19 Aralık 2009 Cumartesi

IZGARA USTASI HOENESS

Girdiği iddiayı kaybeden Bayern Başkanı Uli Hoeness, Hertha Berlin maçı öncesi stada elektrikli scooterla gelip, saha kenarında sosis kızartıp taraftarları besledi. Gel de bizim karizmatik(!), ağırbaşlı başkanlardan birine yaptır bunu! Kasap oğlu olan Hoeness'in Nurnberg'de bir sosis fabrikasının olduğunu da ekleyelim.

18 Aralık 2009 Cuma

FRANSA KAR ALTINDA

Fransa'da haftasonu oynanacak maçlar tatil edilebilir. Kar yağışı bu tarafa doğru geliyormuş, allahtan lig tatile giriyor. Bu arada Domenech de Dünya Kupası'nın sonuna kadar milli takımın başında kalıyor. Adam eşeğini nasıl sağlam bir kazığa bağladıysa artık federasyon üyesi Guy Chambily'nin 3. girişimi de başarısızlıkla sonuçlandı. Fransa'yı 2000'de Avrupa Şampiyonu yapan Lemerre'in adının Ankaragücü ile geçmesi de ilginç.

İŞTE RAKİPLER

Atletico Madrid - Galatasaray maçının galibi bir üst turda Everton - S.Lizbon maçının galibiyle oynayacak.
Lille - Fenerbahçe maçının galibi bir üst turda Liverpool - Unirea maçının galibiyle karşılaşacak.

Atletico Madrid adıyla, potansiyeli ile güçlü bir takım, yıldızlarını şimdi burada saymak gereksiz. Ama sahaya olan izdüşümü için aynı şeyi söylemek zor. Şampiyonlar liginde adeta zoru başardılar ve galibiyet alamadan sadece 3 beraberlikle çıktılar. Son maçta Apoel'le berabere kalan Chelsea'ye dua ediyorlar, İngilizler yenilseydi bugün burada olmayacaklardı. Galatasaray da gerekli bilgileri takımı en iyi tanıyanlardan biri olan Leo Franco'dan alacaktır.

Lille yükselişte. Son 7 maçının 6'sını kazandı. Bu 6 maçta 20 gol attılar. Gervinho en dikkat edilmesi gereken isim. Onun yanında Frau ve Cabaye de gol yollarında etkili oyuncular. Ligde attıkları 30 golün 22'si bu üçlüden geldi. Galatasaraylı Keita'dan gerekli bilgiler alınabilir. Bir de Lille doğumlu Didier Six(Dündar Siz)'i arayabilirler.

ŞAMPİYONLAR LİGİ EŞLEŞMELER

En dikkat çekici eşleşmeler, Mourinho-Chelsea ve Beckham-M.United olarak öne çıkıyor. Birkaç bağlantı daha kurmaya çalışırsak eğer;

*Luca Toni eski takımı Fiorentina'ya karşı mücadele edecek.
*Real Madridli Benzema daha 6 ay önce formasını giydiği Lyon'un karşısına rakip olarak çıkacak.

TELEGRAPH DA BUNU YAPARSA

İngiliz Telegraph gazetesi bugünkü Uefa Avrupa Ligi kura çekimi öncesi güzel bir çalışma yapmış. Takımları ayrı ayrı tanıtmışlar. Teknik adamları, en önemli futbolcuları belirtip takımla ilgili birkaç önemli bilgi vermişler. Sağolsunlar, ellerine sağlık. Ama bizim spor servisindeki arkadaşın yaptığı hatayı yapmışlar. Şampiyonlar liginde son maçların ardından puan durumunu hazırlayan bu arkadaşımız(ismini vermeyeyim morali bozulur) Apoel Nicosia'yı 3., Atletico Madrid'i sonuncu yapıp edit: Kıbrıs Rum kesimi ekibini Avrupa Ligi'ne taşımıştı. Biraz dalga geçmiştik kendisiyle ama baktık ki Telegraph da bugün aynı hatayı yapmış. Kaynak olarak nereyi almışlar bilmiyorum ama bizimki bir Türk spor sitesinden baktığını söylemişti. O gün arkadaşıma söylediğimi bugün İngiliz meslektaşlarıma söylüyorum; "Uefa'nın sitesi ne güne duruyor eyyy Telegraphçılar?!" Bunu görünce bizimkinin belki morali düzelir diye yazıyorum bunları. "Kardeşşşş, senin hazırladığın grafiği izlemiş heralde Telegraphçı arkadaşlar!" :)

ARSHAVIN GELECEĞE DÖNÜŞ'TE

KİM ÇIKSIN?

UEFA Avrupa Ligi'nde kuralar bugün saat 14:00'te. Fenerbahçe ve Galatasaraylılar klavye başına. Takımınızın kiminle eşleşmesini istersiniz?

16 Aralık 2009 Çarşamba

KAHRAMANIM DIEGO



Yaşamam Tanrı'nın emriydi doğduğum harabede,
Yokluktan düzlüğe çıkmanın basit bir örneğiydim sadece,
Başarıya açtım attığım her adımda,
Ölümsüz bir el bıraktım oyun sahalarında.
Tecrübeyle, ateşli bir tutkuyla,
Küçük bir çocukken Dünya Kupası hayali kurdum,
Primera'da zirveye çıktım,
Belki de futbol oynayarak aileme fayda sağlardım.

En başından beridir sevindi Boca taraftarı,
Hayalimdi goller ve çalımlar, gökyüzündeki yıldızlar, şarkı söyleyen insanlar,
Doğdu Tanrı'nın elleri, neşe aşıladı insanlara ve zafer getirdi bu topraklara.

En iyi olduğum için, ne dertlere göğüs gerdim,
Satmamak için kendimi, güçlüyle yüzyüze geldim,
Zayıflığı merak ettim,
İsa bile hata yaptıysa, ben nasıl yapmayayım?
Şöhret götürdü beni güzel, beyaz bir kadına,
Yasaklanmış zevkleri, gizemli tatlarıyla,
Uzak kalamadım ondan, beni bağımlısı yaptı,
Aldı tüm hayatımı,, bu da bir maç sayılır,
Ve bir gün mutlaka kazanacağım.

En başından beridir sevindi Boca taraftarı,
Hayalimdi goller ve çalımlar, gökyüzündeki yıldızlar, şarkı söyleyen insanlar,
Doğdu Tanrı'nın elleri, neşe aşıladı insanlara ve zafer getirdi bu topraklara.

Oleyyyyy oley oley oley oleyyyyyyyyy Diegooooo Diegooooooo
Oleyyyyy oley oley oley oleyyyyyyyyy Diegooooo Diegooooooo!!!...

*Emir Kusturica'nın Maradona belgeselinden...

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Gecenin bu vakti şarkını dinlerken karanlık odamda, parmaklarımın ucundan bu satırlara dökülenleri yazıyorum sana. Tüm içtenliğimle, tüm kalbimle. Sen teksin Diego! En iyisin! Hep öyle oldun, hep öyle kalacaksın! Ne Pele, ne Cruyff, ne de bir başkası! Bu hayatta iz bırakan, hatırlanacak olan sensin. Evet yanlışlar yaptın, hataların da oldu. Hatta ölümlerden de döndün. Ama bunların hepsi seni sen yapan şeylerdi. Kolay değildi Maradona olmak. Kolay değildi tanrının sol ayağına serptiği sihirli tozlarla milyonları peşinden sürüklemek. Nihayetinde var oldun, var olmayı başardın. Yaşa çok yaşa Maradona!

15 Aralık 2009 Salı

ACI YOK MESSI ACI YOK!

HİÇ DURMA ROBERTO CARLOS!

Marca'nın sayfasındaki Roberto Carlos anketi. Real Madrid Pepe'nin yerine Roberto Carlos'u transfer etsin mi diye soruyorlar. An itibariyle oy kullanan 50 bin kişinin yaklaşık 40 bini "Evet" yanıtını verdi. Hayır benim anlamadığım bir şey var. Real Madrid, Pepe'nin yerine Roberto Carlos'u transfer edip ne yapacak? Sol bek Marcelo'yu mu göbeğe çekmeyi(!) planlıyorlar. Hani Servet'in adı geçse tamam(!) diyeceğim. Roberto'yu çok istiyorlarsa hemen alsınlar o da ayrı!

CHAMBILY'NİN 3. DOMENECH GİRİŞİMİ

O koltukta nasıl oturuyor diye düşündüğüm iki adam vardır. Biri Tanjevic, diğeri de Domenech. Tanjevic, önümüzde Türkiye'de düzenlenecek 2010 Dünya Şampiyonası olduğu düşünülürse en az 1 yıl daha koltuğunun başında kalır diye düşünüyorum. Ama Domenech için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Zira onu koltuğundan kaldırmak için yıllardır ciddi şekilde uğraşan biri var, Fransa Futbol Federasyonu'nun en yaşlı üyesi Guy Chambily. 77 yaşındaki Chambily, Domenech'i milli takımdan uzaklaştırmak için ilk girişimini 2006 Dünya Kupası'ndan sonra yapmıştı ama o dönem Domenech'in eli güçlüydü. Aslan payı Zidane ve arkadaşlarında olsa da neticede final oynayan Fransa'nın hocasıydı. Chambily, ikinci girişimini ise 2008 Avrupa Şampiyonası'ndan sonra yaptı. Gruptan çıkamayan takımın hocasını bu kez koltuğundan indirir diye düşünenlerin hatta bunu isteyenlerin sayısı fazla olsa da ne hikmetse yine başarılı olamadı. Domenech, Chambily'nin dışındaki 19 üyenin onayını alarak görevine devam etti. Fransa şimdi Henry'nin eli sayesinde 2010 Dünya Kupası'na katılıyor. Ancak gruptan direkt çıkmasını bekleyen birçok Fransız işin içine bir de bu tartışmalı el girince durumdan büyük bir utanç kaynağı duyuyor. Domenech ise halinden memnun. Koltuğuna sımsıkı yapışan biri için zafere giden her yol mübahtır anlayışı da uygun kaçıyor doğal olarak. Ama bu durum Chambily'i iyice çileden çıkarttı. Cuma günkü genel kurulda Domenech'i koltuğundan indirmek için 3 yıl içindeki 3. girişimini yapacak. Bakalım bu kez başarılı olabilecek mi?

FUTBOLCUYUZ AMA BASKETBOLDAN DA ANLARIZ

Lottomatica Roma en sevdiğim basketbol takımı isimlerinden biri. De Rossi, Totti, Riise ve Vucinicli kadrosuyla(!) bu yıl da en büyük şampiyonluk adayım. Vucinic zaten Yugoslav ekolünden gelen çok yetenekli bir oyuncu. De Rossi ise top hakimiyeti ve kıvraklığıyla pota altında çok etkili olabilen bir isim. Riise de Norveçli olmanın verdiği soğukkanlılıkla özellikle son topları başarıyla kullanabilen biri. Totti için söylenecek o kadar çok şey var ki! Yüksek üç sayı yüzdesi, takımın hücumda yönetme başarısı ve liderliğiyle her takımın kadrosunda bulundurmak istediği bir yetenek.

14 Aralık 2009 Pazartesi

BIDONE D'ORO 2009

France Football'un prestijli ödülünün cılkı yıllar yılı çıkarıldı gerçekten. Bu da İtalyanların ünlü "Bidone D'oro" ödülü. En kötü futbolcuya verilen ödülün bu yılki sahibi Juventuslu Felipe Melo oldu. Geçen yılın birincisi Quaresma'yı geçmiş Brezilyalı. Temmuz'da Fiorentina'dan 20 milyon euro'ya transfer edilmişti. Biraz haksızlık edilmiş bana göre. Peki Türkiye'den 2009'un en kötüsü desem kimi seçerdiniz?

MESSI & EL MUTTALIP

EL MUTTALIP: ___________________________________

MESSI: _________________________________________

13 Aralık 2009 Pazar

MISS WORLD

LIVERPOOL'UN BELASI

PEPE 6 AY YOK

İki bacak, pahalıya mal olan iki olay. Casquero'ya geçen sezon salladığı o sağ tekmenin ardından 10 maç ceza almıştı Pepe. Bana göre ucuz yırtmıştı. Dün de o sağ bacağının dizinden sakatlandı. 6 ay sahalardan uzak kalacak. Dünya Kupası'nda oynaması bile zor. Bu da bana göre pahalıya patladı kendisine. Geçmiş olsun deyip kendisine Sırp abla Mariana'yı tavsiye ediyorum.