1 Şubat 2012 Çarşamba

UYANDIRMA ÇAĞRISI

Avrupa futbol kulüplerinin başkanları ve yöneticileri “lüks” otel odalarında dışarıdan gelen o kadar gürültüye, o kadar tantanaya rağmen uyumaya devam ediyor. Türk kulüplerinin başkanları da aynı şekilde. O kadar derin bir uykudalar ki top patlasa duymayacaklar. Diğerlerini bilmem ama bizimkilerin “kendi horlamalarından” dolayı neler olup bittiğini farketmediklerine eminim. Hatta resepsiyonist ısrarla baş uçlarındaki telefonu çaldırmaya devam ediyor, “Uyanın artık sabah oldu” diyor ama onlar bana mısın demiyor. O kadar yüksek sesle horluyorlar ki uyandırma çağrısını duyamıyorlar belki de duymazdan geliyorlar. Resepsiyonist ise ısrarla çaldırmakta haklı. Çünkü artık uyanıp kaldıkları lüks odadan ayrılmak zorundalar. Ama onlar birazcık daha bu tatlı ve derin uykuya devam etmek niyetinde.

Evet Uefa geçen hafta içinde bazı önemli bilgiler vermek için son bir uyandırma çağrısı yaptı. Eldeki veriler kulüplerin Financial Fair Play’i tam olarak anla(ya)madıklarını ortaya koyuyor. Tüm uyarılara rağmen borç 2006’dan beri her yıl katlanarak büyüyor. Evet gelirler artıyor ama zarar da aynı şekilde. 2008 ile 2010 arası net zarar 1 milyar euro arttı. 2006’da net zarar 216 milyon euroydu. 2010’da ise bu rakam 1.6 milyar euroya çıktı. Kaydedilmiş toplam borç ise inanılmaz bir seviyede, tam tamına 8.4 milyar euro. Ülke olarak adını son zamanlarda daha sıklıkla duyduğumuz Uefa Genel Sekreteri Infantino diyor ki, “Eğer bu rakamlar bile size bir şey ifade etmiyorsa o halde hemen harekete geçmeli ve yaptırımları uygulamaya başlamalıyız.”

Neydi bu yaptırımlar bir kez daha hatırlatalım. Transfer ambargosu, puan silme, kadro sınırlama, para cezaları ve eninde sonunda Avrupa kupalarından men edilme. Financial Fair Play’e göre Avrupa kulüplerinin gelecek 2 sene boyunca 45 milyon euro’dan fazla zarar etmemeleri gerekiyor. Bunu başarabilmekse özellikle transfere büyük paralar harcayan takımlar için zor görünüyor.

Türkiye’de yaşanan şike skandalı ve neticesinde futbola olan ilginin azalması (statlara gelen taraftar sayısının düşmesi ve Digitürk’e olan decoder iadeleri) kulüplerin ellerini kollarını daha da bağlıyor. Son yaşananlardan sonra da gördük ki Anadolu kulüpleri’nin %90’ı çerez tabağındaki leblebi gibi. Şam fıstıkları, bademler, tuzlu fıstıklar yeniyor onlarsa en sona bırakılıp bir kenara itiliyor. Ama günün birinde bizi de yerler düşüncesiyle o tabağın içinde olmayı ısrarla istiyorlar. Yani nefes alabilmeleri 3 büyük kulübün var olmasına bağlı. Ancak onların borcu da 1 milyar liraya yaklaştı. Yani Uefa’nın açıkladığı toplam borcun neredeyse yüzde 5’i Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a ait. Avrupa kupalarına en çok katılan ve ekonomilerini buna göre düzenleyen de bu 3 takım olduğuna göre yeni yaptırımlardan en çok etkilenecek olan kulüpler de onlar olacak.

Kıssadan hisse siz halen kulislerde 58. Madde değişsin değişmesin, puan silme olsun olmasın tartışmalarıyla birbirinizi yiyin durun, her kulüp sadece kendini kurtarmayı düşünsün (1-2 kulübü ayrı tutuyorum), 7 aydır bir karar veremeden basiretsiz bir şekilde bekleyin, gün gelecek hepiniz leblebi olacaksınız. Üstelik bayat leblebi...


30 Ocak'ta Gazeteport.com'da yayınlanan yazım.

1 yorum:

kartalist dedi ki...

Gazeteport ta yazdığını bilmiyordum.Yeni başladıysan hayırlı olsun.Buraları da fazla ihmal etme.Şu 2048 in devamını bekliyoruz hala.