10 Nisan 2009 Cuma

KIZILYILDIZ - CRVENA ZVEZDA - RED STAR

Geçtiğimiz gün ezeli rakipleri Partizan'la oynadıkları ve 2-0 kaybettikleri maçın ardından 14 puan geride kaldılar ve şampiyonluk yarışından tamamen koptular. Maçın ardından Kızılyıldız taraftarları statta olaylar çıkarmış ve adeta tribünleri cehennem yerine çevirmişlerdi. Şampiyonluk gitmiş olsa da 1980'lerin sonu 90'ların başındaki efsane Kızılyıldız takımı bundan çok daha zor durumda. O kadar kötü durumdalarki Kızılyıldız'lı futbolcular yiyecek ve kira için bile para bulmakta zorluk çekiyor bugünlerde. Takımı Ocak ayından beri çalıştıran Sloven teknik adam Mirnes Sisic'in oturduğu eve kulüp kirasını ödeyemediği için mahkeme tarafından el konuldu. Sisic "Eğer kulüp benim evimin kirasını bile ödeyemiyorsa maaşımı nasıl verecek? Sanırım tekrar Slovenya'ya dönmeli ve ailemin yanına yerleşmeliyim" diyerek durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor. Futbolculara yöneticiler tarafından harçlık veriliyor, böylece yemek ve diğer ufak ihtiyaçlarını gidermeleri sağlanıyor. Bu şartlarda futbolculardan iyi bir performans beklenmesi de ne derece doğru bilemiyorum.

Gerçekten de Kızılyıldız'ın düştüğü bu duruma inanmak mümkün değil. Adeta Titanic gibi. 1990-91 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'nda şampiyonluğa ulaşan ardından Şili takımı Colo Colo'yu yenerek Kıtalararası Kupayı da kazanan Kızılyıldız'ın düştüğe durum oldukça üzücü. Harika bir kadroları vardı; Prosinecki, Mihajlovic, Savicevic, Jugovic, en sevdiğim futbolcu isimlerinden Belodedici, Pancev vs. Ezeli rakipleri Partizan bir ordu takımı olarak görüldüğü için, halkın takımı Kızılyıldız halk tarafından daha fazla sevilirdi. Arka bahçelerinde birbirinden yetenekli futbolcular yetiştirdiler ve Avrupa kulüplerine satarak iyi paralar kazandılar. Bu paraların kulüp tarafından bankaya yatırıldığı ve ileride yine efsane bir kadro yaratmak için kullanılacağı söylenirdi. Ancak 1991 yılında başlayan o iç savaş yok mu? Hem binlerce masum insanın ölmesine birçoğunun da göç etmesine neden oldu. Ülke bölündü, kendi ayakları üzerinde duramamaya başladı. Kızılyıldız maçlarını yurtdışında oynamaya başlarken, 1995'e kadar konulan ambargo nedeniyle kupalara katılamadı ve takım böylece çöküş döneminin içine girdi.

Önümüzdeki günlerde Kızılyıldız camiası geniş katılımlı bir toplantı yaparak kulübün geleceğini tartışacak. 25 milyon euroluk borçları var, bunu bir an evvel ödemeleri gerekiyor. Hükümetten yardım istediler eğer gerekli desteği göremezlerse iflas edip amatör kümeye düşürülmeleri gündemde.

2 yorum:

varol döken dedi ki...

ne kızıllık kaldı ne yıldızlık, ikisini birden kaybetmenin hüznüdür herhalde en çok koyan taraftarına...

prosinecki çok başka bir oyuncuydu, hani şu sergen'in futbol zekası diyip duran gevişçiler var ya, hayatlarında bir prosinecki mi izlemişler!

roland deschain of gilead dedi ki...

Mihajlovic takımını kurtarırmı dersiniz...Madrid'de ki hanedanlığı yakında bitecek gibi..belki köyüne döner ve takımını kurtarır