- "Ali ağabey koş, bazı arkadaşlar gelemiyor, sana ihtiyacımız var."
- "Ama hoca beni kadro dışı bıraktı"
- "Yok Ali ağabey koş, gel sensiz olmaz"
- "Peki, geliyorum" dedim.
Geliyorum dedim ama ne kafa olarak ne fizik olarak bu maça hazırlamamışım kendimi. Moral olarak zaten yokum. Ama dedimki arkadaşlarım zor durumda, bana ihtiyaçları var, her ne kadar kadro dışı bırakılmış olsam da görev bilinci bu, zor zamanda düşen arkadaşımın elini tutup onu ayağa kaldırmalıyım. Hemen eve gittim, bu arada hanım ve ahbaplarımız da sağolsun anlayışla karşıladı, üstümü değiştirdim ve Etiler'in yolunu tuttum. Gittimki çocuklar buluşmuş, beni bekliyor. Ama bir eksik var. O da ne?! İlk maçta bizi yalnız bırakan, üstüne üstlük beni bu maç öncesi kadro dışı bırakan Bülent hoca yine yok! Çocukların canı sıkılmış bu duruma, ben de çok içerledim. Zaten hiç hazır değilim maça, resmen tatilden çağrılan Danimarka milli takımının futbolcuları gibi hissediyorum kendimi, ama takdir edersinizki onlar kadar yakın değilim meşin yuvarlağa. Bu arada rakip takım da 1 değil resmen 4 teknik adamla gelmiş. Hepsi kenardan bağırıyor, çağırıyor, çocukları motive ediyor. Anlayacağınız resmen maça 1-0 yenik başlıyoruz. Varol Döken önderliğinde formalarımız hazırlanmış, pankartımız bile var ama dediğim gibi birşeyler eksik!!!
Maç başladı, elimden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışıyorum tüm arkadaşlarım gibi ama karşı takım 46 Hürriyet'ten daha taş gibi. GençOsman golleri sıralamaya başlıyor, ordan oraya koşuyorum açıkları kapatmaya çalışıyorum ama olmuyor, goller çok erken geliyor. Moralman daha da çöküyoruz. Teknik direktörsüz Blog İdman Yurdu'nda herkes teknik direktör oluyor bir anda ve birbirimizi motive etmeye, maçtan kopmamaya çalışıyoruz. Hakem ilk yarıyı bitiren düdüğünü çaldığında ne yazıkki skor tabelasında Blog İdman Yurdu 0 - 4 Genç Osman yazıyor. Benden bu kadar diyorum, yerimi ikinci yarının başında maça yetişen Atahan'a bırakıyorum. Oynamadığım ikinci yarıda ne yazıkki daha çok gol yiyoruz ve Nike Halı Saha Ligi'ne veda ediyoruz. Skor mu ne? Onu da PCLion'a sorun! :)))))
Şaka bir yana, Flying Dutchman'den Tunchay, NoatSamisa Salih, Esesim Ömer, Mayıslar Bizim Atahan, büyük yorumcu Varol Döken ve devre arasında "Çok susadım Ali ağabey terliyemiyorum bile, vücudumda su kalmadı" diyen ve beni blogundaki yazıyla arkamdan vursa da oyundan çıktıktan sonra hemen kendisine su yetiştirdiğim PCLion Uğur, iki maçta da bizi yalnız bırakmayan eşim Elif, Tribündergi'den Barış Timurlenk, itdurmaz Mustafa ve diğer arkadaşlara teşekkürlerimi iletiyorum. Maksat bir arada olmak, eğlenmekti, birlikteliğin keyfini çıkarmaktı. Sonuçta Riva'daki kampa katılmayı bizden daha çok hakeden birçok takım ve futbolcu var. Gruplardan çıkan takımlara başarılar diliyoruz...
16 yorum:
Vlla formaya, pankarta verilen paralara yazık olmuş..:)
sağlık olsun diyelim..:))
en büyük taraftar futbolcular sahtekar.aldığınız paranın hakkını verin.en lüks arabalara binen siz,bütün ilgi sizin üzerinizde,karı kız peşinizde daha ne istiyorsunuz.bahane üretmeyin topunuzu oynayın.
yönetim de ayrı terane.onlarında istifa etme erdemini göstermeleri gerek.tamam bu ülkenin en iyi blogger'ları olabilirsiniz ama blogdan da anlarım futboldan da derseniz size orada durun derler işte böyle.
teknik direktör de dün almanya'dan gelen,sormadan çeken giden adamı hemen ilk 6'ya koymuş.takım içine dinamit koymuş.
nereden tutsan elinde kalıyor takım.olan bize oluyor.bu kafayla işimiz çok zor.
abarttım galiba biraz :)
Ali Okancı iddiaları resmi sitesinden yalanladı! Ayrıntılar için;
http://pclionfc.blogspot.com/2009/05/son-dakika-blog-idman-yurdunda-ali.html
hocam şu süpermiş; "resmen tatilden çağrılan Danimarka milli takımının futbolcuları gibi hissediyorum kendimi".
bu arada tunchay abi de tam gökhan ünal..
Okay Abi'nin de yemeğe katıldığını bileydim bir kere tattığım ve büyük keyif aldığım hoş sohbetine dahil olmak için mekanın kapısında yatardım :)
Takıma gelince... Takım mental açıdan on numara, kabuldür.
Teknik ve fizik açıdan pek tartışmayı ise gerek görmüyorum :) Ali Okancı tarafından maçın üzerine yazılan bu yazı ise çok güzel bir mizah eseri, yenilgiyi unutturma methodu =)
Takımın iki maçını da seyrettim, özellikle bu maç tellerin arkasında dönen "kaç oldu X oldu mu?" muhabbetinden büyük keyif aldım.. Güzel oyun futbolu yazmanın üstüne, o sıcakta bir de oynayan Blog İdman Yurdu takımını birlikteliğinden ve performansından ötürü tebrik ediyorum..
maçın gizli yıldızı saha kenarındaki "baba"ydı. gizlenmek gibi bir kaygısı hiç olmasa da :)
ayagınıza sağlık blog dünyasını en iyi şekilde temsil ettiğinize inanıyorum,
Corlu'yu adam yerine koyan Nike Adana'yı da adam yerine koymus olsaydı bir Demirspor kurardık anadoludanfutbol olarak.
tekrar tebrikler ayaklarınıza sağlık.
anadoludanfutbol.blogspot.com ve Adana'dan Selamlar
İlk fotoğraftaki çakma Sinan Engin,parmak uçlarında kareye dahil olmuş...
Her ben buradayım ,çantamın içinde malzemelerimle bekliyorum der gibi
Formalar,önde tavukcu yazarın reklamı,pankartlar,resim ve editör ekipmanları vs..
Herşeyi ile 2.lig yükselme klasmanı gibi hazırlıklar..
Oldu mu ? Olmadı..
Sorun yönetimde ozaman..
Eleştiriler beni ilgilendirmiyor:) Yönetim arkamda. İstifa etmiyorum. Bu sistemin oturması zaman alacak. Oyun felsefemizden vazgeçmeyeceğiz lakin maç kampını Umut Ocakbaşı'nda yapan takımdan ve teknik ekibinden bir cacık olmaz.
Katılan paylaşan tüm arkadaşlara teşekkür, bugün abartan rakibe de tebrikler.
Ali Okancı seni hiç olmazsa uzatmalarda almadım oyuna (!)
Formalar güzel olmuş. Real Betis gibisiniz maşallah. Lakin o şort boyunu Varol Döken mi seçti?
Maçtan önce Fasıl
Otelde kumar var
Şampiyonluk gitti
Aferin çocuklar...
Takım kampını ocakbaşında yaparsa olacağı bu. Ama kızmıyorum hiç. Artık "ayağına top değmemiş adamlar futbol yazıyor" eleştirisinin karşısında durabileceğimiz bir kalemiz var.
Bu arada BİY forması istiyorum. Tedarikçisi kimdir? Varol Döken? Barış Timurlenk?
talento - 22
formaları yaptıran da tasarlayan da tunchay'dır bana sadece tavukçuzade'nin motorcusunu gönderip aldırtmak kaldı:)
takımın kamp yerini beğenmeyenler için aziz yıldırım'dan kürdilihicazkar makamında gelsin:
biz seninle el ele
kamp yaptık mı gerede'de
valla ne yalan söyleyeyim, bu maç blog dünyasının bloglarda kalması gerektiğini bir kez daha gösterdi bana, 4 tane 50lik amcayla 4.000 kişilik ambiyans yapan rakip takım varken biz en az 4.000 kişilik blog ailesi 4 kişi bile göremiyorsak saha kenarında...
futbolcular sahtekar değil, biraz yorgun ve yaşlı sadece, ya taraftar?
isteyene forma yaptırırız o kolay ama arkasında 12 taraftar yazmayacağı kesin... aaa yanlışlıkla 12 mi dedim ben:)
Ben tüm blogları bir gün karartmaya davet ediyorum bu tarihi lekeyi unutmamak için
unutma unutturma
dün ayın 10'uydu 12 tane yemişiz...6 Kasım esprisi de yapılmaz bununla
of of of :))
Bu sene son olmalı
Arkası olmamalı
Söyletme artık Bize
Acı hasret şarkısı
O Forma kutsaldır nasip olmaz herkese :)
ŞampiYonluk yarınlara kaldı ... :)
Üstündeki tavuklu forma
nasip olmaz öyle her kula mehmetçik basri lefter can
gibi layık olan bu taraftara İNŞALLAH :)
Topu 12 kez ağlardan çıkararak Yaşar Duran, Fatih Uraz ve Hakan Arıkan üçlüsünün yaşadıklarını tecrübe ettim.Leeds United'da yediği 6. gol sonrasında kıs kıs gülen Shorunmu da haklıymış. :)
Ben de Fenerbahçeli Faruk'un yaşadıklarını tecrübe ettim. Sigaramı söndürüp maça girince böyle oldu :)
Yorum Gönder