24 Mart 2009 Salı

BİR TÜRKİYE - İSPANYA HİKAYESİ

İspanya milli takımı, Türkiye Cumhuriyeti ve Futbol Federasyonu'nun kuruluşunun 50. yıldönümünde özel maç için İstanbul'a gelir. İspanya Futbol Federasyonu birkaç gün sonra 1974 Dünya Kupası elemelerinde Yugoslavya ile oynayacakları önemli maç öncesi Türkiye Futbol Federasyonu'nun ricasını kırmamıştır. İki takım 17 Ekim 1973'te İnönü Stadı'nda karşı karşıya gelecektir. Ancak efsanelerden teknik direktör Ladislao Kubala as futbolcularının Türkiye'ye gitmesine izin vermez. Kariyerinde sadece 2 kez milli takım forması giyen ve o maçta kaleyi koruyan Garcia Remon şöyle anlatıyor;

"Kubala takımı bölmüştü. Yugoslavya ile oynanacak birçok ismi Türkiye'ye göndermedi. Kendi de gelmedi Türkiye'ye. B takımı olarak nitelendirilebilecek bir takım değildik ama yedek futbolcular ağırlıktaydı. Kötü bir zeminde, sıkıcı bir maçın ardından 0-0 berabere kaldık."

Bu maçta takıma Kubala yerine liderlik yapan Doktor Toba'nın Yugoslav milli takımının casuslarının kendilerini izlediklerini öğrenmelerinin ardından antrenmanda oyunculara yaptığı uyarıyı Remon şöyle anlatıyor;

"Sağ ayağını kullananların sol ayağını, sol ayağını kullananların sağ ayağını kullanmasını istedi. Böylece bizi izleyen casusların kafasını karıştıracaktık. Şimdi çok komik geliyor ama takdir edersinizki o zamanlar televizyon o kadar yaygın değildi. "

Bu maçın ardından İspanyollar 21 Ekim'de Zagrep'te Yugoslavya ile karşılaşır ve sahadan 0-0'lık beraberlikle ayrılır. Grup maçlarının sonunda iki takım da aynı puanda olduğu için Şubat ayında Frankfurt'ta play-off maçı oynarlar ve sahadan 1-0 galip ayrılan Yugoslavya Dünya Kupası biletini alır, İspanyollar ise evlerinin yolunu tutar.

İlginç bir anı. Ama bizle oynadıkları maçın yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktıkları için Yugoslavya ile berabere kalmalarında pek etkisi olmadığı görülüyor; sadece Remon'a bir kez daha milli takım formasını giyme şansı doğmuştur bu özel maçla. Hatırlarsınız 20 Eylül 2004'te Garcia Remon, yardımcılığını yaptığı Camacho'nun kovulması üzerine Real Madrid'in başına getirilmiş ve kısa bir süre eflatun beyazlıları çalıştırmıştır.

2 yorum:

Her Yol Roma dedi ki...

süper bi anektod hocam.

saygılarımla

varol döken dedi ki...

oh olsun takımının başında gelmeyen hocaya... hadi futbolcu dinlendirmek tamam da hoca dinlendirmek nedir ya...

bu hikayeyi biri aragones e anlatsın:)