Bu arada Moses Mabhida Stadı'nda maçı Brezilyalı taraftarların arasında izledik. Ancak sambacılar bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. O neşeli, dans etmeyi seven insanlar 90 dakika boyunca biz olmasak sesleri çıkmadan oturdukları yerde sesleri çıkmadan maç izleyeceklerdi. İyi ki ordaymışız da vuvuzelanın insanın beynini oyan sesinin arasında adam gibi tezahüratlar yapıldı. Bando ESES ile birlikte tribünleri çoşturacak şarkılar çalındı. Devre arasında da bol bol dev ekranlarda tribünlerdeki kırmızı beyazlıları yani 90 Türk'ü gösterdiler. Anlatacak o kadar çok şey var ki, elimde nefis görüntüler mevcut. Ancak internet çok ağır bu gece ve fotoğtafları bile yüklemekte zorluk çekiyorum. Yarın videolar ve daha çok fotoğraf inşallah blogta olacak.
26 Haziran 2010 Cumartesi
90 TÜRK DURBAN'I COŞTURDU
90 Türk dün akşam Durban'a geldi. Bu sabah da erkenden uyandık ve hep birlikte şehrin meydanlarını dolaştık. Her gittikleri yere adeta damgalarını vurdular. Bando ESES önderliğinde 90 Türk şarkılar söyledi, tezahüratlar yaptı. Kimi zaman da şehrin kupa eğlencesi organizatörlerinden rollerini çaldı. Bugün Durban'ın ilgi odağı ne Brezilyalılar ne de Portekizliler idi. Bugün Durban'da her gittiği yerde konuşulan tek şey kesinlikle 90 Türk'tü. Adeta uyuyan şehri uyandırdı ve hareketlendirdi. Peşlerine bazen Portekizlileri bazen de Brezilyalıları taktı, onlarla şarkılar söyledi. Bugün Türk taraftarlar tam anlamıyla mutluluğa kapak açtı.
Bu arada Moses Mabhida Stadı'nda maçı Brezilyalı taraftarların arasında izledik. Ancak sambacılar bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. O neşeli, dans etmeyi seven insanlar 90 dakika boyunca biz olmasak sesleri çıkmadan oturdukları yerde sesleri çıkmadan maç izleyeceklerdi. İyi ki ordaymışız da vuvuzelanın insanın beynini oyan sesinin arasında adam gibi tezahüratlar yapıldı. Bando ESES ile birlikte tribünleri çoşturacak şarkılar çalındı. Devre arasında da bol bol dev ekranlarda tribünlerdeki kırmızı beyazlıları yani 90 Türk'ü gösterdiler. Anlatacak o kadar çok şey var ki, elimde nefis görüntüler mevcut. Ancak internet çok ağır bu gece ve fotoğtafları bile yüklemekte zorluk çekiyorum. Yarın videolar ve daha çok fotoğraf inşallah blogta olacak.





Bu arada Moses Mabhida Stadı'nda maçı Brezilyalı taraftarların arasında izledik. Ancak sambacılar bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. O neşeli, dans etmeyi seven insanlar 90 dakika boyunca biz olmasak sesleri çıkmadan oturdukları yerde sesleri çıkmadan maç izleyeceklerdi. İyi ki ordaymışız da vuvuzelanın insanın beynini oyan sesinin arasında adam gibi tezahüratlar yapıldı. Bando ESES ile birlikte tribünleri çoşturacak şarkılar çalındı. Devre arasında da bol bol dev ekranlarda tribünlerdeki kırmızı beyazlıları yani 90 Türk'ü gösterdiler. Anlatacak o kadar çok şey var ki, elimde nefis görüntüler mevcut. Ancak internet çok ağır bu gece ve fotoğtafları bile yüklemekte zorluk çekiyorum. Yarın videolar ve daha çok fotoğraf inşallah blogta olacak.
Etiketler:
90 Türk,
dünya kupası
24 Haziran 2010 Perşembe
DURBAN SAFARİSİ
90 Türk'ün gelmesini beklerken rehber arkadaşlar Murat ve Burcu bizleri bu sabah küçük çaplı bir safariye çıkardı. Sabah 7'de kalktık kahvaltılarımızı ettik ve hemen yola koyulduk. Durban'a yaklaşık 40 km uzaklıktaki Tala Parkı'na ordan da Lions Park'a gittik. Güney Afrikalı rehberimiz Rita, güvenliğimizden sorumlu iki arkadaşla birlikte zaman zaman gergin zaman zaman da neşeli dakikalar geçirdik. Belgesel kanallarında ya da hayvanat bahçelerinde gördüğümüz canlıları doğal yaşamlarında görmek heyecan vericiydi. Bir köşeyi dönüyorsunuz karşınıza zebralar, bir bayırdan iniyorsunuz gergedanlar çıkıyor. 20 kişilik safari aracında herkes elinde fotoğraf makinesi ve kamera adeta birer National Geographic belgeselcisi gibi etrafı süzdü ve pusuya yattı. 5000 kereden fazla deklanşöre basıldı. Devletşah ve Zeynep gibi arkadaşların profesyonel makineleri sayesinde ortaya harika kareler çıktı. Benim naçizane makinemle çektiklerimi sizlerle paylaşıyorum.
Lions Park'ta filleri izlerken 18 yaş üstü görüntülere de tanıklık ettik. Videosunu yayınlamıyorum ama bir karesini fotoğrafların arasında bulabilirsiniz. Belgeselciler böyle bir anı yakalamak için günlerce canlıları takip ediyor olmalı. Bizim şansımıza (!) inanılmaz bir görüntüyle karşılaştık. Filler için küçük bizim içinse gerçekten büyük bir adımdı. :) Üzerine bayağı bir geyik pardon fil muhabbeti döndü, espriler, kahkahalar havada uçuştu. Ardından gergin anlar da yaşadık. Bir gergedan aracımıza tosladı, aslanlardan biri de aracımızın camına doğru atladı. Allahtan İsmail hızlı bir hareketle camını kapattı yoksa eli ya da birkaç parmağı şimdi yoktu! Ama aslanın da ayrı bir asaleti var hani!
Safari dönüşünde otele uğramadan bazı arkadaşların telefon kartı gibi ihtiyaçları için şehir merkezinde durduk. Hava henüz kararmamış olsa bile güvenlik konusunda yapılan uyarıların ne kadar haklı olduğunu anladık. Size dikilen gözlerden hemen tedirgin olmaya başlıyorsunuz. Hatta bir sokaktan geçmeye çalışırken halktan biri üstümüze doğru koşup gittiğimiz yönü göstererek sakın o tarafa gitmeyin dedi. Bizden hemen bir u dönüşü tabii. Arkadaşlardan Selçuk'a da dün otelin kapısında duran görevli arkadaş eğer hava karardıktan sonra dolaşmaya çıkarsak bazı grupların bizi çevirebileceğinden, hiçbir şey söylemeden üzerimize aramaya başlayacaklarından ve eğer karşılık verirsek bıçağını hiç acımadan boğazımıza saplayabileceğini söylemiş. Bunun üzerine doğal olarak endişemiz daha da arttı. Sokakta gayriihtiyari bir şekilde elimiz sürekli ceplerimizi, çantalarımızı kontrol ederek dolaşıyoruz.
90 Türk birazdan burada olacak. Yarın bizimle birlikte 100'ü aşkın Türk taraftar herkes bir giyinip sokaklarda olacağız. Öğleden sonra da davullarla zurnalarla, tezahüratlarla Moses Mabhida Stadı'nda doğru yola koyulacağız. Televizyon mutlaka tribünde bizi gösterecektir diye düşünüyorum. Aramızda Bando EsEs'de olacak nasıl göstermesinler ama değil mi?! Marşımızı ve kendi şarkılarımızı çalıp tezahürat yapacağız. 90 Türk'ün fikri ne bilmiyoruz ama biz 15 kişi bugün Brezilya-Portekiz maçında Brezilya'yı desteklemeye karar verdik. Sipsi Ronaldo ve arkadaşlarını tutmuyoruz yani. Bu arada ne olmuş, İtalya da elenmiş vay anam vay!















Lions Park'ta filleri izlerken 18 yaş üstü görüntülere de tanıklık ettik. Videosunu yayınlamıyorum ama bir karesini fotoğrafların arasında bulabilirsiniz. Belgeselciler böyle bir anı yakalamak için günlerce canlıları takip ediyor olmalı. Bizim şansımıza (!) inanılmaz bir görüntüyle karşılaştık. Filler için küçük bizim içinse gerçekten büyük bir adımdı. :) Üzerine bayağı bir geyik pardon fil muhabbeti döndü, espriler, kahkahalar havada uçuştu. Ardından gergin anlar da yaşadık. Bir gergedan aracımıza tosladı, aslanlardan biri de aracımızın camına doğru atladı. Allahtan İsmail hızlı bir hareketle camını kapattı yoksa eli ya da birkaç parmağı şimdi yoktu! Ama aslanın da ayrı bir asaleti var hani!
Safari dönüşünde otele uğramadan bazı arkadaşların telefon kartı gibi ihtiyaçları için şehir merkezinde durduk. Hava henüz kararmamış olsa bile güvenlik konusunda yapılan uyarıların ne kadar haklı olduğunu anladık. Size dikilen gözlerden hemen tedirgin olmaya başlıyorsunuz. Hatta bir sokaktan geçmeye çalışırken halktan biri üstümüze doğru koşup gittiğimiz yönü göstererek sakın o tarafa gitmeyin dedi. Bizden hemen bir u dönüşü tabii. Arkadaşlardan Selçuk'a da dün otelin kapısında duran görevli arkadaş eğer hava karardıktan sonra dolaşmaya çıkarsak bazı grupların bizi çevirebileceğinden, hiçbir şey söylemeden üzerimize aramaya başlayacaklarından ve eğer karşılık verirsek bıçağını hiç acımadan boğazımıza saplayabileceğini söylemiş. Bunun üzerine doğal olarak endişemiz daha da arttı. Sokakta gayriihtiyari bir şekilde elimiz sürekli ceplerimizi, çantalarımızı kontrol ederek dolaşıyoruz.
90 Türk birazdan burada olacak. Yarın bizimle birlikte 100'ü aşkın Türk taraftar herkes bir giyinip sokaklarda olacağız. Öğleden sonra da davullarla zurnalarla, tezahüratlarla Moses Mabhida Stadı'nda doğru yola koyulacağız. Televizyon mutlaka tribünde bizi gösterecektir diye düşünüyorum. Aramızda Bando EsEs'de olacak nasıl göstermesinler ama değil mi?! Marşımızı ve kendi şarkılarımızı çalıp tezahürat yapacağız. 90 Türk'ün fikri ne bilmiyoruz ama biz 15 kişi bugün Brezilya-Portekiz maçında Brezilya'yı desteklemeye karar verdik. Sipsi Ronaldo ve arkadaşlarını tutmuyoruz yani. Bu arada ne olmuş, İtalya da elenmiş vay anam vay!

Etiketler:
90 Türk,
dünya kupası
23 Haziran 2010 Çarşamba
NİHAYET DURBAN

Dubai’de havalimanında yazdığım ilk postun ardından 15 saat geçti. Yazıyı yazarken İstanbul’a dönmekte olan bir grup Türk arkadaşla karşılaştım. Oley.com’un talihlileriymiş. Johannesburg’da konaklamışlar ve Brezilya-Fildişi sahili maçını izlemişler. Ancak 6 gün kaldıkları Johannesburg’da yüksek rakımdan fiziksel olarak çok etkilenmişler. Çocuklardan birinin burnu yara içinde, diğerinin de dudakları mosmordu. Her sabah burunları dolu bir şekilde uyanmışlar ve arasırada da kanamasını engelleyememişler. Futbol sevgisi bazen böyle durumlara sokabiliyor insanları. Onlar dönerken biz ise bir anlamda onlardan Güney Afrika’daki Türk sancağını devraldık.
Hepinizin bildiği gibi burada kış mevsimi başlıyor. Ama deniz kenarında bir şehir olan Durban’ın havası, Güney Afrika’nın diğer kentlerine oranla daha sıcak. Gündüzleri 23-24, geceleri 10-11 derece civarında oluyor. Bu anlamda şanslıyız. Tabii hava akşam 5 dediniz mi kararıyor. Durban kıtanın en büyük limanlarından birine sahip. Kaldığımız otel de denize yakın, muhteşem bir manzaraya sahip. Gündüz gözüyle çektiğim fotoğrafları yarın yayınlarım.
Etiketler:
90 Türk,
dünya kupası
DURBAN YOLLARINDAYIM
Etiketler:
90 Türk,
dünya kupası
22 Haziran 2010 Salı
COCA-COLA VE PENNE, 90 TÜRK'ÜN YANINDA


Etiketler:
90 Türk,
dünya kupası
MUSTAFA FİRARDA
Etiketler:
dünya kupası
21 Haziran 2010 Pazartesi
FRANSA ANTRENMANI
Sahanın ortasındaki üçlü Domenech ve yardımcıları, futbolcularsa sahanın yan tarafında kendi kendilerine takılıyorlar. Komik bir durum. Ribery'nin de dediği gibi rezil üstüne rezil oluyorlar.
Etiketler:
dünya kupası
20 Haziran 2010 Pazar
DOMENECH'E AYAR


Etiketler:
dünya kupası
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)