11 Ekim 2009 Pazar

TÜRK FUTBOLU İÇİMİ KARARTIYOR


Başlık duygularımın yoğunluğunu tam olarak yansıtmıyor aslında. Daha ağırını kullanacaktım ama yapamadım. Türkiye 2010 Dünya Kupası'nda olmayacak. Varsın olmasın o kadar da önemli değil açıkçası. Ama zaten büyük bir kaosun içinde olan Türk futbolu adına maddi manevi büyük bir kayıp demek bu. Futbol Federasyonu'nun sırtında taşımayı başaramadığı mevcut yükün üzerine büyük bir ağırlığın daha konması demek. Ligin kalitesiz oluşuna, Ankaraspor konusuna, tribünlerdeki olaylara, genç yeteneklerin kendilerini geliştirmelerine ve göstermelerine olanak sağlamayan sistemimize bir de milli takım teknik direktörlüğü meselesi eklendi; federasyonun başı uzun süre ağrıyacak gibi. Fatih Terim'in yerine kimi getirecekler? Terim döneminde çok yıpratılan o koltuğa Türkiye'den kim oturmak ister? İstese bile çapı yeter mi? Sanmıyorum. Büyük ihtimalle yurtdışından bir isimle anlaşılacak. Mevcut koşullar altında da en isabetli karar bu olur. Getirilecek kişi de uzun vadeli düşünebilecek, o koltuğa kendini adayabilecek biri olmalı.

Fatih Terim'in 2. dönemi de kapanıyor. Kendini başarısız olarak kabul ettiğini söylüyor. Evet başarısızdır. Fatih Terim'in en çok eleştirilen yanı, zaten son zamanlarda birçok insanın nefterini kazanmasının arkasında yatan sebep de olan, agresif tutum ve davranışlarıdır. O önemli koltuğu bu açıdan tartışılır kıldığı için gitmelidir belki de. Ama bunu sadece onun başarısızlığı olarak değerlendirmemek gerekir. 6+2 kuralını getiren ve destekleyenler de bu başarızlığın arkasındaki en büyük suçlulardır. Milli takımın ilk 11'ini yıllar yılı genelde 4 büyük takımın futbolcularının oluşturduğunu düşünürseniz, Fatih Terim'in bu takımlarda direkt oynayabilen sadece 20 futbolcu arasından seçim yapmak zorunda kaldığını da görmüş olursunuz. Mesela, geçen sezon şampiyonluğa oynayan Sivasspor'dan hangi futbolcuyu alıp sahaya sürebilirsiniz? Yani iş öyle 70 milyonluk ülkeden 11 tane futbolcu seçemiyoruz gibi saçma sapan, yavan, altında hiçbir düşünce derinliği barındırmayan laflardan ibaret değil. Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu ayrıntılı olarak düşündüğümde açıkçası midem bulanıyor. Ne yapılabilir, nasıl düzlüğe çıkılabilir diye kafa patlatıyorum. Büyük bir futbol kongresi yapılmalı belki de. Güzel oyunun aktörleri, kapalı kapılar ardından Türk futbolunun sorunları ve çözüm yolları başlığı altından günlerce tartışmalı, devlet destekli uygulanacak radikal kararlar almalı. Yoksa halimiz harap!

19 yorum:

raa dedi ki...

tük futbolu içimi karartmıyor diyebilecek bir kişi varsa o da pollyanna2dır.

son iki seneye söyle bir bakıyorum beni futbol adına heyecanlandıran ne oldu bu ülkede diye:

çocukluktan eri desteklediğim takımın iki kupa almış olması dahil beni etkileyen büyük bir olay yok.

istanbuldaki galatasaray-bordo maçı bir de ertuğrul sağlamın bursa'daki performansı keyifli olan az sayıdaki vakalardı...

hele beşiktaşlı olunca içiniz hepten kararıyor.

sahada temposuz, organizasyonsuz futbol, tribünde bindirilmiş kıtalar, teknik direktörünüzün dev gibi egosu.

yönetim kurulu ya da kulüp başkanı sözleri her beşiktaşlıyı kahrediyor zaten.

yine galatasaraylı fenerli adam transferlere seviniyor üç beş gün.

gerçekten de oturup işin ehli akıllı bir kaç adamın futbolu düzenleyecek bir kaç karar alması, ve ne pahasına olursa olsun uygulanması lazım.

yoksa ne kulüp ne milli takım bazında başarı istikrarını yakalamamız imkansız.

Metonet dedi ki...

hangi sorunu oturup çözebiliyoruz ki, bunu çözelim. Gaza bakıcaz. Biri gazı verecek öyle ilerleyecek ite kaka her zaman olduğu gibi. 1938'den sonra hiçbir konuda, ne spor, ne tarım, ne de dış ilişkiler'de bir politika üretemeyen bir ülke şimdi mi üretecek o politikayı. Dibe vurmadan düzeltmeyiz hiçbirşeyi millet olarak. Şu anda dipte değiliz. Hele hele 8'de 8 yapan liderimiz, maçbaşı 3 gol ortalamasına oynayan takımlarımız, Şampiyonluk sözü veren başkanlarımız, tek adama bağlı sistemlerimiz varken.

Svetlin dedi ki...

hiddink'i getirelim ne yapıp edip.

Jordi Metal dedi ki...

Aslında yabancı konusuna gelirsek en fazla 5 olmalı. Galatasray Uefa'yı alırken kaç yabancısı vardı. Pope-Tafo-Hagi-Capone ve neredeyse hiç oynamayan Marcio.

Confeng dedi ki...

Ben de herkes gibi durumdan hiç mi hiç memnun değilim ancak "içimi karartıyor" ibaresini Türk futbolu için değil, Türk Futbol Camiası için kullanabilirim sadece.

Bizim futbolumuzun değişmesi için önce bakış açımızın değişmesi gerekli bence.

Rijkaard'ı ipe asanlara direnebilecek tek isimdi Fatih Terim. Milli Takım'ın başına gelen teknik adamlar arasında bu vasfa sahip tek isimdi.

Takıntılı olduğu bazı isimler konusunda aldığı tutuma ben de çok kızgınım ancak bizim Futbol Camiası'na da direnmek çok zor be abi.

TA dedi ki...

ali okancı türk futbolu kimsenin umurunda değil.özellikle yönetenlerin.türkiye umurundamı ki türk futbolu umurunda olsun.devleti göreve çağırıyorsun.büyük yanlış.devlet zaten işin içinde.türk futbolu birilerinin rant kapısı oldu.türk futbolu reel değil.şişirilmiş bir ekonomi var.devlet destekli şişirilmiş bir ekonomi bu.ikinci olaysa türk futbolunu kitleleri uyutmak üzere planlamışlar.yoksa futbolun medyada bu kadar yer işgal etmesi saçma ötesi birşey.transferlerde olan karanlık ilişkileri herkes biliyor.ama medya bilmemezlikten geliyor.para tranferini kontrol eden yok.kulüp 200 milyon dolar borçlu kimsenin birşey dediği yok.diyemez.çünkü devlet destekliyor.milleti uyandırmamak lazım.öyle değil mi?:)
türk futbolu ne zaman düzelir.reel olduğu zaman.italyanlar juve nin gözünün yaşına bakmadılar düşürdüler.bunu yapabilirsen bu işler düzelir.ingilizler leeds i borçlarından dolayı 3 lige postaladılar.ş.liginde yarı final oynamış bakmadılar.bizde yapamazsın çünkü reytingler düşer:)rant yani.

Adem dedi ki...

Türk futbolunun reformu ve rönesansı gurbetçi futbolcular ve antrenörlerle başlayacaktır.

bonaventure dedi ki...

o zaman rijkaard bize felsefe yapmasın!

tofi dedi ki...

evet terim başarısızdı ama futbolcuların da pek bir sey yaptıgı söylenemez, neticede herkesin hemfikir oldugu kadro secimleri yaptı, herseye ragmen Gs lıların sadece kuyruk acısıyla istemedikleri Emreyi aldı iyi de yaptı, gerekliydi, ardayı aldı, tuncayı aldı, sagda oynayabilicek kazımı, sabriyi, hamiti hep aldı, herkesin hayram oldugu ama mac sectigine kesin karar verdigim gökhan gönülü aldı, serveti aldı volkan demireli aldı, kimi alıcaktı baska; tekke ve gökdeniz haricinde kim karsı cıktı buna, bence gücümüz bu kadar, bir takım olamıyoruz, avrupa sampiyonasında da bir mac arda, bir mac tuncay cıkıyordu, son dakikalarda günü kurtariyorduk, yoksa oyun hep kötüydü, sen bosnada 5. dk gol atip, 85 dk bir sey yapmıyıp vatan millet sakarya savunmaya gecersen, cok dogal şekilde yenemezsin, evinde belcikayı yenemzsin, rakibinin 7 attigi takımı yenemzsin, e otur evinde izle macları o zaman...
yerine ertugrul sağlamı alır bu federasyoni umarım capello gibi kariyerli bir yabancı alınır, aldıgı paranın hakkını verir.

solo dedi ki...

türk futbolu içimi karatıyor allahtan italyan bayan voleybolu var:)

joe kleine dedi ki...

Konu yabancı sayısı falan değil konu ülke futbolunu üç büyükler ve onların kısır çekişmelirinin dışına taşıyabilmek, adalet duygusunu insanlara verebilmek ve bunu kişilerin egolarından bağımsız yapabilmek.

Yani problem Ahmet mehmet meselesi değil problem futbol aydınlanmasını yapabilmek.
Bence kalıcı çözüm bilime ve adile dönüşte...

caven dedi ki...

Ben tam tersi yabancı sınırlamasının ülke futbolunu gelişminde faydasından cok zararının oldugunu düşünüyorum.Genc futbolcuların kendilerini geliştirmesini engelliyor bence.Futbolcular arasında rekabet yok.adam biliyo kötü de oynasa vasat da oynasa gene o oynayacak.t. direktörün başka şansı yok çünkü kötünün iyisiyle devam etmek zorunda.
ayrıca ingiltere,fransa,italya,ispanya ya da hollanda liglerinde yabancı kısıtlaması mı var da bu kadar iyi durumdalar.ya da kaç tane arjantinli ya da brezilyalı futbolcu futbolunu kendi lignde oynayarak geliştirdi.Ne kadar klişe gözükse de olay bu kadar basit bence.yabancı kısıtlaması yerine rezerv lig kurulması çok daha iyi bi alternatif bence.Yoksa 17 yaşında 2 çalım attı diye bi futbolcuyu direkt ilk 11 başlatmak 20 yaşına gelip hiç bi gelişim gösteremediginde 'zaten cok şımardı' 'adam değil' demek işin kolayı bence

Mr.Eko dedi ki...

Eğer 2010'a gidbilseydik bu tıpkı Beşiktaş'ın geçen sezon 2 kupa kazanmasına benzerdi. G.Afrika'ya gidebileceğimiz çin sevinirdik, havalara uçardık. Medya'da Fatih Terim rüzgarları eserdi, çok başarılı bir takım olur çıkardık.

Bazı eksiklerin anlaşılması veya rüyadan uyanmak için bu başarısızlık güzel bir fırsat aslında.

Ha tabi bu başarısızlık sayesinde bazı yaralara merhem bulacak mıyız? Onu da pek sanmıyorum. O yüzden Türk futbolu benim de içimi karartıyor.

CaRtMaNtR dedi ki...

Yabancı sınırlaması bence kalkmalı. En azından yabancılar için İngiltere'deki gibi belli sayıda milli maç yapmış oyuncular için sınır olmamalı. Bu durum genç oyuncuları engellemez. Çünkü günümüz şartında yabancı sınırı nedeniyle biraz kendini göstermiş bir oyuncu 3 büyüklere astronomik rakamlara transfer edilmeye çalışılıyor ve sonunda transfer ücreti nedeniyle sürekli baskı altında kalıyor.

Halbuki sınırsız yabancı sayısı olması durumunda yerli yada yabancı en kaliteli oyuncular sahaya çıkacak hemde aşırı pahalı yerli oyunculara harcanacak para alt yapı gibi daha farklı yerlere kaydırılabilecek.

Tabi tüm bu sistemi destekleyecek bir reserve lig ve ona ek olarak hem yurt içinde hemde yurt dışında yetenkleri takip edip milli takımlara kazandırabilecek yetkin bir tarama ekibi kurulmalı.

Buna ek olarakta en alt yaş kategorisinden itibaren belli ve oyuncu yapımıza uygun bir şablon ile oynamaya oyuncularımız alıştırılmalı ve her yeş grubu ile beraber o yaş grubunun antrenörüde üst kademeye çıkmalı böylece isimler değişirken kuracağımız sistem baki kalacaktır.

Hepsinin sonunda sabrı akşamdan sabaha kadar olan ve birincilik dışındaki tüm dereceleri başarısızlık sayan. Sporun ruhunu benimseyememiş ülkemiz insanları ve basını varken bu sistemi kuracak zaman ve kadroları ülkemizde görme şansımızın ne kadar olduğunu siz hesaplayın.

Adsız dedi ki...

zaman gazetesinde bu gün 27 Türk futbolcusunun almanyanın milli takımlarının çeşitli katagörilerinde oynadığı haberi yapılmış.
alman fedarasyonu 2,5 milyon türkün yasadığı türklerin içinden 27 tane Türk futbolcunu cıkartıyor kendi milli takım katagörülerine yerleştiriyor biz 80 milyon içinden ideal bir 11 bile cıkaramıyoruz.
en son tarık çamdal 1860 münih oyuncusu roportajında söyle bişey demiş türk milli takım yetkilileri performansımı yeterli görmeyip beni u 17 milli takımına almadılar oysa almanlar yıllardı beni takip ediyor istiyorlardı Türkiyenin u-17 kadrosuna alınmayınca tercihimi almanyadan yana kullandım su an almanya u-17 de oynuyormuş.

'''biz istedik gelmediler'''
emin öyledir

Adsız dedi ki...

Türkiye, aklın, planın ve liyakatın temsil edildiği bir ülke olmadığı müddetçe biz aynı filmi değişik aktörlerle daha çok seyrederiz.

Önce Fatih Terim'in neden şimdi değil de 4 sene önceki skandal İsviçre maçları nedeniyle istifa etmesi gerektiğini ortaya koymakla bu işlere başlamak lazım.

Bütün bir medyanın yazamadığını bazı blog yazarları rahatlıkla yazdı. Neden acaba?

Murat1905 dedi ki...

Ali abi, yabancı kontenjanının bu başarısızlıktaki temel etken olduğuna katılmadığımı ifade etmeliyim. Çünkü bizden daha fazla yabancı kontenjanı kullandırtan ülkelerin çoğu kupaya rahatlıkla katılıyorlar. Asıl sorun kulüplerdeki altyapı hocalarımızın yetersiz olmasıdır. Türk oyuncusu ne mental ne de fiziksel anlamda hazırlanamıyor. Fatih Terim kadro seçimlerinde özellikle Türk oyuncusunun mental anlamda eksik olmasının eksikliğini yaşamış ve sırf bu yüzden Avrupa kupası deneyimi olan oyuncuları tercih etmiştir ve ne yazık ki tercih ettiği oyuncular da Euro 2008 sonrasında genellikle formsuz olmuştur ve kağıt üzerindeki avantajımızı yok etmişlerdir.

Bunun dışında kendi çimlerinden şikayet eden ilk ülke olmamız da TFF'nin istifa etmesi gerektiğinin en büyük kanıtıdır. Bu amatörlerle kim gelirse gelsin başarılı olamaz.

TA dedi ki...

bizde işler günübirlik yapılır.avrupada ise taş taş üstüne koyarak bir yerlere gelinir.bizde yap-boz zihniyeti hakimdir.bu sadece futbolda değil her alanda böyledir.bununla ilgili ilginç bir yazı.
http://tarhanacorba.blogspot.com/2009/10/tarihilik-ve-tarihsizlik.html

gunahkargecelerintovbekarcocugu dedi ki...

Durumun vehametini çok kısa ve net bir şekilde açıklamışsınız. Birisi sırf 3 yıl ard arda şampiyonluk için her türlü kirli oyunları reva görür, birisi stadıydı, borcuydu derken nereye koşacağını şaşırır, birisi kendi taraftarını dövdürür, bir taraftar diğerine terörist der, hakemi desen zaten birileri tarafından yönetilir, federasyonu desen çifte standarttan geçilmez, Anadolu kulüpleri desen enkazdır, birisi sırf kendini tatmin etmek için koca kulübü oğluna peşkeş çeker, o kadar oyuncunun vebalini alır, umursamaz. Hiçbirinin toparlanacağını sanmıyorum.

Gerçi ülke elden gidiyor, Türk futbolu gitmiş çok mu.