23 Ağustos 2010 Pazartesi

DURACELLLER VE SANYOLAR

Mesela iki pille çalışan aletleriniz vardır, radyo, uzaktan kumanda ya da el feneri gibi. Radyoyu örnek alalım. Yeni aldığınız radyo yanında mutlaka pillerini de beraberinde getirir. Pilleri takar ve güzel güzel yeni radyonuzun keyfini çıkarırsınız. Ancak bir süre sonra doğal olarak piller bitmeye başlar ve yenileriyle değiştirmeniz gerekir. Durumunuz iyiyse ya da eliniz açıksa piyasadaki en iyi pillerden 2 adet Duracell’e 6 lira öder ve en uzun süreli verimlerden birini alırsınız. Ama imkanınız yoksa tercihinizi sağdan soldan duyduklarınız doğrultusunda mümkün olduğunca fazla verim alabileceğiniz daha ucuz pillerden yana kullanırsınız ve mesela gider 4 liraya 2 adet Varta alırsınız. Aslında bu durumda ne yaparsanız yapın bir kere baştan Duracell’in performansını yakalayamayacağınızı kabul etmişsinizdir. Üstüne üstlük uzun vadede baktığınızda da ufak bir hesapla ömür-para orantısı bakımından daha zararlı çıktığınızı da farkedersiniz. 6 liralık 2 adet Duracell’in sağladığı verimi almak için 4 adet Varta'ya 8 lira ödemek zorunda kalmışsınızdır. Neticede o an içinde bulunduğunuz koşullara göre iki tercih de kabul edilebilirdir.

Ancak bir de uyanık olduğunu düşünenler vardır. En zararlı çıkanlar da bence bunlardır. Bunlar 2 pilin yerine sadece 1 pili değiştirir ve Duracell'in yanına mesela 1 liralık Sanyo takarlar. Böylece diğerlerine oranla hem ceplerinden daha az para çıkar hem de radyolarını kullanmaya devam etmiş olurlar. Ancak çok kısa bir süre sonra bakarlar ki radyo yine çalışmamaya başlar. Çünkü Sanyo'nun ne tükenme noktasına gelen Duracell'e ne de radyoya bir faydası olmuştur. Olan şey, ikisinin de daha çabuk bir şekilde tükenmeye başlamasıdır sadece. Böyle olunca kullanılan radyo da bir yandan eskimeye devam etmektedir.

Biraz karışık oldu belki ama bugünkü Galatasaray'da da durum böyledir bana göre. Duracelller'in (Arda, Baros, Kewell, Elano ve Neill vs.) yanına ya çekmecede sakladıkları ya da bakkaldan yeni aldıkları Sanyolar'ı(mevcut yönetimsel zihniyet ve Barış, Sarp, Ali Turan, Serdar Özkan ve Pino gibi isimler) taktılar. Sonunda Sanyo hem radyoyu yordu hem de Duracell'i tamamen tüketti. Aslında suç, ne Sanyo'da ne de Duracell'de. Onlar potansiyelleri ölçüsünde ellerinden geleni yapıyorlar. Suçlu bulmak gerekiyor mu emin değilim ama arıyorsak listenin en üst sırasına bu ikisinden aynı anda verim almaya çalışanları koymalıyız. Suç, Duracell'i de geçtim artık Varta bile "aldıramayıp" Sanyo ile "idare etmeye" çalışanlarda! Ve artık işin kötü tarafı radyo da(Rijkaard) eskidi, geçen sene arada bir sesi güzel çıkıyordu ama şimdi iyice cızırdamaya başladı. Tamir edilme imkanı var mı bilmiyorum ama yoksa eğer artık onu da değiştirmenin vakti geldi de geçiyor bile...

18 yorum:

90 + 3 dedi ki...

Arda Duracell midir, Sanyo mudur ya da olsa olsa en fazla Varta mıdır bilemedim açıkçası.
Bunun haricinde, benzetme ve birebir eşleştirmeler mükemmel olmuş, elinize sağlık.
http://doksanartiuc.blogspot.com/

PENNEARABIATA dedi ki...

@90+3

evet ben de onu sınıflandırmakta sıkıntı yaşadım aslında. belki de doğru olanı onun için "sarj edilebilir varta" demektir bilemiyorum.

koala dedi ki...

duraceller ve sanyolar'a değinmişken keşke takım içindeki denyolardan da söz etseydin.

Guinness Please dedi ki...

beşiktaş için de aynı tehlije var bu sezon..

duracelller: quaresma, guti, muhtemel transfer robinho, ernst, bobo, i. toraman

vartalar: ibrahim üzülmez, necip,hilbert,zapo,ferrari,sivok

sanyolar: erhan güven, ekrem dağ, nihat,holosko,tabata,

esasında vartalar da çokmuş ama yine de bence beşiktaş da aynı duruma düşebilir sezon sonu..

not: beşiktaşlıyım.

arsw dedi ki...

radyonun bakımı iyi olsaydı eğer istediği piller takılmış olsaydı radyo niye eskisin ki. kaldırıp camdan aşağı atmadıktan sonra. şu anda sizin yaptığınız da bu. radyoyu camdan aşağı atmak.

sertan dedi ki...

turk futbolu icin en buyuk kotuluk gs nin 200 yilinda aldigi UEFA CUP ve SUPER CUP olmustur. rekabette altta kalmak istemeyen takimlar o tarihten bu yana kimleri kimleri aldilar, o kadar kriz donemlerinde milyar dolarlar harcandi, CHAMPIONS LEAGUE de alinan bir ceyrek final haric hicbir turk takimi basari saglayamadi, bir GS li olarak artik kabul ediyorum hos ve buyuk bir tesaduftu o basari, baksaniza bursaspor bile haline bakmadan REAL MADRİD i bekliyor,onlar bile ya tutarsa hesabinda...yazik

JEUNESTURCO dedi ki...

şimdi üstad teddy sheringham sanyo mu,varta mı,duracell mi ? futbol hayatı boyunca sanyo idi bayerne attığı goller ile duracell olarak futbol yaşamını tamamladı.demek istediğim rahmetli nietzsche nin üstün insan ını bulmak çok güçtür.her inasan yeri gelice duracell yeri gelince sanyo dur.ali turan,önder turacı,baki mercimek,serkan balcı,ali bilgin v.s bunlar hep bize duracell gibi gelmedimi zamanında.radyo yorumundada kesinlikle katılıyorum.ama artık bi teyip alıp güzel bi kaset eşliğinde oynamanın zamanı geldide geçiyo bile.herkese saygılar

littleiv dedi ki...

okuduğum en yaratıcı maç yazılarından biri. basındaki basmaklaıp futbol yazılarından sonra bu yazıyı okumak keyif veriyor.

Konialis dedi ki...

yalnız sanyo'nun hakkı yendi... sırf adı sony'e benziyor diye taklit bir marka zannedilen sanyo, japonya'nın en köklü teknoloji devlerinden biridir...

ERKUT dedi ki...

Son günlerde okuduğum en muaazam benzetmelerle bezenmiş, güldürürken düşündüren ve mevzunun özüne direk giren harika bir yazı olmuş. Emeğine sağlık. Bilgin Hoca'nın yokluğunu aratmdın.

koray dedi ki...

en-fes bir yazı.

Rommel dedi ki...

bence benzetme yanlış olmuş ali abi. bi türk takımı kalkıp da 11 tane duracell ile kadro kuramaz, kurmamıştır da. 2000'in galatasarayını hatırlayalım; taffarel, popescu, hagi, hakan şükür duracelldi ama diğerleri için de aynı şeyi söyleyebilir miyiz? bi hatırlayın bakalım okan'ın, bülent korkmaz'ın, ümit davala'nın, arif erdem'in, küçük hakan'ın son yıllarını? ali samiyen'de arif ve küçük hakan yuhalanmadılar mı? vel hasılı kelam takım kurarken amaç 11 duracell'i bir araya getirmek değil, duracell'leri doğru yerde kullanmak ve yeri geldiğinde bunların yükünü sanyo, varta veya ne naneyse, onlarla desteklemek, dinlendirmek olmalıdır. son kertede şu an busquets, valdez, pedro falan da duracell'i geçtim barcelona için varta bile değiller ama duracell'ler doğru yerde doğru zamanda çalışınca bunlar göze batmıyor.

belki de sorun duracell'den başkasıyla performans veremeyen radyomuzdadır.

julien sorel dedi ki...

abi bravo şu blog arşivinin en şukela yazısını yazmışsın helal.

uyanık bakkal zihniyeti ile koskoca galatasaray'ı yönetirsen böyle kıç üstü oturtuverir işte futbol adamı. bu işler öyle "çok para kazandık, bir sürü futbolcu sattık" ile olsaydı cavcav'ın müzesi kupa dolu olurdu...

bu hafta uyarı atışı yaptı, sezgin'in kellesini istedi taraftar. 1 eylül'e kadar bir mucize olmazsa ki zor görünüyor, adnan polat'ın biraz uykusu kaçacak galiba. neyse şirket birleşmesine sarılır yatar artık...

yazık vallahi yazık...

dedi ki dedi ki...

pilleri isirsak?

Parabola dedi ki...

Radyo sahibine tavsiyem pilleri iyice ezsin,ömrü uzuyor çünkü belki günü kurtarmaya yeter.ama fazla ezmesin bu sefer radyo'ya takamaz.:)

Adsız dedi ki...

Ticarette maharet alırken kazanmaktır.Satarken herkes kazanabilir.

Sekhranikos dedi ki...

şahane aynı sorun fenerdede var gibi ama bizim başkan pildende betondan anladığı kadar naladığından biz aşarız bu sorunu kısa sürede.

Muratonovic dedi ki...

Unlu bir ingiliz atasozu derki; "ucuz mal alacak kadar zengin degilim"