3 Kasım 2010 Çarşamba

SOLBAKKEN v GUARDIOLA



Maçın ardından iki teknik adam arasında tartışma yaşandı. Herkes ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Tartışmanın sebebinin Pinto olduğu ortaya çıktı. Barcelona kalecisi Pinto ilk maçta Kopenhag atağı sırasında hakem düdüğü gibi ıslık çalmış, rakip de bunu ofsayt olarak yorumlayınca duraksamış ve pozisyonlarını kaybetmişti. Dünkü maçın öncesinde Solbakken, "çürük elma" yakıştırması yaptığı Pinto'ya 2 maç ceza veren UEFA'ya seslenerek "İki az, aslında dört maç ceza vermelilerdi" demişti. Bitiş düdüğünün ardından da Solbakken, elini sıkmak için yanına gittiği Guardiola'nın Pinto konusundaki tepkisiyle karşılaşıyor. Solbakken "O sözler sadece bir şakaydı, beni yanlış anlamışsın" dese de biraz puan kaybetmenin verdiği sinirle de Guardiola tepkisinde geri adım atmamış. Olan da ayırmak için yanlarına gelen Busquets'e oluyor ve son günlerin popüler teknik adam küfürü olan "Fuck Off"u yiyor.

2 Kasım 2010 Salı

MOURINHO'NUN ŞİFRESİ


Mourinho'nun maç sırasında aldığı notlar ve çiğnediği sakızlar meşhurdur. Kaç tane sakız çiğnediği ve markası üzerine haberler yapılmıştı ama ne yazıp çizdiği daha çok merak ediliyordu. Öğrenmek için İspanyol basınının eline bir fırsat geçmiş. Portekizli, Hercules maçı sırasında aldığı notları yedek kulübesinin altına atıp gitmiş. Kaçırır mı İspanyol basını? Al sana habercilik! Canal+'da Mourinho'nun karalamaları üzerinde ince bir çalışma yapmışlar. Farklı konuları düz bir çizgiyle ayırmayı tercih ediyor Mourinho. Futbolcu isimleriyle ilgili kısaltmalar kullanıyor. Mesela en üstte TR9 ile ilgili birşeyler yazmış, 3. dakikada takımını öne geçiren ve zaman zaman Real Madrid savunmasını zorlayan Trezeguet'yi kastediyor büyük ihtimalle. İkinci notta sahaya süreceği kadro var, Pedro Leon'u sağ kanatta, Khedira'yı(!) stoperde oynatacak gibi gözüküyor. İlginç. Sağ tarafta Khedira, savunmada Pepe oynadı. Pedro Leon yine kesik yedi. Son notta da 38+13+6=57 yazmış. 10 ayda oynamayı tahmin ettiği maksimum maç sayısı. La Liga+Şampiyonlar Ligi+Kral Kupası. Finaller de dahil. Özel birinin 57 maça ulaşıp ulaşamayacağını bekleyip görelim ama benim bildiğim Mourinho bu haftasonu da notlarını düşürür, içinde de küfür olur.

26 Ekim 2010 Salı

DEVRİM DEĞİL DEĞİŞİM

Birileri Türk futbolunda devrim mi dedi? Evet birşeyler olduğu açık ama bunun adı devrim falan değil; zira devrimler hızlı olur, köklü ve temelli değiştirir. Bu sadece bir değişim çünkü bu günleri yaşamak için çok uzun yıllar bekledik. Trabzonspor'un ardına bir Anadolu kulübünü daha yıllarca eklemeyi başaramayan Türk futbolu son birkaç yıldır önce Sivasspor ile başlayan sonrasında Bursaspor ile amacına ulaşan bir değişimin en etkili günlerini yaşamaya devam ediyor. 9 hafta sonunda Bursaspor'u lider, Trabzonspor'u ikinci, Kayserispor'u üçüncü sırada görmek, bunun da bu şekilde devam edeceğini hissedebilmek güzel -en azından kendi adıma-. Öyle bir durum değil bu hayır hayır! "İyi başladılar ama gerisini getiremezler, performansları düşer" diyebileceğimiz bir sezon değil bu. Eğer saha dışı etkenler(?) ağırlıklarını hissettirmeye başlamazsa bu üç takım şampiyonluğun en güçlü adayları. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş birkaç maç dışında artık ellerini kollarını sallayarak kazanamıyor. Mücadele etmek, güçlerini sonuna kadar harcamak zorundalar. Herşeyden önce takım olabilmeyi başarabilmeliler. Bakınız, biri teknik direktör değiştirdi, birinin değiştirme ihtimali yüksek, birinin de ne olacağı belli olmaz. Ama zirvedeki üçlünün öyle mi? Bursaspor sapaSağlam duruyor, Trabzonspor'da Güneş ışıl ışıl parıldıyor. Kayserispor'da Güneş gibi doğan Arveladze ise Sağlam bir şekilde koltuğunda oturuyor. Gelin biz buna şimdilik sadece bir değişim diyelim; güzel bir değişim, 3 büyükleri kendilerini değiştirmeye zorlayacak bir değişim. Eğer onlar da değiştirmezse kendini, gelecek sezon Anadolu kulüplerini yine üst basamaklarda görmeye devam ederiz.

20 Ekim 2010 Çarşamba

DERBİNİN ORANLARI?




Derbinin oranları belli oldu.

1,50 - 3,40 - 4,20 / Alt 1,85 - Üst 1,50

WANTAWAY ROONEY VE THY

Wayne Rooney, kulüpten ayrılmak için elinden gelen herşeyi yapmaktadır, Türk Hava Yollarını'nın reklam filminde bile. Ama Van der Sar tüm planlarını bozar.

JOSE

"Eğer bugünkü maç bir çeyrek final ya da yarı final maçı olsaydı skordan asla memnun olmazdım. Çünkü bugünkü maçı normal şartlarda 4-0 kazanmamız gerekirdi. Ibrahimovic, Milan formasıyla tüm gollerini şampiyonlar liginde attı. 2 tane Auxerre, 1 tane Ajax'a. Ama bugün Pepe ve Carvalho'ya karşı oynadı. İkisi de bir teknik direktörün gözlerini kapayıp güvenebileceği oyuncular. İkisi de birbirlerini iyi tanıyor. Daha da önemlisi antrenörlerinin onları hareketlerini ve dönüşlerini çok iyi bildiği Ibra'ya karşı iyi bir şekilde hazırladığını biliyorlar."

Real Madrid'in, Milan'ı Ronaldo ve Mesut'un golleriyle 2-0 yendiği maçın ardından Jose Mourinho...

15 Ekim 2010 Cuma

NURİ ŞAHİN'DEN PODOLSKİ'YE KAPAK



Bu akşam Köln ile B. Dortmund arasında oynanan maç içinde Podolski, Nuri'ye 3-0 (Almanya-Türkiye) işareti yapar. Son dakikada topu ağlarla buluşturan ve takımının deplasmanda 2-1 galip gelmesini sağlayan Nuri'nin cevabıysa acı olur. Bu aynı zamanda Borussia Dortmund'un üstüste 7. galibiyetini alarak kulüp rekorunu egale ettiği andır. Büyüksün Nuri!

14 Ekim 2010 Perşembe

RONALDO'NUN SIRRI

Serbest vuruştan topu ağlara gönderdiğinde çoğumuzun ağzından "Oha be o top nasıl gitti öyle" demişizdir sanıyorum. İlginç bir vuruş tarzı var. İlginç olduğu kadar da uygulaması zor. Top çok çabuk yükseklik kazanıp çok çabuk alçalıyor. Bunu yapabilmek herkesin harcı değil. Biraz yetenek ama fazlasıyla çalışmak. Ronaldo da antrenmanlarda şu ana kadar binlerce kez bu vuruşu çalışmış. Serbest vuruş sırasında barajın mesafesini ihlal etmeyen takım yoktur. Hakemler genelde mesafeyi doğru ayarlar ama barajdakiler adım adım, adım adım topa doğru yaklaşır. Bu genelde kaçınılmaz bir durumdur. Ama bu vuruş tarzında baraj Ronaldo'ya 2 metre kadar daha yaklaşsa bile çok fazla önemi yok. CR7'nin sırrı da işte burada yatıyor. Marca'ya göre antrenmanlarda bu vuruşu çalışırken barajı 9.15'e değil, 7.15'e kurduruyor. Sonrasındaysa yüksek konsantrasyon, doğru adımlama ile topa koşma ve değişik vuruş tarzının ardından hedefini bulan şut!

LUIGI FERRARIS'DE GERİYE KALANLAR

FLOWER OF SCOTLAND



İskoçya, salı akşamı Dünya Şampiyonu İspanya karşısında iyi bir direnç gösterdi. 2-0 yenik durumdan 2-2'ye getirdiler ama Llorente'nin golü Cesur Yürekler'in yüreklerini dağladı. Xabi Alonso da sahanın en iyi isimlerinden biriydi. Son iki eleme maçında 100'ün üzerinde isabetli pas yapan tek futbolcu. Liechtenstein karşısında 130, İskoçya karşısında 108 hedefini bulan pas yapmış. Alonso'nun İskoçya maçından sonra dikkat çektiği şeyse İskoçların milli marşı, "Flower of Scotland (İskoçya'nın Çiçeği)". Gerçekten de en iyiler arasına girer. İskoç şarkıcı Amy Macdonald'ın sesiyle de ayrı bir güzel olmuş. Hadise örnek alsın!