
21 Şubat 2009 Cumartesi
İŞTE O TARİHİ AN

10 Premier Lig şampiyonluğu
5 FA Cup Şampiyonluğu
2 Lig Kupası
8 Charity/Community Shield Kupası
2 Şampiyonlar Ligi
1 Kupa Galipleri Kupası
1 Uefa Süper Kupası
1 Intercontinental Cup
1 FIFA Dünya Kulüpler Kupası
20 Şubat 2009 Cuma
RIHANNA'YA KALKAN ELLER KIRILSIN


FERGUSON MYKONOS'TA
22:15 itibariyle update: Arkadaşlar fotoğraftaki Alex Ferguson. Ama tabiki adam bu fotoğrafta çıplak falan değil. Ayrıca Mykonos'ta falan da değil. Zaten dikkat ediyorsanız Ferguson çıplak da demiyorum. Elimde başka resimler var diyerek de olayın üzerindeki gizemi arttırıyorum sadece. Anlayacağınız bu post biraz mizahi bir yaklaşımın ürünü. Bu blogta ciddi yazılara yer verildiği gibi, esprili, mizahi konulara da yer veriyoruz. Blog'taki misyonumuz sürekli futbolun ciddi unsurlarını anlatmak değil, futbolun değişik enstrümanlarını kullanarak eğlendirmek, eğlenmek aynı zamanda. Ama bazı adını bile yazma cesareti gösteremeden yorum yapanlar bu post'u kalkıp bizim mesleki kariyerimizle, karakterimizle bağdaştırıyorlar. Onlara burdan selamlarımı yolluyorum. Ekrandaki Ali Okancı işini ciddiyetle yapan, tarafsızlığını ve çizgisini koruyan biridir. Bizi gerçekten bilenler iyi bilir. Böyle biline!..
BENJAMIN, CHARLIE VE YÜCEL
Ne güzel, ne bereketli bir hafta geçiriyoruz. Spor dünyasından üstüste doğum haberleri geliyor. Agüero baba Maradona dede olurken bebeğin ismini de "Benjamin" koymuşlar. Geçtiğimiz günlerde de ünlü golfçü Tiger Woods'un oğlu olmuştu. Bebeğe "Charlie" ismini vermişler. Lost karakterlerinin isimleri birer birer yeni doğan bebeklere verilirken(!) seriyi atletizm dünyasından Süreyya Ayhan - Yücel Kop ikilisi bozdu. Oğlana babanın ismini (Yücel) koymuşlar. Halbuki "Sayid" koysalar hem Türkçe'ye de uyardı hem de seriyi devam ettirirlerdi. Allah analı babalı büyütsün ne diyelim! Süreyya "oğlumun bu şartlarda Türkiye'de atlet olmasını istemiyorum" demiş.





SIR BOBBY ROBSON

MEIRA'NIN GELECEĞİ ZENIT'TE Mİ?

Neyse efendim iki gazetenin birleştiği bir nokta var; Zenit teknik direktörü Advocaat'ın Meira'yı çok istediği. Rus ekibinin önliberosu Tymoshchuk önümüzdeki sezon Bayern Münih forması giyecek. Advocaat da O'nun yerine arayışlara başladı ve bu yüzden Meira'yı istediği söyleniyor. Portekizli futbolcunun Galatasaray'da önliberoda faydalı olamadığını görmüştük. 7 yıl formasını giydiği Stuttgart'ta da en iyi olduğu mevkide defansın ortasında oynamıştı. Ben şahsen Zenit'te Meira'nın Tymoshchuk'un yerini doldurabileceğine inanmıyorum. Ukraynalı futbolcu son iki sezondur mevkisinin en iyi futbolcularından biri. Bir dinamo gibi çalışıyor, hem defansa hem forvete bitmek tükenmek bilmez enerjisiyle çok faydalı oluyor. Çıtayı çok yükseltmiş, takımının gerçek lideri olan bir isim. Meira'nın ki performansında son dönemde bir düşüş olduğunu düşünüyorum, Zenit'te Advocaat'ın beklentilerini tam anlamıyla karşılayamaz.
Ama 4.7 ya da 6 milyon euro, ikisi de çok iyi para Meira için. Gerçekten Zenit bu paraları teklif ediyorsa Galatasaray Meira'yı hiç düşünmeden vermeli. Paslanan Emre Güngör'e de yer açılmalı Galatasaray'da.
19 Şubat 2009 Perşembe
HARRY & RUBY KEWELL
HILLSBOROUGH FACİASI

Sheffield Wednesday'in stadı olan Hillsborough stadı 15 Nisan 1989'da Liverpool ile Nottingham Forest arasındaki FA Cup yarı final maçına evsahipliği yapıyordu. Hillsborough Stadı'nda süregelmiş üzere büyük maçlarda rakip taraftarlar ayrı yerlerde oturuyordu. Liverpool'lu taraftarlar Leppings Lane End bölümüne alınacaklardı. Maç öncesi hem radyodan hem tvden hem de stat etrafında yoğun katılımın olacağı düşünüldüğünden sürekli uyarılar yapılıyor, bileti olmayanların stada girmek için zorlamamaları ve bileti olanların da maç başlamadan en geç 15 dakika önce yerlerini almaları isteniyordu. Maç yerel saatle 15:00'te başlayacaktı. Liverpool'lu taraftarlar maçtan yarım saat önce turnikelerin önünde toplanmaya ve içeri girebilmek için acele etmeye başladılar. Dar bir yerden girmeye çalışan taraftarlar yığının artmasına yol açtı. Bu arada önde bulunan ve içeri girmelerine izin verilmeyen taraftarlar alanı terkedemiyordu çünkü arkalarında stada girmek isteyen büyük bir kalabalık onlara engel oluyordu. Bu arada futbolcular sahaya çıkmış, içerdeki taraftarların çığlıkları ve bağırmaları dışarıda duyulmaya başlanmıştı. Dışarıda binlerce taraftar içeri girmeye çalışmasına rağmen hakem maçı başlatmış ve çığlıklar daha da yükselmişti.
Bu sırada genç bir çocuk stadın dışındaki duvarın yanındaki büfenin üzerine çıkmıştı. Polisler bu kişiyi dışarı çıkarmak için kapılardanbirini açınca 20 kadar kişi paldır küldür içeri girmeye çalıştı. Polisler bu kişileri dışarıya çıkarmaya çalışırken yaklaşık 5000 kişilik bir grup turnikelerden geçmeye çalışıyordu. Aşırı yığılmadan dolayı insanlar ezilmeye başlamıştı ve polis onları kontrol etmekte güçlük çekiyordu. Çareyi C Kapısını açmakta buldular ve bu hamlenin ardından facia yaşanmaya başladı.



DUFFY
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)