Dün Emre Belözoğlu'nun maç içinde Deivid ile yaşadıklarını gördük. İki futbolcu da aslında sinirli yapılarıyla mimlenmiş futbolcular. Deivid'in Uğur Boral'la yaşadıkları malum. Emre'yi de zaten biliyoruz, isteyerek ve istemeyerek yaşadığı şeylerle sık sık kötü ve üzücü olaylarla gündeme geldi. Yaptığı trafik kazası, İsviçre maçında yaşananlar, milli maçta basın tribününe yaptığı hareketler, lig maçında karşı takım futbolcusunu tehdit eden el kol hareketleri vs. derken şimdi de maç içinde takım arkadaşıyla birbirine girmesi gelinen son nokta oldu. Bu çocuğun kesinlikle "anger management" dedikleri şeyden yani "öfke yönetimi" terapileri alması gerekiyor. Bu ne öfke anlayabilmek çok zor. Oyundan çıktıktan sonra çocuğun yüzündeki sinir bir türlü geçmedi.
Emre gibi futbolcuların dünyada örnekleri fazla aslında. Di Canio'su, Roy Keane'i, Cantona'sı vs. zaman zaman çirkin yüzlerini çeşitli şekillerde göstermişlerdir. Bunların da en bildik olanı aslında Joey Barton. Newcastle'lı futbolcunun M.City'deyken takım arkadaşı Ousmane Dabo'yu dövdüğünü ve City kariyerini bitirdiğini hatırlıyoruz. Ama Barton bu durur mu? Sakat olduğundan Ocak ayından bu yana dün ilk kez Newcastle formasıyla sahaya çıktı Liverpool karşısında ve yapacağını yaptı. Xabi Alonso'ya yaptığı sert faulden sonra kırmızı kartla oyundan atıldı. Suç bence burada Alan Shearer'da. Bu adamı sen hangi akla hizmet oynatıyorsunki?! Ligde kalma mücadelesi verdiğin bir maçta bir yarım akıllı yüzünden 10 kişi kalıyorsun. "Kendini ve kulübünü de rezil etti, hayal kırıklığına uğrattı" demiş Shearer oyundan çıkarken yüzüne bile bakmadığı Barton için. Barton'un federasyondan alacağı ceza 3 maç, Shearer ise iki haftalığını (120.000 sterlin) kestirecekmiş.
4 Mayıs 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Geçen sene barda mı ne kavga edip bir iki ay hapis cezası almadı mıydı bu adam?? Yanlış hatırlıyor olabilirim ama sanırım buydu yine..
dün birkaç spor programını izledim. emre'yi savunan, suçu sadece deivid'e atan birçok yorumcu vardı. sebebi ise gayet açık... birincisi deivid bugün türkiye'de yarın başka bir ülkede; ama emre artık ilelebet türkiye'de kalmaya mahkum. oynadığı takımda da sözü geçen biri olduğuna göre ilişkileri bozmamak lazımdı. kendisini ayan beyan eleştirip yaptıklarını ayıplamak ileride bir gün bize bir röportaja, habere mal olur diye eleştirilmiyor. zaten bu şekilde kendisini savunanlar habire şunu diyorlar "ben emre'yi saha dışında da tanıyorum. pırlanta gibi çocuk." hadi bu yine bir çıkar ilişkisi diyelim diğer sebep daha anlamsız: "o bizim evladımız" saçmalığı.
elbette emre'yi bu iki sebep yüzünden savunuyorum diyen yok; fakat ben başka türlü bu kadar hata yapan birisini hala bir şeylere sığınarak masum gösterme çabasını anlamlandıramyorum. deivid bu konudan tamamen bağımsız olarak tartışılmalı. neyse cezası verilsin. gerekiyorsa o da tabii ki en ağır eleştirilerle suçlansın. hatalı olunan yer ise, deivid'in tahriklerinin emre'yi suçsuz hale getireceğini düşünmek.
son olarak olaya birkaç hukuk terimi ekliyeyim. haksız tahrik diye bir başlık var ceza yasamızda. haksız tahriğe maruz kalan kişi buna bağlı bir suç işlediğinde, yaptığı eylem suç olmaktan çıkmaz. haksız tahrik sadece kusurluluğu azaltan bir sebeptir. dolayısyla ceza indirilir. burada sanki emre lehine bir sonuç varmış gibi duruyor; fakat bir de ceza yasamızın suçta tekerrür hükmü vardır. bu başlığa da girersek emre'nin epeyi kabarık bir faturayla karşı karşıya kalması mümkün.
Adam erekte halde maça çıkmış.Birilerine saracağı belliymiş .
LOL
Yorum Gönder