24 Mayıs 2009 Pazar

YEMEKTEYİZ Mİ KAVGADAYIZ MI?

Bir süredir evde daha fazla vakit geçirebildiğim için daha fazla tv izleme imkanım oldu. Ekranlarda birbirinden değişik yarışmalar var ve önümüzdeki ay bunlara yenileri de eklenecek. Diziler birer birer final yaptıkları için yaz ayları ucuza malolan ancak reyting getirebilecek yarışmalarla dolacak. Varolan yarışmalar(!) içinde en fazla ilgi görenlerin başında da "Yemekteyiz" geliyor. 5 kişi biraraya geliyor, birbirlerini ağırlıyor, yemekler yapılıyor, şarkılar söyleniyor, danslar ediliyor, puanlar veriliyor ve finalde kazanan 10.000 TL'nin sahibi oluyor. İnsanlardan verilen bir miktar para ve kısıtlı bir sürede bir menü hazırlamaları, misafirlerini en güzel(!) şekilde ağırlamaları isteniyor. Yarışmacının hazırlık aşamasında yaşadığı stres ve hazırladıkları yemekler görülmeye değer. İzleyenlerin acaba yetiştirebilecek mi, güzel yemekler hazırlayabilecek mi, aaa ne kadar da değişik bir yemek gibi sorularına, heyecanlarına cevap veriyor. Buraya kadar herşey normal. Ancak sonrasında yaşananlar ki asıl reytingi getiren anlar bunlar, bu insanlar bizden mi gerçekten sorusunu sorduruyor bana? Yani bize öğretilen, bizi yetiştirenlerin aşıladığı şeyler mi bunlar? Misafirlerin seviyesiz eleştirileri, evsahibinin arkasından yaptıkları dedikodular, evsahibinin verdiği yakışıksız cevaplar ve sergilediği tavırlar, bu mudur yani dedirtiyor insana! Türk insanı denilince akla ilk gelen şeylerden biri nedir? Misafirperver olması değil mi? Ancak bu yarışmada misafirperversizliğin dozu her geçen hafta daha da artıyor kanımca. Yapımcılar reyting uğruna bazı değerleri çiğnetiyor. Yarışmacıların zaman zaman saç saça baş başa kavga etmedikleri kalıyor. Türkiye'nin her yerini dolaştı neredeyse, yurtdışında da yapıldı, kavganın edilmediği, ağız dalaşının yaşanmadığı bir program olmadı. Evsahiplerinden biri geçenlerde diyorki; "Ben evsahibiyim, iki bayanın yanında oturuyorum, siz de nereye istersem oraya oturacaksınız" ya da "Kedimi odaya kapatmamı falan isteyemezsiniz benden, kedim bu evin sahibi, sizse sadece misafirsiniz." O halde ben de bunun adının Yemekteyiz değil Kavgadayız olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Şimdi diyecekseniz ki formatı bu! Evet zaten en büyük mazaret de bu; format! Böyle yemeği değil formatı yerim ben de o zaman!

7 yorum:

zenmaster dedi ki...

Ali ağabey sorun şu ki,yutdışı formatları (izlediğim 1-2 bölümde gördüğüm kadarıyla) kesinlikle böyle değil. İnsanlar gayet kibar, eleştiri yaparken seviyeli ve yapılan yemeği ve verilen emeği takdir ediyorlar. Ne yazık ki bir kısım insanların on bin lira için kendilerini komik duruma düşürmesi sadece bize özgü. Şöyle bir söz hatırlıyorum bizim formattan,
"Yemekler güzeldi, sofra da güzeldi ama neticede rakibiz, 1 puan". Bunun üstüne söylenecek bir şey yok sanırım.

$afak dedi ki...

Bir arkadaşım katıldı Yemekteyiz'e. Söylemeye gerek yok, çoğu tartışma sürtüşme, yapımcıların isteği ve de rol.

Tüm Türkiye çirkef değil herhalde :)

M.T dedi ki...

programın adı ''BİRBİRİMİZİ YEMEKTEYİZ'' olmalı bence..

ozdemirmusta dedi ki...

Ali Okancı Mesut Yar'ın koltuguna aday mı yoksa??!! :)

Kısır yapıyorum, alıp geliyorum abi senin eve =)

Liverbird dedi ki...

Herkesin yemeğinde de kıl mı çıkar kardeşim? :)

fuleliyorum dedi ki...

Hiç biriside misafir umduğunu değil bulduğunu yer mantığıyla hareket etmiyor zaten Liverbird tek cümleyle zaten açıklamış programı...Ayrıca yurtdışından her bi programı getirmesinler be kardeşim yeter

venezia dedi ki...

itdurmaza katılıyorum bütün blog toplanıp altın günü yapalım :)) artık bi step sonra da kurbanda büyükbaşa gireriz hep beraber :))