6 Ekim 2009 Salı

YAYINCILIKTA YENİ DÖNEM

Sağlanan teknolojik gelişmeler sayesinde yayıncılıkta artık yeni bir döneme giriliyor. Tüm dünyada televizyonlardan yayınlanan sportif organizasyonları internet bağlantınız iyi olduğu takdirde şu anda bazı yasal olmayan internet siteleri sayesinde izleme olanağına sahipsiniz. Bu da milyon dolarlar ödeyerek yayın haklarını alan tv kuruluşlarını günden güne zor duruma sokuyor. Bu yüzden yayın haklarına sahip olan tv kanalları internet sağlayıcılarla anlaşma yoluna giderek daha makul fiyatlarla futbolseverlerin maçları bilgisayarlarından da kaliteli bir şekilde izlemelerine olanak sağlıyor. Mesela LigTv'nin Superonline ile yaptığı anlaşma gibi...

Ancak bugünlerde İngiltere'de olay farklı bir boyuta taşındı. İngilizler cumartesi akşamı Ukrayna ile deplasmanda 2010 Dünya Kupası eleme maçına çıkacak. Ancak bu maç ülkede canlı olarak televizyonlardan yayınlanmayacak. Çünkü Setanta'nın haziran ayında çöküşünün ardından bu deplasman maçını yayınlayacak herhangi bir kanal yok. Mevcut tv kuruluşları da bu maçın yayın hakkını elinde bulunduran firmanın 2 milyon paundluk isteğini karşılama yoluna gitmedi. Bunda maçın başlama saatinin de büyük etken olduğu ifade ediliyor. Çünkü maçın oynanacağı saatlerde ulusal kanallarda daha fazla "reyting getirmesi" beklenen programlar var. Yine İngiltere'nin Dünya Kupası'na katılmayı garantilemiş olmasının da tv kuruluşlarının bu maça yanaşmamasında payı olduğu belirtiliyor.

Eee peki ne olacak? Maç sadece internetten ve İngiltere'de anlaşmaya varılan Odeon sinemalarında canlı yayınlanacak. İnternet kullanıcıları http://www.ukrainevengland.com/ sitesine yarın akşama kadar girerlerse 4.99 paunda maçı canlı olarak izleyebilecek. Cumartesi bu meblağ 11.99 paund olacak. Siteye şu anda girenlerse maçın internetten yayınlanmayacağı ülkelerin listesi ile karşılaşıyor. Türkiye de bunlardan biri. Perform adlı internet üzerinden yasal olarak spor yayıncılığı yapan firma, İngiltere'nin en önemli gazeteleriyle de ortaklık anlaşması yaptı. Bu gazeteler de maçı internet sitelerinden canlı yayınlayabilecek, elde edilen kâr üzerinden de Perform'a pay ödenecek. Yine bet365 adlı bahis sitesi de maçı canlı yayınlayacak. Siteye girip üye olanlar ve hesaplarına 10 paund yatıranlar hem maçı izleyebilecek hem de bu meblağ kadar bahis oynayabilecekler.

Ancak bu durum İngiltere'de büyük bir tartışma konusu. Çünkü bu bir milli maç ve bu tür maçların açık kanallardan gösterilmesi gerekiyor. Herkesin evinde internet olmadığı için de taraftar dernekleri bu uygulamaya büyük tepki gösteriyor. Yine İngilizler böyle deplasman maçlarını toplu olarak publarda ve kulüplerde izlemeyi çok sever. Bunun mümkün olmayacak olması da tepkilere bir sebep.

Bu tarz yayınların takip edilmesi için sadece internet kullanıcısı olmanız yetmiyor. İnternet hızınızın ve bilgisayarınızın işletim sistemi ile ekran kartının da iyi olması zorunlu. Ancak artık tüm dünyada birçok insan spor yayınlarını internet üzerinden takip ediyor. Hem laptoplarından hem de cep telefonlarından otobüste giderken ya da cafede otururken o an dünyanın bir ucunda oynanan spor karşılaşmasını canlı olarak takip etme fırsatını yakalıyor. Türkiye bunun şu anda gerisinde. Ancak Türk Telekom'un bu anlamda ciddi bir çalışması olduğunu biliyoruz. Tüm ülkeye adım adım kablo döşüyorlar. Diyebilirsiniz ki herkesin evinde internet olması mümkün değil. Evet ama herkesin evinde Digiturk de yok, değil mi?!

Beni asıl düşündüren nokta tv'de spor yayıncılığının bir zaman sonra azalıp azalmayacağı. Bu konuda ciddi şüphelerim var. Her geçen gün tv kuruluşlarının spor yayıncılığı için ayırdığı bütçe azalıyor(NTVSpor ve TRT'yi ayrı tutuyorum). Ancak reyting kanallarında dizilere ve yarışmalara yenik düşmeye başlandığı ortada. Bunda da bazı kalitesiz spor programları, ekranda analiz yapmaktan çok kavga etmeyi tercih eden bazı yorumcular ve anlattığı maçın önüne geçmeye çalışan ya da dersine iyi çalışmayan maç spikerleri ile herşeyden önce de kara kutudan ne alması gerektiğini bilmeyen izleyici sayısının çok olmasının payı büyük. Sadece ve sadece eğlence olarak kabul görmesi gerekirken bunun olmadığı ve son dönemde politik oyunlara da alet edilen futbol karşılaşmaları endişemi daha da artırıyor.

Ayrıca maç sadece internetten yayınlandığında bu maçları kimlerin anlatacağı da önemli bir nokta. Bu da birçok insan için yeni bir ekmek kapısı demek. Mesela bu maçı James Richardson(hani Guardian'ın internet sitesine girdiğinizde bazen sayfanın sağında La Gazetta okuyan kel bir adam görürsünüz, işte o) anlatacak. Yorumcu olarak da Sven Goran Eriksson görev yapacak. Eğer Türkiye'de gelecek yıllarda böyle bir uygulamaya ciddi olarak gidilirse ben de anlatım konusunda başı çekeceğime inanıyorum. Hayırlısı!

5 yorum:

HHKahraman dedi ki...

Ben de anlatabilirim...
En azından CSKA-Beşiktaş maçında bana kendimi 1980lerin ortasında gibi hissettiren üstad İlker Yasin kadar...

Genç Arsenal dedi ki...

maçı internetten izleyecek olduktan sonra kimsenin para vereceğini düşünmüyorum. yasal değil belki ama maliyet ile karşılaştırınca çok ekonomik oluyor. ayrıca spiker konusundaki rahatlık ve tvnin seçtiği değil senin seçtiğin maçın izlenebilmesi her zaman daha cazip gelecektir insanlara :)

ozdemirmusta dedi ki...

Üniversiteli gençler boşuna paneller düzenlemiyor "inovasyon inovasyon" diye.. Medyada da diğer sektörlerde de yenilikçi beyinler gümbür gümbür geliyor!

Arkandayız Ali Abi! ;)

bonaventure dedi ki...

ligtv nin sunucuları dümdüz maç anlatımı yapıyor. maç sonrasında hiç birine diyemiyorsun ki bu adam şunları söyledi, bunları diyerek bizi bilgilendirdi.

d-smarta gelince umarım hiç bir türk takımının maçını ilker yasin anlatmaz. hem penaltı hem gol diyen adamdan hayır mı gelir allahaşkına.

ve ötesi... ntvspor bambaşka. en azından türkiyede şu an klasman dışı. murat kosovası var. ercan taneri var. var oğlu var.
ama trt yayınları bence halen daha fiyasko. izleyiciye hiç bir heyecan vermeyen kıytırık yayınlarına devam ediyorlar halen daha. alman ligini izliyoruz yahu. türkiye liginde galatasarayı anlatmıyorsun ki sen bana galatasaraylı bir topçunun yaptığı hareketten zevk alıp mutlu olayım. sonrasında da ne güzel yayındı be diyeyim. genel olarak tarafsızm. maç yayını dediğin öğretir hiç bir şey olmasa bilgilendirir. bizimkilerde ne var? transfer borsasının en önemli adamlarının adını anmak ve sırf beşiktaş eşleşti diye wolfburgun maçlarını yayınlamak. öf diyorum başka da bir şey diyemiyorum...

önemli not: telekomun kablosunu yenilemediği bölgelerde boşu boşuna 8 megabit internet istemeyin. zira bakır kablolar kaldırmadığı için yalan dolan bir bağlantı oluyor...

Murat1905 dedi ki...

Güney Amerikalı ve Arap spikerlerden maç dinleyince Lig TV-D Smart-TRT-ATV yayınlarını izleyip çile çekmek içimden bile gelmiyor.

İlgili maç sitesinde gelince Türkiye'den kimse İngiltere maçına 5 pound vermezdi zaten , herhalde onu düşünerek Türkiye'yi listeye koymamışlardır :)

Lig TV konusunda değinilmesi gereken bir konu daha var ki adamların belli bir fiyat stratejisi yok, limitlerine itibariyle müşteriye göre fiyat veriyorlar. Hele ki pazarlık yaparak iptal ettiricem dediğinizde fiyatı aşağı çekiyorlar ki bu diğer abonelere bir nevi küfürdür.

Türkiye'deki tüm maçlar aynı standartla (kamera sayısı + kalite) canlı olarak verilmedikçe şimdi talep edilen ücretlerin Türkiye şartlarında birçok vatandaş için fahiş olduğunu itiraf etmeliyiz.

Bunda yayıncı kurululuştan ziyade kulüpler birliğinin ve TFF'nin kabahati olduğunu belirtmemiz gerekir. Yayın ihalesinde haftada 3 maç (şimdi 4'e çıktı) yayınlanacak ibaresi koydurtmak özellikle Anadolu kulüpleri açısından bindikleri dalı kesmektir. Zaten hasılat gelirleri çok düşükken oyuncularını televizyon ekranında vitrine koymak yerine üçe beşe bakmak sportif kulüp idareciliğindeki vizyonsuzluklarını da yeterince ortaya koymaktadır. TFF'ye gelince bağlı olduğu UEFA'nın yayın ihalesi şartnamesinin benzerini oluşturmak bu kadar mı zor sözde profesyoneller için?

Galatasaray maçı misal 10 kamerayla verilirken, Anadolu kulübünün özet maçı 2 veya 3 kamerayla verilince ortaya büyük adaletsizlikler çıkıyor. Yani Bursasporlu bir taraftarın Lig TV'ye özet görüntü için para vermesinin bir sebebi yok. Diğer taraftan Digitürk'e gelecek olursak takıma özel paket yapsaydı şimdi gelirlerini 10 kat arttırmıştı ama ne yazık ki pazarlama departmanlarında o kafa yok (Misal , sadece Galatasaray maçlarını izlemek isteyen bir aboneye mevcut ücretin 4'te biri yansıtılır böylelikle sürümden kazanılırdı).