2 Ocak 2009 Cuma

ANELKA'DAN BİR HİKAYE


Paris Saint Germain, Arsenal, Real Madrid, M. City, Fenerbahçe, Bolton takımlarından geçen, Chelsea'de devam eden bir kariyer. Her transferinde eski takımına büyük paralar kazandıran Fransız'ın futbolculuk hayatında yaşadığı birçok ilginç olay da var. Özellikle gençlik döneminde sıkıntılı günler yaşamış, tam anlamıyla stajyer muamelesi görmüş. 1999'da Real Madrid'e transfer olduğunda yaşadıklarından biraz bahsedelim. Madrid'de başta Raul ve Hierro olmak üzere birçok futbolcu onu hoş karşılamamış, hoşgeldin bile dememiş. Anelka soyunma odasındaki ilk gününü şöyle anlatıyor; "İlk gün beni soyunma odasında kimse oyuncularla tanıştırmadı. Benim için hazırlanmış bir dolap olmadığı gibi benim için herhangi bir yer de ayrılmamıştı. Bu yüzden herkesin oturmasını bekledim. Ondan sonra üzerimi değiştirebileceğim bir köşeye geçtim. Hatırladığım ilk şey Samuel Eto'o ve Geremi'nin yanıma gelip "dikkatli ol, çünkü oyunculardan bazıları başkanla görüşmeye gitti. O'na Morientes varken neden seni transfer ettiğini soracaklar" dedi. Bunu bana söylemelerinden sonra kendimi çok kötü hissettim. Tüm hayallerim yıkıldı. O an anladımki bazı şeyler beklediğim gibi olmayacak. Real Madrid'de de 1 yıl kalmamın en önemli sebebi bu." Anelka hayalkırıklığı ile başladığı sezonun ilerleyen haftalarında zaman zaman taraftarlarla, zaman zaman oyuncu arkadaşlarıyla zaman zaman da teknik direktör Vicente del Bosque ile sorunlar yaşadı. Antrenmana katılmak istemediği için 45 günlük bir ceza bile aldı. Ama Real Madrid'e özellikle şampiyonlar liginde çok faydalı oldu. Yarı finalde Bayern Münih ile oynanan iki maçta da gol attı ve takımını doğup büyüdüğü şehir olan Paris'teki finale taşımayı başardı. Valencia ile oynanan maça ilk 11'de başladı, 79 dakika sahada kaldı ve Real Madrid maçı 3-0 kazanarak kupayı müzesine götürdü.

2 yorum:

Bahadır dedi ki...

din değiştirmesine şaşmamalı böyle günlerden sonra...
real madrid 'in raul' ün de büyük katkısıyla bu günlere düştüğünü düşünmekte haklıymışım :(

kupabizim.blogspot dedi ki...

İtalya'da Maldini, İsğanya'da Raul, Türkiye'de Hakan Şükür. Başarılı ama takımın yeniçeri ağaları oldukları için sevimsizler.