlı, ne bozuk zeminlerde maçların oynandığını hatırlıyorum. Federasyonun bu maçı burada oynatacağını düşünüyorum. Tüm biletler tükenmiş ayrıca.

Hayır bir de anlamadığım birşey var. Bu zeminin bozuk olduğunu yakından bakan herkes söyleyebilir ama Fenerbahçe kulübünden zemini kontrol etmesi için gönderilecek kişi Volkan Ballı mıdır yani? Futbolculuğu var mıdır bilmiyorum ama, zamanında tercümanlık yapmış şu anda da menajerlik yapan biri. O'nun işi daha çok takım içindeki bireylerle. Yeşil zeminlerde top koşturmuş birini gönderseler daha inandırıcı ve sağlıklı olacakmış.

TAYLOR & RONALDO AŞKI

Newcastle ile M.United arasındaki maçın ilk yarısının sonunda soyunma odasına giden tünelde Steven Taylor ile Cristiano Ronaldo arasındaki komik ve ilginç diyaloğu dün yazmıştım. Studs Up bu diyaloğu aşağıdaki karikatürle daha ilginç hale getirmiş.



1311 DAKİKA

SPOILER İÇEREN LOST ANKETİ

KOBE & MARTA


5 Mart 2009 Perşembe

MICK JAGGER

Tarih: 19 Eylül 1998
Yer: Ali Sami Yen Stadı
Konser: Rolling Stones

Nice tarihlerin yazıldığı stadta o gece başka bir tarih yazılıyor. Eski Açık önünde sahne kurulmuş. Ben ve 3 sap arkadaşım da kapalı tribünün üst katında ortalarda yerimizi almışız. Hayatımdaki ilk ve tek stat konseriydi ama gittiğim en iyi konserlerden biriydi. Satisfaction'la çıktıklarında sahnenin sağına ve soluna yerleştirilmiş kulelerden çıkan alevlerin sıcaklığını hiç abartmıyorum yüzümüzde hissedip, Mick Jagger'la coşmaya başlamıştık. O zamana kadar rap ve hip hop dinleyen, Cartel'in piyasaya çıkmasıyla Türkçe rap'i de sevmeye başlayan ben, Rolling Stones'un sadece Satisfaction şarkısını bilmeme rağmen tüm şarkılarıyla eğlendiğim, hayatımın en güzel akşamlarından birini yaşadığım o konseri anımsadım Mick Jagger'ın bu gençlik fotoğrafını görünce. Bu anlatılmaz yaşanır konserin biletini halen saklarım.

MARADONA BAŞKAN, MESSİ YILDIZ

M.City'i satın alan Sulaiman al-Fahim'in yeni hedefi Avrupa'da İngiliz ekibinden daha küçük bir kulüp almak. Adamları bu konuda çalışmaları yürütüyormuş. Birkaç değişik bilgi verelim bu uzun zamandır gündemde olan adamla ilgili. 31 yaşındaki Birleşmiş Milletler iyiniyet elçisi al-Fahim 10 yıl önce anne, baba ve ağabeyini trafik kazasında kaybetmiş. Ülkesinin satranç federasyonu başkanlığını da yürütüyor. Bernie Ecclestone nasıl Formula 1'in CEO'su ise aslında sahibi gibi birşey de diyebiliriz, Satranç'ın Wimbledon'ı olarak kabul edilen Linares turnuvasının sahibi de al-Fahim. M.City'i yakın arkadaşı Sheikh Mansour bin Zahyed Al Nayhan için satın aldığını ve kulübün yönetiminden O'nun sorumlu olduğunu söylüyor.

Kaka'yı neden alamadıkları ile ilgili bir soruya al-Fahim "Bunu bana değil yönetime sorun. Transferle hiç ilgilenmedim" cevabını veriyor. En büyük hayranlığının Maradona'ya olduğunu söyleyen al-Fahim "O'ndan iyi bir teknik adam olur mu emin değilim. Bence O kulüp başkanı olmalı. İyi futbolcuları seçip, transfer etmeli. Napoli'de sıfırdan başlayıp takımı inşa etmişti. Alacağım yeni kulüpte Maradona'nın başkan, Messi'nin de takımın yıldızı olmasını çok isterim" diyor.

Peki al-Fahim efendi teknik direktör kim olacak?

BENAYOUN: "BENITEZ BİZİ TEBRİK BİLE ETMEDİ"

"Geçen hafta Real Madrid'i mağlup ettikten sonra soyunma odasında hepimiz çıldırdık. Ailemi aramak için cep telefonumu alıp tuvalete girmek zorunda kaldım. Konuştuklarımı duyabilmek için en iyi yol buydu. Herkes çığlık atıyor ve bağırıyordu. Tabiki menajerimiz hariç. Her zamanki gibi sakindi. Bize sarılmasını ve sırtımızı sıvazlamasını beklemiyorduk ama elimizi sıkıp tebrik bile etmedi."

Yossi Benayoun Liverpool'un Santiego Bernabeu'daki şampiyonlar ligi galibiyetinin ardından Rafa Benitez'in tepkisizliğinden bahsediyor.

KOMPANY'E GRİP AŞISI

HOWARD - SHAQ

Orlando Magic - Phoenix Suns mücadelesinden bir kare. Superman Howard ile Diesel Shaq arasında maç boyunca çetin bir mücadele olduğu kesin. Howard biraz sinir etmiş galiba Shaq'ı. O bakış ne öyle, kimbilir aklından neler geçiyor?

SHAQ:____________________________________

HOWARD: _________________________________

1311 DAKİKA

M. United'ın Hollandalı kalecisi Van der Sar 8 Kasım'daki Arsenal maçının ardından Premier Lig'de 1311 dakika sonra gol yedi. Van der Sar'ın 14 maçlık gol yememe rekoruna son veren isimse Newcastle'ın Danimarkalı futbolcusu Lovenkrands oldu.

Bu arada ilk yarının sonunda soyunma odasına giderken Cristiano Ronaldo ile Steven Taylor arasında gerginlik yaşanmış. İlk yarının sonlarına doğru savunma oyuncusu Taylor'ın Ronaldo'ya sert girmesi sonucu başlayan gerginlikte geçen diyalog çok komik ve ilginç;

Ronaldo: Sen iğrenç bir futbolcusun.

Taylor: En azından senin kadar çirkin değilim.

Ronaldo: Ama sen iğrenç bir futbolcusun.

Taylor: Biliyorum ama sen hala çirkinsin.

BALOTELLI VE KALE DİREĞİ

İtalya haftasonundan beri Mario Balotelli'yi konuşuyordu. Roma maçında aldığı penaltının ardından Romalı futbolculardan, teknik direktör Spalletti'den büyük tepkiler almıştı. Medya da penaltı pozisyonunu defalarca ekrana getirip kararın haksız olduğunu belirtti. En sonunda Mourinho dayanamayıp "böyle entelektüel fahişelik yapmayın kardeşim, adam olun, Juventus bu sezon kaç kere hakemle puan kazandı bunu konuşalım, Roma ve Milan birçok yıldızı olmasına rağmen sezonu nasıl sıfır kupayla kapatacaklar bunlardan bahsedelim" demişti. Dün akşam Portekizli'ye kapağı koyan ise Cassano-Pazzini ikilisi oldu. 3-0 kazanan Sampdoria İtalya kupası finaline çok yaklaştı. Inter kupadan elenecek gibi, şampiyonlar liginde de Ferguson'un United'ı Old Trafford'dan Mourinho'yu boynu bükük gönderirse ellerinde tek bir hedef kalacak, o da zaten 3 yıldır aldıkları Serie A şampiyonluğu.

Bu arada günlerdir konuşulan Balotelli'nin başına gelenleri dün akşam gördünüz mü bilmiyorum. Ceza sahasına yüksekten gelen bir topa müdahale etmek için havalandı ama boşa yükselince hızını alamayıp kale direğini bacaklarının arasına aldı. Başta iyi gibi gözüküyordu ama kısa bir süre sonra yere yığıldı ve sedyeyle götürdüler çocuğu. Artık nazar mı diyelim, aldığı ahlar mı diyelim bilmiyorum.

ESPANYOL 28 OTOBÜS KALDIRIYOR

2 yıl önce Uefa Kupası'nda final oynayan Espanyol bugünlerde La Liga'da kümede kalma mücadelesi veriyor. 25 haftada sadece 21 puan toplayabildiler, 19. sıradalar. Bir üst basamaktaki Osasuna ile aralarında 4, daha üsttekilerle 6 puanlık fark var. Bu cumartesi Villarreal ile deplasmanda çok kritik bir maça çıkacaklar. Kaybetmeleri durumunda tünelin sonundaki ışık iyice azalacak. Dün Barcelona'da bir balık restoranında biraraya gelen futbolcular galibiyet yemini etmişler.

Kulüp de maç günü Barcelona sokaklarından şu an itibariyle 28 otobüs kaldırmayı planlıyor. Bu tarihi yolculuk için şu ana kadar 1682 taraftar başvuru yaptı. Cumartesiye kadar bu sayının 2000'i geçmesi bekleniyor. Ama Vila-Real seyahatinin bedava olmadığını belirtelim, 30 €.

ORHAN GENCEBAY VE RONALDO

Sevgili Orhan Gencebay'ın gençliğinden beri elinden sazı ve dumble'ları eksik olmamıştır. Vücuduna son derece önem veren Orhan ağabeyin sağlıklı yaşam ve fit gözükmek için halen çalıştığını duymuştum. Hatta O'nun için yakın çevresindekiler "tek nefes Orhan" derlermiş. Sabah yataktan kalktıktan sonra derin bir nefes alıp karnını içine çeker tüm gün öyle gezermiş.

Hadi Ronaldo ıppp ıppppp! Ronaldo da Orhan ağabey gibi nefesi çekiyor içine. Ama oldukça da düzeltmiş façayı söylemeden geçmeyelim, rejim + spor karın kaslarını çıkarmış yine ortaya. 387 gün sonra Brezilya kupasında Corinthians formasıyla sahalara döndü, 27 dakika oynadı, 2-0 kazandılar.

BASK VE KATALANLAR KRAL KUPASI FİNALİNDE

San Mames dün tarihi gecelerinden birini yaşadı. Kral Kupasını en son 1984'te kazanan Atletic Bilbao 25 yıl sonra da adını ilk kez finale yazdırdı.

Sevilla karşısında ilk maçı deplasmanda 2-1 kaybeden Bilbao'lular maça fırtına gibi başlayıp 36 dakikada 3 gol buldular. Maçın yıldızı 1 gol atıp 2 asist yapan Llorente'ydi. Bilbao taraftarları 25 yıl sonra gelen finalin çoşkusunu sahaya girip futbolcularla birlikte kutladı.

Finaldeki rakipleri Barcelona olacak. Katalanlar da 1998'den beri ilk kez finale çıktılar. Bu kupayı onlar da çok istiyor. 24 kez kazanan Barcelona ile 23 kez kazanan Atletic Bilbao 13 Mayıs'ta Valencia'da kozlarını paylaşayacak. Bu maçla ilgili yazılıp çizilecek çok şey var. Bask ve Katalanların mücadelesi özellikle Maradona'lı Barcelona zamanında birçok olayın yaşandığı maçlara sahne olmuştu.

4 Mart 2009 Çarşamba

KAISER'İN ADİDASI

Bu kramponlarla kimbilir hangi statlara çıktı, hangi maçlarda zafere koştu? Hangilerinde bu kramponlar Beckenbauer'i boynu bükük bir şekilde soyunma odasına taşıdı? Acaba 1970 Dünya Kupası'nda Uruguay maçında omzu sargılı bir şekilde savaşırken ayaklarında bunlar mı vardı?

OTOMOBİL FUARINDA ALFA ROMEO GTA OLMAK

YEMEN'DE 400 METRE

Bugün şampiyon pilotlarımızdan Kenan Sofuoğlu ile bir ropörtaj yaptım. Arap ülkelerinden kendisine sporcu yetiştirmek için teklif yapıldığını söyledi. İslam ülkelerinin futbol dışındaki branşlarda çok büyük eksikleri var. Atletizmde özellikle bayanlarda çok gerideler. Sebebi malum. Kadın'ın her zaman 2. planda kalması vs. vs... Araplara Türkiye olarak 400 metre bayanlarda pek yardımcı olamayız bu konuda ABD'nin kapısı çalınmalı, Sanya Richards bu konuda en iyi eğitimi verebilir. Eğer 1500'cü yetiştirmek istiyorlarsa da biraz beklemeliler, kızımız daha yeni doğum yaptı.

ŞİŞKO FABBIANI

River Plate'in yeni transferi Cristian Fabbiani'ye taraftarlar "The Ogre" yani canavar diyorlar. Sebebi, futbol yaşamını Şili'de sürdürürken gol sevinci sırasında Shrek maskesi takması. Ama bu lakabı son zamanlarda fiziğiyle daha fazla haketmeye başladı. Çünkü bu günlerde 100 kiloyu geçti. Teknik direktörü Nestor Gorosito da durmadan daha az yemesini söylüyormuş. Fabbiani sözümona bir diyet uyguluyormuş, sözümona çünkü rejim niyetine sofraya oturduğunda 3 tabak salata yiyormuş. Gorosito "O'na 3 tabak salata yemekle başka birşey yemek arasında fark olmadığını söylüyorum. İnek de hergün ot yiyor ve çünkü inek işte." demiş.

Soccer'ı bırakıp Amerikan futbolu oynaması yakındır bu gidişle...

LEBRON GAZ BIRAKIRSA



Varejao: Maçtan önce ne yedin be Lebron?

Lebron: Fare yuttum fare

GÜLMEK SANA YAKIŞMIYOR GÜLMEK SANA YAKIŞMIYOR

Bu fotoğrafı gördüğümde ofiste olduğumu unutmuşum biran için, attığım kahkaha bayağı sesliydi. Bu abi Ulusal Halk Kongresi'nin temsilcilerinden Li Zhaoxing. Çin meclisi yarın açılıyormuş ve Li orduya bu yıl %14.9 oranında bütçeden daha fazla para akıtılacağını ama diğer devletlerin bundan korkmaması gerektiğini çünkü bu harcamaların ordu mensuplarının maaşlarında düşünülen zam için yapılacağını söylemiş. Ohhh Allah razı olsun ben de korkmuştum(!) biran için.

HELE ŞÜKÜR KAZANDIK

Ligin son sırasındaki West Bromwich'i yenmiş olsak da kazanmak güzel şey. Bu galibiyete çok ihtiyacımız vardı. Özellikle de Profesör Wenger'in. Üstüste 5 beraberliğin ardından bu galibiyet moralleri düzeltti. Bendtner ve Toure döktürdü. Bu arada Arshavin de ne kadar ufak tefekmiş.

MARCA EFSANESİ RAUL

Marca efsane ödülü verildi dün gece Raul'a. Raul Real Madrid'de kırmadık rekor bırakmayacak gibi gözüküyor ama gelgelelim Ballon D'or'u da alamamış bir isim. Kaptan bununla ilgili olarak "Marca Efsane ödülünün Ballon D'or'dan daha önemli olduğunu düşünüyorum" demiş. Gerçekten çok prestijli bir ödül. Ballon D'or'dan farkı tüm spor dallarında veriliyor olması, ödül alanlar arasında Michael Jordan'dan tutun da Gary Kasparov'a kadar birçok isim var. Yılda da 1 kez değil birçok kez verilen bir ödül. Raul'un kazanmasının önemi bu ödülü şu ana kadar sadece 7 futbolcunun almasında yatıyor. Pele, Maradona, Gento, Di Stefano, Zidane, Cruyff ve Luis Aragones.

3 Mart 2009 Salı

MOURINHO'DAN İNCİLER



"Entellektüel orospuluğu sevmiyorum. Ben dürüstlükten hoşlanırım."

Mourinho, Roma maçında oyuncusu Balotelli'nin aldığı penaltının haksız olduğunu ileri süren ve pozisyon üzerine tartışmalar yapan medyaya tepki gösteriyor. Biraz da ayıp ediyor!

2 Mart 2009 Pazartesi

JERMAIN DEFOE'NUN SEVGİLİLERİ

WAG dünyasında en hızlı ismin Cristiano Ronaldo olduğunu bilirdim. Tottenham'lı Jermaine Defoe herkesten hızlı çıktı. Adamın ajandasında aralarında Big Brother yıldızlarından, David Beckham'ın kızkardeşine kadar birçok isim yer almış. 26 yaşındaki Defoe'nun kız arkadaşlarından "sadece birkaçının" resmi aşağıda. İlk hanım Beckham'ın kızkardeşi, en sondakine dikkat lütfen!..











Kaynak: The Sun

FİGO



IPOD ZAFERİ

Dün Manchester United Tottenham'ı penaltılarla 4-1 yenerek Carling Kupası'nı müzesine götürdü. Maçın Adamı 26 yaşındaki kaleci Ben Foster oldu. Foster hem normal sürede yaptığı kurtarışlar hem de penaltılarda Jamie O'Hara'ya gol izni vermeyerek maçın kahramanı oldu.

Foster'ın başarısında son yılların gözde eğlence araçlarından birinin payı var. IPOD. Foster penaltılar öncesi kaleci antenörü Eric Steele ve Van der Sar ile birlikte ipod'tan Tottenham'lı oyuncuların daha önce kullandıkları penaltılardan oluşan bir video izledi. Bu videoda O'Hara'nın da kullandığı penaltının görüntüsü vardı ve O'Hara tıpkı dün yaptığı gibi topu kalecinin soluna atmıştı. O'Hara topun başına geçtiğinde Foster'ın kafasında sıcağı sıcağına bu görüntü oluştu ve genç kaleci köşeyi doğru tahmin ederek penaltıyı kurtardı.

2006 Dünya Kupası'nda da Lehmann'ın Arjantinli futbolcularla ilgili aldığı notları hatırlıyoruz. Almanlar penaltılarla Arjantin'i elerken Lehmann'ın yaptığı kurtarışlarda aldığı bu notların çok büyük payı vardı.

HAMBURG 1 - 3 WOLFSBURG

Hamburg dün bu sezon sahasındaki ilk mağlubiyetini aldı. Haftaya lider girmişlerdi ama sadece 1 hafta oturabildiler o koltukta. Wolfsburg'lu futbolcular Galatasaray'lılara adeta burada nasıl oynamaları gerektiğini gösterdiler. Bülent Korkmaz bu maçı canlı olarak izleyememiştir maç saatleri çakıştığı için. Ama mutlaka kaydını alıp izleyecektir. Hava toplarında etkili ama ağır olarak nitelendirebileceğimiz bir savunmaları var. Baros gününde olursa ki kaç haftadır değil, rövanş patlama yapacağı maç olabilir (keşke ilk maç oynayabilseydi). Bülent Korkmaz'ın dikkat etmesi gereken bölge forvetleri olacak. Galatasaray savunmasındaki sakatların çokluğu Hamburg'un en büyük avantajı olacaktır. Olic ve Guerrero'ya(önümüzdeki hafta lig maçında sarı kart cezalısı olduğu için oynamayacak, Galatasaray karşısına daha dinç çıkacaktır) özel önlem almak gerekir. Bir de güzel haber verelim, savunmanın sağında oynayan Guy Demel sakatlandı, büyük ihtimalle forma giyemeyecekmiş.

Nordbank Arena tribünleri de Almanya'daki çoğu stadtaki gibi gerçekten muhteşem. 50-55 bin taraftar mükemmel bir ambiyans yaratıyor. Ama bu ambiyans Hamburg'tan çok sarı kırmızılılara yarayacaktır. Böyle bir stadta, tıklım tıklım dolu tribünlerin önünde Lincoln ile Arda şov yapar şov. Bülent Korkmaz'ın oyuncuları motivasyon için fazla çaba sarfetmesine gerek kalmayacaktır. O zemine adım attıklarında damarlarında dolaşan kan fokurdamaya başlayacaktır zaten!

BEYAZ FERRARİ

Raul fotoğrafta eşi Mamen Sanz ve Figo'nun eşi Helen Svedin'le birlikte görülüyor. Fotoğraf dün Inter-Roma maçında Guiseppe Meazza'da çekilmiş.

Raul'un kafa iyice rahatladı tabii gönlü rahat bir şekilde dolaşıyor, hayatın tadını çıkarıyor. Dün de Milano'da yakın arkadaşı Figo ile takılmışlar maçtan sonra. Raul ve arkadaşlarının bir tek Liverpool'dan aldıkları 1-0'lık mağlubiyet morallerini bozmuştu. Bunun dışında Barcelona ile puan farkı 3 haftada 4'e indi. Şubat ayı Beyaz Ferrari için mükemmel geçti. Di Stefano'yu geçip Real Madrid tarihinin en golcü futbolcusu oldu. Ligde bu sezonki gol sayısı ise 14. Mübarek halen 10 yıl önceki gibi oynuyor. 2001 yılında 25 golle gol kralı olduğunda ligin bu haftasında 16 gol atmış gerisini siz düşünün artık. Ama bu sezon baraj daha yukarılarda, Eto'o 25 haftada 23 gol atmış. Zaten Raul gol kralı olur demiyorum yanlış anlaşılmasın, sadece şu ana kadar gösterdiği performans 10 yıl öncesinden hiçbir şey kaybetmediğini gösteriyor.

Raul'un önünde şimdi başka hedefler var. 523 kezle ligde Real Madrid'in en fazla forma giyen futbolcusu Sanchiz'i geçmeyi hedefliyor. Rekoru kırmasına 17 maç kaldı.

2. hedefi ise ligin en fazla gol atan futbolcusu Telmo Zarra'yı geçmek. Zarra Bilbao formasıyla 251 gol atmıştı. 31 yaşındaki Raul'un bu rekoru kırması için de 33 gol atması gerekiyor.

BİRİSİ DÜĞMEYE BASSIN

Guardiola sakinliğini korumaya çalışıyor. Ama yukarıdaki düğmeye biran evvel basması gereken de O. Barcelona'lılar hızla düşüyorlar ve paraşütü açmak Guardiola'ya düşüyor.

Çok değil bundan yaklaşık 1 aydan daha az bir süre önce en yakın rakibi Real Madrid'le arasında 12 puan fark bulunan bir takımdı Barcelona. Bir beraberlik ardından üstüste alınan 2 mağlubiyetin ardından Real Madrid farkı 8 puan eritti ve 25. hafta sonunda fark sadece 4. Futbolu işte bu yüzden seviyoruz. Çoğumuz Barcelona'yı haftalar önce şampiyon ilan etmiştik, evet yine de şampiyonluğun en güçlü adayı Katalanlar ancak arkadan bangır bangır bağırarak gelen ve karşısına çıkanları ezip geçen Real Madrid ve tabiki Juande Ramos gerçeğini unutmamak lazım. Mayıs başında Santiego Bernabeu'da oynanacak Real Madrid-Barcelona maçını merakla beklemekteyiz.

VARAN-2

21 Aralık'ta kazanılan Dünya Kulüpler Kupası'nın ardından, dün de Wembley'de Tottenham'ı penaltılarla yendiler ve Carling Kupası'nı da müzelerine götürdüler. Şimdi önlerinde kazanmaları muhtemel 3 kupa daha var. Britanya'da sadece Celtic bir sezonda 4 kupa kazanmıştı. Ferguson bu rekoru İskoçların elinden almak istiyor ve önlerinde 3 kulvar var.

Varan-3: 24 Mayıs 2009'da Premier Lig şampiyonluğu gelebilir. En yakın rakiplerinin 7 puan önündeler ve 1 maçları da eksik.

Varan-4: 27 Mayıs 2009'da, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu; Inter'i elemeleri gerekiyor, ilk maçtan deplasmanda 0-0'lık beraberlikle ayrıldılar. Fergie ve öğrencileri bu yıl da kupayı kaldırıp üstüste 2. kez bunu başaran ilk takım olmak istiyorlar.

Varan-5: 30 Mayıs 2009'da, FA Cup; Kupayı kaldırmak için 3 maçları kaldı. Önümüzdeki hafta çeyrek finalde Fulham ile karşılaşacaklar. 18/19 Nisan'da yarı finali de geçerlerse 30 Mayıs'taki final onları bekliyor.

1 Mart 2009 Pazar

ECELİNE SUSAMIŞ BİR TEKNİK DİREKTÖR

Suudi Arabistan takımı Al-Hilal Prens Kupası'nda Al-Shabab takımını 1-0 yendi ve kupanın sahibi oldu. Ama bu maçın ardından Al Hilal'ın Rumen teknik direktörü Cosmin Olaroiu takımdan kovuldu ve üstüne üstlük 24 saat içinde ülkeyi terketmesi emredildi. Sebebi ise şu; maçın kazanılmasının ardından Al-Hilal'li futbolcu ve teknik ekip üzerlerine Suudi Prens Sultan bin Abdul Aziz'in resminin olduğu tişörtler giydiler. Rumen teknik adam da tüm oyuncularını zaferi kutlamak için tribüne çıkarmak istedi. Güvenlik güçlerinin buna izin vermemesi üzerine Olaroiu sinirlendi ve üzerindeki tişörtü çıkartıp önce yüzündeki terleri sildi ardından yere fırlattı. Bu görüntüler tv kameralarına yakalanınca da Araplar çok sinirlenmiş. Hemen ferman yayınlamışlar ve Olaroiu'nun bundan böyle Suudi Arabistan'da takım çalıştıramayacağını açıklamış ve 24 saatte ülkeyi terketmesini emretmişler. Eceline mi susadın be adam! Rumen hoca ülkeyi terkmediği takdirde Arapların neler yapabileceklerini iyi biliyoruz!

BİRADER UYAN 2. YARI BAŞLADI

ARSEN'ALİM TEK TEK

Golsüz beraberlikler kralı olduk çıktık. Fulham maçı da 0-0 bitince ligde üstüste 4. beraberliğimizi aldık. Haftaiçinde kazandığımız Roma maçında da golü penaltıdan bulmuştuk. 1993 Ekim'inden bu yana en kötü gidişatı sergiliyor takım. Arsene Wenger'in 12 yıllık yönetiminde ilk kez ligi ilk 4 içinde bitirememe tehlikesiyle karşı karşıyayız. Şampiyonlar liginin son bileti için Aston Villa ile çekişiyoruz ama puan farkı 5 ve 1 maçları da eksik. Hücum hattında Van Persie, Arshavin, Bendtner gibi isimler tekerleğin iyi bir şekilde dönmesini sağlayamıyor. Adebayor varken de sıkıntı vardı ama O'nsuz da bu iş hiç olmuyormuş anladık.

Arsene Wenger "gol yollarındaki sıkıntımızın sebebi psikolojik" diyor. Bu yorum bana kendimden birşeyler hatırlatıyor. Arsenalli oyuncuların derdi bende de var aslında. Ben de PES serilerinde mükemmel gol ararım hep. Sıradan bir gol atamıyorum ne bileyim topu kanattan taşı orta yap vur gol olsun bana göre değil. Verkaçlar, bol pas yapmam, çalımlar atmam lazım, kaleciyle karşı karşıya kaldığımda bile vurmak gelmiyor içimden, onu da geçmeliyim. Ama sırf bu hırsım yüzünden çok maç kaybediyorum.